Tüketim toplumu olduk. Eski giysilerimizi kullanmıyoruz. Modayı takip edip şıklığı tercih ediyoruz. Marka giyinmeyi seviyoruz. Marka kalite demekti. Gençler marka giyinmeyi seviyorlar.
Asgari ücretli de olsa şık olmak önemli onlar için. Kırklareli gençleri her zaman şık oldu. Gençlik günlerimizde terzi İsmail'e: "Üstten cep olacak. Pantolon vücuda oturacak" diyen arkadaşın özel gömlekçisi Özcan ağabeydi. Pembe bir gömleğimin ustası Özcan ağabeyi modayı takip eden gençleri kırmıyordu. İstasyon Caddesi Zafer Sinema Bahçesi'nde arkadaşlarla çekilmiş güzel bir fotoğrafımız var. Yine üç arkadaş İstasyon Caddesi'nde en şık halimizle yürüyoruz. 1960'lı yıllardı. Sevdalı, hülyalı gençler Şeytandere'ye gider eğlenirdi. Hıdrellez Kakava Günleri Yılın Stresinin Atıldığı En Güzel Günlerdi. Arkadaşlarla Çekildiğimiz Fotoğraf Hıdrellez Hatırasıydı. Muhacir Çocukların Evlatlarıydık.
Yıllar ne çabuk geçti. Mahalle arkadaşlarım her şeyimdir… Bir hikayenin kahramanlarıdır. İnsanlığın, komşuluğun olduğu en güzel yıllarmış… Tarım toplumunda imece vardı. Kasalarla domatesten salça yapılırdı. Kuskus, tarhana yapılırdı. Kışın tarhana çorbası serin, soğuk kış günlerinin ilacıydı. Çocukluk, gençlik yıllarımız bir Türk filminin yazılmamış hikayesi gibiydi.
Film artistleri: Ayhan Işık, Sadri Alışık, Türkan Şoray, Hulusi Kentmen, Eşref Kolçak, Hülya Koçyiğit, Orhan Günşiray, Öztürk Serengil (Yeşee), Selda Alkor, Fatma Girik, Filiz Akın, Sevda Karaca, Tamer Yiğit, Karaoğlan filminin yakışıklı jönü Kartal Tibet, Göksel Arsoy, Tanju Gürsu gibi sanatçıların gençlik dönemleri muhteşemdir.
Gençlik, İnci, Zafer, Saray sinemaları yaz kış dolardı.
Yazlık sinemalarda, yıldızlı yaz akşamlarında "Sakarya gazozu buz gibi…" diye bağıran çocuklar vardı. Herkes çok şıktı. Halkın en büyük zevki yaz akşamlarında güzel bir filme gitmekti. Zafer Bahçesi'nde akşamlar güzel olurdu. Arjantin bira servisi de yapılırdı. Derin muhabbetler, sohbetler, neşeli fıkralar vaktin nasıl geçtiğini anlamazdık. Rahmetli Kayhan Sancaktaroğlu çok neşeli fıkralar anlatan çok sevdiğimiz bir arkadaşımızdı. Refik Işıkalp, Erdal Kalkan, Suat Karabulutlar, Mehmet Çiler, Yalçın Gülbiten, Elvent Yavuzer, Yaşar Azırcı, Polat Çağlayan, Çakır Muammer Koçtürk, Kaptan Yalçın (Çok iyi bir orta saha oyuncusuydu), Muaffak Ülgen, Kasım, Ahmet Alkım, Ali Mesoğlu gibi dostlarla Beyaz Saray Kıraathanesi'ne takılırdık. Kahveyi Dede Fikret'le Muammer Koçtürk beraber çalıştırıyordu. Bazı geceler İstasyon Parkı'nda neşeli sohbetlerle yaşamın her türlü sıkıntısını göğüslerdik.
Kırklareli'nde 1960'lı yıllarda önemli konularda paneller olurdu. Belediye salonu dolup taşardı. Siyasi olaylar, tarihin giz dolu günleri her yerde tartışılırdı. Sağ, sol kardeş kavgası bu güzel tartışmaları kaosa sürükleyince tat tuz kalmamıştı. 12 Mart - 12 Eylül günlerini yaşadık. Şimdi o kaos günleri konuşuluyor.
Muhabbetli taşra sohbetlerinde arkadaşlık çok önemliydi. Kitap okuyan toplumlarda sert tartışmaların yaşanması, kibirli, bencil politikacıların burunlarından kıl aldırmayacak kadar sertlikleri, Amerika'nın, Rusya'nın yayılmacı politikaları bu kaosu yaratmıştır. Sovyetlerin dağılmasıyla Amerika kibirli tavrına devam etti. Enerji kaynaklarının olduğu ülkeleri kaosa sürükleyerek perişan etti. Silah tekelleri köşe oldu… Üçüncü dünya ülkelerinde darbeler hiç eksik olmazdı. Sevgi, muhabbet günleri mazide kalıvermişti. Savaşlar yıkım olmuştu…
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol