KILITLENDIK

Bir hinlige kilitlendik.

Kirli bitli bir kümese kilitlenir gibi.

Itekleye kakaklaya bataga sürüklendik.

Bastik.

Önce ayaklarimiz…

Sonra dizlerimize kadar battik.

"Tanri, iradesini egemen kilmak için yeryüzündeki iyi insanlari kullanir," diyor bir söz.

Iyi insanlar midir her firsatta "Tanri" sözüne kapilanlar? Sorgulamadan, yargilamadan…

Sonra, o sözün bir de ardi var: "Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini egemen kilmak için Tanri'yi kullanirlar."

Öyle degil mi?

Siyaset basta olmak üzere, ticarette, kurumsal ve sosyal iliskilerde, kamusal alanda bu yöntem artik bizde bir yasam ve davranis klasigi durumundadir.

Iki arkadas, hararetle tartisiyormus.

Tartistiklari konu, sigara içerken Incil okunup okunmayacagi imis.

Sonuç alamayinca öykü bu ya, Papa'ya sormaya karar vermisler.

Papa'nin yanina gidip sirayla sorularini sormuslar.

Biri olumsuz yanit alirken digeri, izin almayi basarmis.

Izin alamayanin sordugu soru: " Papa hazretleri, Incil okurken canim sigara içmek istiyor, içebilir miyim?"

"Oglum, Incil okunurken Tanri 'yla ilgilenmen gerekir. O sirada dikkatinin dagilmamasi gerekli. O yüzden Incil okurken sigara içilmez."

Izin alanin sordugu soru : "Papa hazretleri, sigara içerken canim Incil okumak istiyor,

Okuyabilir miyim?"

"Oglum, her nerede ve ne kosulda olursan ol, Incil okuma istegi duyarsan okuyabilirsin."

Duvarda gezinen fareyi gözetlerken ipteki cambazi unutuyoruz ve böylesi bir hokkabazligin zorunlu seyircisiyiz.

Emeklilerin haklarinda katakulli            varmis.

Ortalik deliari kovani, fokur vozur kaynarmis.

Köylü zaten tükenmis. Köyler bitimin esigindeymis…

Ne dense, ne söylense bosuna.

"Aydin ilkelerin aksine gittik

Çirkef bataginda battikça bittik

Devlet çarkinin da içine ettik…"

"Ekmegi ögrendim. Sonra baris için ekmegin bolca üretilmesi gerektigini. Sonra da ekmegi hakça ülesmenin, bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim," diyor bir güzel yürek.

Ekmegi ögrenebilmek var.

Ekmegi hak ederek yemek.

Hak etmeden dünyanin ekmegini kendi heybesine doldurmak ayri bir   mantik.

Hem de yiyebileceginden fazlasini.

"Okumayi ögrendim. Kendime yaziyi ögrettim sonra... Ve bir süre sonra yazi, kendimi ögretti bana."

Diyor da…

Insanlik bu denli mi çildirmis     olabilir?

Insan denen yaratik bu denli mi mantigini terk edebilir?

Bu denli mi acimasiz?

Kilitlendik bir kör kuyuya…

Gidecegiz 2011'lere… Yeni hatalar islemeye…

Böyle gözü kapali, ayaklari prangali, yüregi yarali, her yani bereli.

Yazik degil mi bize?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol