Kirklareli kültür arastirmasina geç baslamis bir yerdir. En eski arastirmayi yabancilar yapmislardir. Ali Riza Dursunkaya'dan sonra (ki onun arastirmalari yarim kalmis ve 1950'li yillarda son bulmustur) biz gelmisiz. 1990'li yillara dogru Zekeriya Kurtulmus folklor arastirmalarina baslamistir. Bu arada ortalikta arastirmaci olarak dolasanlar ciddi bir isin sahibi olmamislardir.
Alintilarla, baskalarinin ve devletin sirtindan onun bilgileriyle bir yere gelmeye çalismislardir. Arkeoloji arastirmalari ise 1930'lu yillarin ortasinda Mustafa Kemal'in emriyle yapilmistir. Ondan sonra arkeolojik arastirmalara uzun bir zaman ara verilmis, 1990'li yillarda Prof. Dr. Mehmet Özdogan'in Asagipinar ve Kanligeçit kazilari baslamistir. Bu kazilar Kirklareli'nin tarihini degistirmis, daha uzaklara götürmüstür. Kirklareli'nde bir kisim insanlar bu resmi bilgileri kullanarak sahnede kalmaya çalismaktadirlar. Ama yine de yaptiklari, baskalarinin sirtindan da olsa, öyle veya söyle bir hizmet sayilabilir. Tabii etik anlamda degil.
Bugün itibariyle Kirklareli'nin kültürel zenginligi az çok belli olmustur. Simdi bu zenginligin içinden birkaçi üzerinde çalisilmakta, geri kalanlar hakkinda mevcut bilgiler evrilip çevrilmekte, yeniymis gibi halkin önüne sunulmaktadir. Birgün bunlar üzerinde de durulacaktir.
Suraya gelmek istiyorum. Kirklareli'nde bilinen kültür, ölmeye terkedilmis kültürdür. Kirklareli merkezinde ve diger yerlerde ölen, ölmekte olan kültürün örnekleri çoktur. Mesala Tabyalar, Yayla ve diger yerlerdeki tarihi binalar ölen kültürler arasinda bulunmaktadir.
Bir yerde KÜLTÜRÜN ÖLÜMÜ varsa orada TARIHI KARANLAÄzA GÖMENLER var demektir. Bu tabii bir sorumsuzluk, gelecege yan çizmektir. Eski Vali Konagi Yayla'da yanan eski okul, eski Türk Ocagi binasi ve Yayla'da sehir merkezinin baska yerlerinde koruma altindaki binalar yikilmakta, bunlarin mimari özellikleri kaybolmaktadir. Bunlarin yok olusu resmilerden, görevlilerden çok Kirklareli halki üzülmelidir. Çünkü Ölen Kültürün sahibi halktir. Bu onunla beraber yasayan kültürdür. Ölen budur. Bir daha bu insanlar Yayla'da yanan yüzyillik okulu ne zaman göreceklerdir.
Kirklareli'nde dikkatimizi çeken Kültürün Ölümü ile birlikte Kültürel bir yozlasma ve kültürel kirlenme de baslamistir. Kültürün ölümü ile kirlenmesi ise korkunç bir olaydir. Ama Kirklareli bu sürece girmistir ve kültür Kirklareli'nde ölmeye baslamistir.
Bugün elimizde Kirklareli tarihini degistirecek, yanlislari düzeltecek yeni bilgiler bulunmaktadir. Bu bilgilerin isiginda Kirklareli kent merkezinin kurulus tarihi, bagciliginin özelligi, alip sattiklari, geçmiste kalan yasam biçimi simdiye kadar bildiklerimizden çok farkli durumdadir. Kirklareli'nin daha renkli, daha hareketli ve daha özellikli bir geçmisi oldugu anlasilmaktadir. Bir yabanci tarihçinin anlattigi Kirklareli bize daha sempatik gelmektedir. Süphesiz bu durumda bizim de yazdiklarimizda düzeltmeler olacaktir. Gelecek kusaklara daha dogru ve saglikli bilgiler aktarmak görevimiz olacaktir. Yalniz ne var ki eski ve yeni bilgilerin harmanlanmasi, karsilastirilmasi zaman alacaktir.
Yazimin sonunda sunu söyleyeyim ki bugünkü Kirklareli'ndeki yasam geçmisteki kadar insani hayata baglayici degildir. Yani geçmis daha çok Yasama Sevinci ile dolu, daha umutlu, daha coskuludur. Elbetteki bu baglamda geçmise özlem duymuyoruz. Ama geçmisi daha saglikli bilmemiz durumunda gelecek için yapacaklarimiz daha farkli olacaktir. Kirklareli'ni daha güzel yapma imkanimiz bulunacaktir. Kirklareli'ni masal gibi anlatmaktan kurtuldugumuz gün gerçege daha yaklasmis olacagiz. Bu da her halde daha fazla arastirma yapmakla mümkün olacaktir. Halka daha fazla bilgiler aktarmakla Kirklareli anlasilir hale gelecektir. Burada önemli olan geçmisle gelecek arasinda bir köprü kurabilmektir.
Sözgelimi bugünkü insanlarimizin KAKAVA BILGISI geçmisle ne kadar baglantilidir? Geçmisteki Eglence Kültürü bugünkü Eglence Kültürü'müze ne kadar benzemektedir? Bu kültürde neler kaybetmis, neler kazanmisiz? Bilmiyoruz. Eger ögrenmeyi ciddi bir is olarak kabul edersek günümüzü de geçmisimizi de ögrenmek kolay olacaktir, Yeter ki ögrenmek için bir gayretin içersinde olalim, Bilmem anlatabildik mi?
nazifkaracam@gazetetrakya.com
NE ARAMIŞTINIZ ?
ÇOK OKUNANLAR
-
Uçmakdere hafta sonu yamaç paraşütü tutkunlarını ağırlıyor
04 May 2025 -
31. Kırklareli Uluslararası Kakava Festivali Başlıyor
14 May 2025 -
Tekirdağ YEDAM tanıtıldı
05 May 2025 -
Umutlu Yarınlar Anaokulu'nda 23 Nisan Coşkusu
23 Nis 2025 -
Meriç Nehri'ndeki kürek yarışları Edirne'nin turizmine katkı sağlıyor
04 May 2025 -
Tekirdağ'da üreticiler buğdayda rekolte kaybı yaşamamak için yağış bekliyor
06 May 2025
ÇOK YORUMLANANLAR
-
Milli yüzücü Emre Onuş, Avrupa'da madalya hedefiyle kulaç atıyor
19 May 2025 -
Geçen yıl kuruma noktasına gelen Kazandere Barajı'nda doluluk yüzde 100'e yaklaştı
20 Nis 2025 -
Kırklareli'nde su ürünleri denetimi yapıldı
20 Nis 2025 -
Türk ve ABD'li güreşçiler Edirne'deki dostluk turnuvasında karşılaştı
20 Nis 2025 -
Edirne'de köy sakinlerine sağlık taraması yapıldı
20 Nis 2025 -
Tekirdağ'da düzenlenen operasyonda 10 şüpheli yakalandı
20 Nis 2025
Son Yorumlar
- Küçük insanlar kişileri, Normal insanlar olayları, Büyük insanlar fikirleri tartışırlar: gayet güzel komposizyon ödevim vardı çok yardımcı oldu sağolun...
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol