KIRLILIK

Bu kadar vurdum duymazlik içersinde olmamizin, toplumsal kurallara aykiri davranis ve hareketlerde bulunmamizin sebebi, acaba bizlere bazi yaptirim ve cezalarin uygulanmayisindan mi ? Yetersizliginden mi ? Yoksa bazilarimizin halâ toplum içinde çagdas ve medeni bir sekilde yasamaya ayak uyduramamasindan mi ? Yoksa, ilgili mercilerin bu konulara gerekli hassasiyeti göstermemelerinden kaynaklaniyor bilemiyorum. Ama görünen tek bir gerçek var, o da,Kirklareli'nde günden güne artis gösteren kirlilik ve basibozukluk. Bu konulara da ilgili mercilerin, bazi yaptirimlar ve cezalar uygulayarak dur demeleri gerekiyor kanisini tasimaktayim.
Kirklareli'nde Insaat sektörü canlandi.Neredeyse her cadde ve sokakta bir insaat çalismasi var. Yeni yapilasma elbette güzel bir sey. Ama güzel olmayan tarafi, o insaat isini yapan kisilerin çevreye verdikleri kirlilik ve zarar.
Diyeceksiniz ki insaat olurda orada hafriyat ve kirlenme olmaz mi? Tabii ki olur ama makul ve kontrollü bir sekilde. Eger o insaati yapan ve yaptiran kisiler, insanlarin geçecegi kaldirimlari kapatmazlar ve insanlar trafigin aktigi caddeden geçmek zorunda kalmazlarsa yada insaat ta kullanacaklari demirleri cadde ve sokagin ta orta yerine kadar rasgele birakip ta trafigi zora sokacak bir durum yaratmazlarsa ve bu insaat sahasi için gerekli müsaade ve tedbir alindiysa, o insaati yapan kisilere kimse bir sey demez zaten. Burada kastettigim ve kinadigim bu özeni göstermeyen kisilerdir.
Düsünün bir yaya olarak kaldirimdan gidiyorsunuz ve birden bire üzerinize sular akmaya basliyor ve büyük bir soka giriyorsunuz. Bu sular nereden geliyor diye baktiginizda görüyorsunuz ki, ev sahiplerinden biri balkonu yikiyor ve dördüncü kattin balkonunun o kirli sulari sizin üzerinize dökülüyor. Evet bu gerçek, geçen gün bu olayi gözlerimle gördüm. Bereket islanan ben degildim. Onun için kendimi sansli sayiyorum. Zaten, konu benim veya bir baskasinin islanma olayi da degil. Dördüncü katin balkonunun pis su borusunun herhangi bir önlem alinmamis bir sekilde dogrudan caddeye salinmis olmasi. Onun için dikkat edin hiç ummadiginiz bir zamanda sizinde basiniza gelebilir. Diyeceksiniz, sikâyet edin o zaman. Hangi birini sikâyet edeceksiniz? Bir tane degil ki...
Kirklareli'nde otomobil sayisi her geçen gün biraz daha artiyor. Cadde ve sokaklarda sagli sollu bir sürü park etmis bir sürü otomobiller. Trafik park yapilmaz levhasinin oldugu yerlerde bile. Aralarindan üçüncü bir araç zorlanarak ancak geçebiliyor. Ilk bastan, Kirklareli'nin ne kadar zengin bir sehir oldugunu düsünüyorsunuz bunlari görünce. Birde sahipleri öyle sik araliklarla park ediyorlar ki karsidan karsiya geçmek için bazen bir sürü otomobilin yanindan yürüyüp ancak kendinize bir geçecek yer bulabiliyorsunuz. Tabii ki yürüdügünüz kaldirimin üzerine bir seyler konulup ta kaldirim kapali degilse o zamanda yol boyunca arabalarla beraber yürümek zorunda kaliyorsunuz. Bunlari gören tek ben degilim. Her halde yetkililerimizde görüyorlardir. Onun için lâfi fazla uzatmadan diger bir kirlilik olayina geçelim.
Yaz geldi. Havalar, yavas yavas isinmaya basliyor. Çöp tenekelerinden alinmamis çöpler kizismaya, etrafa rahatsizlik verecek sekilde koku yaymaya basliyor. Uzun zaman alinmamis, biriktiginden olacak herhalde çöp torbalari köpeklerin ve kedilerin taarruzuna ugramaktan kendilerini koruyamiyorlar. Çöpler sokak ortasina kadar yayiliyor. Posetler sagda solda uçusuyor. Belediye ne yapsin. Vatandas, çöp bidonlari dolu olunca kenarina birakmak zorunda kaliyor. Demek ki biraz daha hizli hareket edilmesi gerekiyor. Kirklareli artik büyüme yolunda olan bir vilayet. Tabii ki çöpü de çok olacak.
Bir baska kirlilik, cadde ve sokaklarda, yer yer at arabalarindan dökülen hayvan pislikleri. Bir sehrin caddelerinde at pislikleri. Göze güzel gözükmüyor herhalde. Bir çare bulamadik gitti su at arabalarina.
Trafigi zaten bildikleri yok. Trafige ters yönden girmis, kaza yapacaklarmis umurlarinda zaten degil.
Allah kolaylik versin ne diyeyim.
Daha anlatacak çok sey var ama diger kirlilikleri de siz bulun benden bu kadar. Saygilarimla.