Bagimsiz Tarim Orman ve Çevre Sendikasi (BATOÇ-SEN) Genel Teskilatlanma Sekreteri Göksal Çidem, GDO (Genetigi Degistirilmis Organizmalar) ve organik tarim ile ilgili olarak yaptigi basin açiklamasinda; Hükümetin organik tarim alanlarini yabancilara açma politikasindan vazgeçmesi gerektigini bunun yerine yerli firmalari tesvik edecek bilgi ve teknoloji eksikliklerini giderecek ve bu firmalari donanimli hale getirecek tedbirleri acilen almasi gerektigini vurguladi.
Çidem açiklamasinda sunlari kaydetti; “5262 Sayili Kanun ve bu Kanuna dayandirilarak çikarilan yönetmelik çerçevesinde uygulanan organik tarim mevzuati yerli ve yabanci firmalar arasinda ayricalikli bir uygulama öngörmemektedir. Hükümet 7 yildir küresel dünya ile politikalar gelistirmektedir.
Bu çerçevede gerek yabanci sermayenin Türkiye'ye çekilmesi, gerekse küresel güçlerin taleplerinin karsilanmasi, karsi imtiyazli bir uygulama yapilmasi öngörülmektedir. Ancak uygulamada iktidarin tercihleri belirleyici olmaktadir.
Kaldi ki tarimin her geçen gün stratejik bir sektör haline gelmesi nedeniyle organik tarim alanlarinin isletilmesinde yabancilarin tercih edilmesi dogru bir yaklasim degildir.
GDO'lu ürünler yani gen transferli ürünler dahil kimyasal kullanilmadan yetistirilmesi tam manada organik tarim olmayacagi ve de getirilen tohumculuk yasasi ile sertifikali tohum kullanimi ile yabanci kaynakli sirketlerin lisanslandirdigi tohumlar kullanilacagindan GDO lu ürünler zamanla normal yani dogal bitkilerde ve canli hayati üzerinde ne gibi degiskenlige neden olacagini bilememekteyiz.
Hükümet organik tarim alanlarini yabancilara açma politikasindan vazgeçmeli bunun yerine yerli firmalari tesvik edecek bilgi ve teknoloji eksikliklerini giderecek ve bu firmalari donanimli hale getirecek tedbirleri acilen almalidir.
Asil yapilmasi gereken ana gen kaynagimiz olan orijinal ürünlerimizde kalite ve tesviklerin saglanarak insan ve canli sagligina zarar vermeyecek kendi öz malimiz olan çesitlerin organik üretimini saglamak ve tesvik etmek olmalidir.
Kendi gida ve hayvansal gen kaynaklarimizi koruma altinda bulundurmak ve yüzyillardir unutulmus olana çesitlerimizi ülkemizde tüketimini saglamak ve dis pazara açilmasi ile ilgili tedbirleri almak olmalidir.
AB veya dis ülkeler bize ne yapacagimizi söylememeli biz ne olmasi gerektigine kendi öz varligimiz olan bilim adamlari ve mühendisler ile halkla birlikte yapmaliyiz. Karar alinmadan önce Sivil Toplum Kuruluslarinin, meslek odalarinin ve uzmanlarin görüsleri alinmalidir.
Çünkü tarim alanlarinin erozyon ve baska faktörler sonucu azaldigi, ancak turizm v.b. sebepler ile orman ve meralar talan edilmesinden de acilen vazgeçilmelidir. Yer kürede yasayan insan nüfusunun arttigi dikkate alindiginda tarimsal faaliyetler ilk siraya oturmaktadir. Stratejik önemi tasarlananin üzerinde artmaktadir.
Kurulan tesislerde bir çok seyi üretebilirsiniz. Ancak Ormani, dogayi yeniden üretemezsiniz. Çok büyük paralar kazanabilirsiniz. Ama yarinlari ve gelecek nesilleri yok edemezsiniz. Kazanilan paralarla dogayi ve yarinlari tekrar alamazsiniz.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol