KIRKLARELI'NIN TANITIMI

6 Ocak 2010 Çarsamba günü Vilayet binasina çagrildik.

Konu, "Kirklareli'nin Tanitimi"ydi.

Çok isabetli, gerekli bir konu.

Bir gün öncesinde Ilimizin Kültür Ve Turizm Müdürü sayin Mustafa Akkaya ile tanismistik. Müdür bey, bugünkü toplantinin öznelerindendi dogal olarak.

Ondan da önce, Ilimiz vali yardimcisi Ismail Gültekin baskanliginda olusturulmustu toplanti.

Çok degerli insanlar katildi. Bir nice de degerli insan katilamamisti. Yoktular. Pek fazla isim vermeyecegim ya... Birini belirteyim: Engin Dayanç'i aradi gözlerim. Çünkü, onunla bu konuda çok iyi bir söylesimiz olmustu. bu konuda degerli düsünceleri ve projeleri, birikimleri oldugunu söylemisti. Dilerim ileriki dönemlerde bu isin içinde olur.

Kirklareli, fazla mütevazi, fazla duragan bir il. Insanlari fazla düskün kisisel rahatina.

Yurdumuzun en sirin, en güzel, en yasanasi illerinden, sehirlerinden birisidir oysa. Toplantida bu konuda bir saptama da dile getirildi. Türkiye'nin yasanabilir 10 tane ilinin içindeymis Kirklareli. Ne kadar güzel. Yani, "Ha, sunu bileydin!" diye bir söylem vardir ya.

Tabi ki çok sakin, çok duru, tabi ki asayis bakimindan, rahatlik bakimindan, yasanilirlik bakimindan çok olumlu, çok sirin, çok güzel bir yer.

Tanitimi yok iste. Aktivite yok.

Bu zamana kadar yapilan bir takim etkinlikler, Kirlareli'yi bir Trabzon, bir Eskisehir veya bir filanca il düzeyine tasimadi.

Urfa deyince herkes bilir. Sivas deyince de, Erzurum veya Erzincan ya da Samsun deyince.

Bir bakmali, o illerin Kirklareli'den daha önemi nesi vardir.

Trabzon'un denizi mi? Kirklareli'nin de var.

Bolu'nun, Rize'nin ormani mi? Ya Kirklareli'nin Demirköy ve Kofçaz ormanlari?

Urfa'nin müzigi mi? Kirklareli'nin davul zurnasi, ince çalgisi buna yeter de artar bile. Balkan ve Rumeli türküleri de yaninda cabasi kalir. Yeter ki gündeme getirilebilsin, gün yüzüne çikarilabilsin. Sivas'in veya Samsun'un tarihsel geçmisi mi?

Balkan Savasi deyince... Kurtulus Savasi deyince... Kirklareli, Türkiye'nin Avrupa'ya, Balkanlara geçis yerinde bir kere. Ayak altinda daima. Kolay mi, tarihsel durustan, durumdan, tarihsel olaylardan firade olmak!

Zaten elde gündöndü var, peynir var, helva var, aricilik, bagcilik, hayvancilik, tarim ve elde bir "hardaliye" var. Eski eserler var Kirklareli'de. Bulgar burada yasamis, Yunan burada kalmis. Onlarin birakip bize emanet ettikleri, hediye ettikleri tarihsel yapilar var. Basli basina tarih bunlar. Yeter ki degeri bilinsin, yeter ki korunsun, bakimi ve düzenlemesi yapilsin. Su, "Yayla" gerçegi artik algilansin Kirklareli'de. Yayla meydanindaki o muhtesem tarih korumaya, bakima, düzenlenmeye alinsin. Bir bakalim o zaman, Kirklareli, ülkemizin hattâ daha da iddiali söyleyeyim, Dünya'nin sayili tarihsel illerinden biri oluyor mu olmuyor mu? Merkezdeki dünya kadar tarihsel kalintinin yaninda, Vize, Kofçaz, Lüleburgaz, Pinarhisar... Yani, saymakla bitmez. Gerçekten liste tutmak bir hayli zaman alir. Bunlara bir önem verilsin hele.

Zaman zaman yapilmistir bu tür toplantilar kuskusuz. Iyi niyetli, iyi yürekli insanlar zaman zaman, bir seyler yapilmasi gerekliligini ortaya koyarlar ve bir çaba verirler.

Bir kez daha gündeme geldi.

Bu konuyu zaman zaman yazacagiz, isleyecegiz.

Iyi olacak. Daha etkin ve daha yetkin insanlar bir araya gelirler, çok daha güzel seyler konusurlar, çok daha verimli durumlar çikar ortaya.

Selam olsun, yasadigi çevreye ilgi duyanlara.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol