Kırklareli'ne bağlı Karıncaklı HÜSEYİN GÖRGÜNER: "Yirmi yıl önce akşamdan suladığım dinlenmiş toprağa cins karpuz ektim. İçi kıpkırmızı karpuzlar oldu. Vize - Büyükyoncalı Saray köylerinde, çarşılarında gezerek bir araba karpuzu satmaya çalıştım.
Daha sonra Sedatlara toptan karpuzları sattım. Gezerek karpuz satmak çok zor. Toptan satmak daha hesaplı. Şu anda biber, domates ekiyorum. Karıncak Bir Sebze Deposudur. Ben Karıncak'ta köy kahvesi işletiyorum. Çok emek veriyoruz. Market geldi, bizim sebze işleri hafifledi. Bitme noktasına geldi. Şimdi karpuz ekmiyorum.
Sebze bahçeleri için hayvan gübresi kullanmak daha verimlidir. Fenni gübreyi fazla verim almak için kullanıyoruz. Sebzeye en çok kullandığımız gübre 15 - 15 ve üre gübresidir.
Sorunumuz süt fiyatlarıdır. Yem fiyatlarıdır. Hayvancılıkta zarar ettim. Yaşlandım. 58 yaşındayım. Hayvancılığı bıraktım. Ziraat Bankası'ndan hayvancılık kredisini iki yıl önce verdiler. Pahalı düveler alanlar oldu. Altı - Yedi bin liraya iki yaşında düveler alındı.
Şimdi aynı hayvanlar piyasada üç bin liradır. Hayvanlar arkadaşlara sıfır faizle verildi. İki sene ödeme yoktu. Hayvan kredisini son iki seneden sonra dört sene içinde ödeyecekler.
Önümüzdeki yıllarda kredi alanlar zor durumda kalabilirler. İcralık olabilirler.
Köylümüz hayvanları iç piyasadan aldılar. Hükümet hayvancılıkta ithal hayvan alımını serbest bıraktı. Bu durumda yerli hayvan piyasası sıfırladı. (Yüzde elli düşme yaşanmış. Hayvan çiftlikleri kuruldu. Hayvan ithal edildi.) İki evladım var.
Dedem Hasan Görgüner Bulgaristan Seymenler Köyü'nden Kurtuluş Savaşı öncesi gelmiş. Biz yedi kardeşiz. Fenerbahçeliyim. Karıncak 80 hanedir" dedi.
Eskiden domates toprak kokardı. Tereyağı çimen kokardı. Mis gibiydi her şey. Hayvanlar meraya çıkardı.
Çocukluğumda her evde inek vardı. Bahçeli, kuyulu evlerde oturduk. Babam karpuzu kuyuya atardı veya kuyunun kovasına karpuz konurdu.
Buzdolabı yoktu. Yemekler tel dolaba konurdu. Komşular erişte, ev makarnası, kuskus, tarhana yapardı. Bağcılar üzüm pekmezi kaynatırdı. Hardaliyeyi, yapma şarabı, Ayrancı Hüseyin yapardı. Bardak bardak hardaliye içerdik.
Tren yolu yemişlikti. Ballıca Dere'de arkadaşlarla yüzerdik. Dereye giderdik. Yazın Şeytandere çevresi kavaklık, meyve bahçeleriyle doluydu. Kır bekçileri yemiş koparan çocuklara kızmazdı. Yemiş çok boldu. Kuzu kulağına Mahya Baba Eteklerine Giderdik. Her şey güzeldi. Babalar, öğretmenler çok serttiler… Muhacir çocukların evlatlarıydık. 10 OCAK DÜNYA ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN…
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol