KIRKLARELİ'NİN İSMİ ÜZERİNE TARİHSEL RİVAYETLER

Kırklareli çok isimli bir ildir. Şu ana kadar bilinen 20 dolayında adı vardır. Bizanslılar zamanındaki adı Saranta Ekklesiai idi. Yani Kırk Kilise. Osmanlılar 1368 de Kırklareli'ni aldıklarında ismini Türkçeye çevirdiler ve Kırk Kilise dediler. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında Kırklareli milletvekili Dr. Fuat Umay'ın teklifi ile Kırkkilise ismi KIRKLARELİ olmuştur. Yani KIRKLARIN YATTIĞI YER. Ancak Yunanlılara göre Kırklareli adı KIRIKKİLİSE YA DA KIRKİLİSE'dir. Bu isimlerden KIRIKKİLİSE zaman içersinde KIRKKİLİSE olmuştur. Kırklareli'nin 20 isminden bir tanesi budur. Bu isim Bizanslılar, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti zamanına aittir. Bunların dışında Kırklareli'nin özelliklerini, güzelliklerini, doğal yönlerini yansıtan isimleri de vardır. Bağ kasabası, Şarap ve Meyve cenneti anlamına gelen isimleri bulunmaktadır. Fakat ne var ki Kırklareli Kutsanmış bir yerdir. Hıristiyanlıkta, Müslümanlıkta bir KIRKLAR, KIRKŞEHİTLER olayı vardır.
Bir yerde okumuştum Kırklareli'ne KİLİSELER ŞEHRİ dendiği zamanlar olmuştur. İsa peygamberin yakalanıp idam edilmesi sırasında ve sonrasında Roma Hıristiyanlığı yasaklamıştır. Bu yüzden İsa'ya inananlar devlet korkusundan Gizli İbadete yönelmişler, onlar için mağaralar, gür ormanlıklar, taş oyukları ibadet yerleri olmuştur. Romanın Hıristiyanlığı yasaklaması 350 yıla yakın sürmüştür. Bir Roma hükümdarı dini serbest bıraktığını ilan ettiğinde Romalı Hıristiyan Papazlar, Din adamları, Teologlar yani Din Bilginleri, İsa'nın çevresinde yer alan Hıristiyan Azizler Bölgesel Toplantılar yaparak dini nasıl yayacaklarını tartışmışlardır. Bu bölgesel Kilis Toplantıları büyük ilgi görmüştür. Kiliseler Meclislerinin toplandıklarını, dini nasıl yayacaklarını konuşup karara vardıkları yerler zaman içinde dinen önemli yerler kabul edilmiş, Din Azizleri adına kiliseler yaptırılmıştır. Kiliseleri böyle yerlerden biri de Kırklareli'dir. Ancak bu yerler el değiştirdiğinde Kiliseler bundan zarar görmüşlerdir. Mesela Müslümanların camileri de yıkılmış, yakılmışlardır. Dini eserlere zarar karşılıklı olmuştur.
Kırklareli geçmişte çok milletli bir kent idi. Bunların ibadethaneleri vardı. Araştırmalarımızda şu Kiliselerin isimlerine ulaştık.  
"Karakaş Mah. 1868 yılında yapılmış Ayatanas Kilisesi,
Yayla'da Aya İspiron Kilisesi, 1871 yılında yapılmış
Hatice Hatun Mah.'nde Ayanikolos Kilisesi,
Panaiya Kilisesi- 1839 da yapılmış,
Ayasaranda Kilisesi-1857 de yapılmış,
Aya Yani Kilisesi- 1871
Aşağıpınar Kiliseciği (Küçük bir Kilise)
Bunların dışında büyük köy ve kasabalarda da vardı. Fakat savaşalar ibadethanelere de, tarihi eserlere de büyük zarar verdiği uluslar arası bir sorundur. Mesela Balkan Savaşında Bulgarlar 7 binin üstünde tarihi eseri Sofya müzesine koymuşlardı. İnsanlık belki bir gün tarihe, ibadet yerlerine zarar vermemeyi öğrenecektir. Fakat o zamana kadar da yeryüzünden birçok eser kaybolmuş olacaktır.
Kırklareli üzerinden kiliselere, ibadet yerlerinin korunmasına geldik. Görülüyor ki olaylar iç içe, sonuçlar farklı. İnsanoğlu hem yapıyor hem yıkıyor. Yıktığını daha sonra arayıp buluyor yeniden inşa etmeye çalışıyor. Ömrünü böyle tüketiyor.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol