Atatürk'ün dogumundan 55 yil sonra Selanik'te dogdugu 1936 yilindan yalnizca 4 yil sonra ailesinin yaninda Türkiye'ye göç ediyor. Ögrenimini Alpullu da tamamliyor. Ilerleyen yillar içinde bir yandan transfer oldugu Zonguldak Kömürspor'da kalecik yapiyor diger yandan kömür ocaklarinda isçilik…
Yillarca kömürün karasi bekçiligini yaptigi kalenin önünde akan terine karisiyor. Futbolda basarili da oluyor, Ingiltere'nin kapisi açiliyor ancak o biraz da esinin istememesi ile kabul etmiyor. Emekli oluyor ama spor askini birakmiyor. Selanik'te dogdugu günün üzerinden 74 yil geçiyor. "Bisiklet Dede", Ismail Tirpanci, halen Kirklareli'nde içindeki yasama sevgisini dagitmaya devam ediyor.
Kirklareli'nden Portreler yazi dizimizin ilk konugu Ismail Tirpanci. Renkli kisiligi ile O'nu Kirklareli'nde tanimayan yok. Dolu dolu sürdürdügü yasaminda Kirklareli'nde bir bisiklet yolu yapilmasi hayalleri arasinda. Aslinda yapilmasi da son derece mümkün. Ancak simdilik hayal olarak kaliyor. Yüzündeki gülümseme adeta bulasici hastalik gibi hemen size de bulasiyor. Içindeki yasama kivilcimi bir sekilde size de siçriyor. Ismail Tirpanci, nam-i diger "Bisiklet Dede" ile keyifli bir sohbet basliyor.
- Ismail Tirpanci nerede dogdu?
- Tirpanci: 1936 yilinda Selanik'e bagli Gevreli Köyü'nde dogdum. 1940 yilinda ise Selanik'ten Türkiye'ye göçmen olarak gelmisiz. O zaman Alpullu Åzeker Fabrikasi da yeni açilmis. Babam orada ise baslamis. Ailecek orada ikamet etmeye baslamisiz.
- Okul hayatiniz da burada mi basladi?
- Tirpanci: Evet, ilkokula 1943 yilinda Alpullu Ilkögretim Okulu'nda basladim. Ilkokulun ardindan 1949 yiliydi Kirklareli Sanat Okulu yani Endüstri Meslek Lisesi'ne geçtim. Burada mobilya bölümünden mezun oldum. Sonra Alpullu'ya dönerek Åzeker Fabrikasi'ndaki marangoz atölyesinde çalismaya basladim. Sonra vatani görevimi yapmak üzere Malatya'ya gittim. Döndügümde ise Kastamonu Åzeker Fabrikasi'nin insaatinda isçi olarak çalistim.
- Ismail Tirpanci denildiginde akla ilk gelenlerden biride spor. Spor aski nasil basladi?
- Tirpanci: Zaten arkadaslar arasinda maç yapardik bir süre sonra bu is biraz daha ciddiye bindi ve eski Basakspor'da kalecilik yapmaya basladim. 1960'li yillardi. Kisa sürede önemli sayilabilecek maçlara çikmaya basladik. Kastamonu Åzekerspor'da, Zonguldak Kömürspor'da forma giydim. Bu arada Kadi Ali Camii Imami Abbas Hoca'nin kizi ile evlendim. Ikisi kiz ikisi erkek dört çocugumuz oldu. Bu süre içerisinde Kastamonu'da Kastamonu Åzekerspor'da kalecilik yaptim. Zonguldak Kömürspor'a transferim de Kastamonu'dan oldu. Kömürspor teknik heyeti maç için geldiklerinde beni görüp begenmisler. Kömürsporda oynarken de Zonguldak Kömür ocaklarinda isçi olarak çalismaya basladim.
- Antrenörlüge geçisiniz nasil oldu?
-Tirpanci: Zonguldak Kömürspor'da file bekçiligi yaparken bir yandan da kömür ocaklarinda isçilik yapiyordum. Emekliligimde buradan oldu. Emekli olduktan sonra Kirklareli'ne geri döndüm. 1973 yiliydi antrenörlük kariyerime basladim. Bir yandan antrenörlük yaparken diger yandan bir spor kulübü kurmak istiyordum. Bu istegim 1984 yilinda Kirklareli Gençlerbirligi Spor Kulübü ile gerçeklesti. Kulübü kurduktan sonra 1986-1987 yillari arasinda ilk bayan futbol takimini kurdum. O zamandan bu zamana sporcu yetistirmeye devam ettim.
1991 yilindan itibaren de Herkes Için Spor Federasyonu Kirklareli Il Temsilciligi'ni aldim. Kirklareli halkina her sabah Atatürk Stadyumu'nda egzersiz ve antrenman yaptiriyorum.
- Futbola yillarini veren biri olarak bize bir aninizi anlatir misiniz?
-Tirpanci: Zonguldak Kömürsporla Kibris'a maça gittik. Ingiliz karmasi ile maç yapilacak. Ben üçüncü kaleciydim fakat rezil olmami isteyenler kaleye beni koydular. Çok güzel bir futbol sergiledim. Bu arada maçi Türkiye karmasi 5 - 2 kazandi. Maçtan sonra Ingiliz futbol adami benle görüsmek istedi. Ben de kabul ettim. Bana kaleciligimi çok begendiklerini ve Ingiltere'ye gelip orada futbol oynamami teklif etti. Bu benim için gurur verici bir seydi. Ancak esimle konusmadan teklifi kabul edemeyecegimi ve esimle görüstükten sonra teklifi degerlendirecegimi söyledim. Daha sonra esimle yaptigim görüsmede bana aynen söyle dedi: "Ben seninle Türkiye'nin her yerine gelirim ama yurtdisina asla gelmem."
Bunun üzerine teklifi reddetmeye karar verdim. Bu arada Kibris'ta yaptigimiz o maçta giydigim kramponlari hala sakliyorum. Kramponlari gördükçe ve elime aldikça o gün aklima geliyor.
- Ayni zamanda Kirklareli'nde ilk ve tek marangoz tornacisi olarak da biliniyorsunuz. Alpullu Åzeker Fabrikasi'nda marangoz atölyesinde çalismissiniz. Asil mesleginizde marangozluk peki emekli olduktan sonra hiç marangozlukla ugrasmadiniz mi?
- Tirpanci: Meslegimi hiç birakmadim. Evimin bahçesinde atölyem var ve Kirklareli'nde agaç tornaciligi yapan tek insanim. Ama bunu hobi olarak yapiyorum. Sevdiklerime ufak ama el emegi göz nuru güzel hediyeler yapiyorum. Anneler gününde Milli Egitim Bakani Sayin Nimet Çubukçu'ya kendi yaptigim bir hediye gönderdim. Aradan az bir süre geçti ki Sayin Milli Egitim Bakanimiz bana tesekkür mektubu gönderdi. Bu beni gerçekten çok mutlu etti. - - Bu arada Tirpanci, kendi hazirladigi agaçtan yapilma Atatürk biblolarini da burada söylemese de önemli günlerde protokole hediye etmeyi de unutmuyor. Resmi törenlerde kendisini siklikla görebiliyorsunuz.
Yaptigimiz görüsmede ve Gençlerbirligispor Kulübü binasinda gördüklerimiz, Ismail Tirpanci'nin Mustafa Kemal Atatürk'e olan sevgisini gösteriyor. Bisikletli Dede lakabiyla ilgili ise bu lakabi eski Emniyet Müdürlerinden Resat Altay'in kendisine taktigini ve o günden bugüne Kirklareli'nin Bisikletli Dedesi olarak anildigini ögreniyoruz. Görüsmemizin sonunda bize kendi yazmis oldugu bir siiri veriyor. Tirpanci siirinde Ulu Önder Atatürk'ün Kirklareli'ne gelisinin 79'uncu yilindan bahsediyor.
Sevinç ve Rahmetle 79'uncu Yilimizda Aniyorum Rahmetle...
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol