TEMA Lüleburgaz Gönüllüsü Hakan Dedeoglu, bir basin açiklamasi yayimlayarak Trakya’nin 1-100 bin ve 1-25 binlik planlar neticesinde nasil bir sürece sokulmak istendigini anlatti.
Planlamalari dayatma olarak nitelendiren Dedeoglu, Trakya Bölgesi’nde bir metastaz söz konusu olduguna dikkat çekerek Trakya halkinin bazi seylere ‘Dur’ demesi gerektigni kaydetti. Hakan Dedeoglu açiklamasinda su ifadelere yer verdi:
IMP 25 Aralik’ta Tekirdag’daydi
“Trakya’daki kirlilikler, erken müdahale edilmedigi için komsu organlara yayilan kanser hücrelerini andiriyor; tipki son yillarda Trakya’da sayilari büyük ölçüde artan kanser hastalarinda oldugu gibi. Bu yayilma bilim dilinde ‘metastaz’ olarak adlandiriliyor ve vücudun bir bölgesinde ortaya çikan kanserli hücrenin tetikleyici etkisine vurgu yapiyor. Ama kimin umrunda? 39. MARÇEP Toplantisi Kirklareli’de gerçeklestigi sirada, IMP de 1/25000’lik planlar kabul edilsin diye Tekirdag’daydi. Ayni plan, 6 Ekim 2010 tarihinde el çabukluguyla alinan karar neticesinde Edirne Il Genel Meclisi Toplantisi’nda da kabul edilmisti. Kimin menfaati için? Begendik Köyü’ne yapilmak istenen liman, Rezve Deresi sularinin Istanbul’a tasinmak istenmesi hangi ilke ve hedefler ekseninde alinan kararlari ifade etmektedir?”
Verimli topraklar esasen plansizligin kucagina itiliyor
Trakya’ya eyalet kavramini uygun gören bazi çevrelerin bölge yönetimiyle ilgili olarak Tekirdag’i öne çikarmalarinin, merkezi anlamda ortaya çikan olumsuzluklarin artmasini getirecegini dile getiren Dedeoglu, “Kalkinma müjdeleriyle Edirne-Kirklareli-Tekirdag kentlerini Istanbul’a bogun egme yarisina sokan zihniyet hakkinda halkin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Oysa kararlar kapali kapilar ardinda alinmaktadir” diye konustu. Trakya’nin planlamasinda esas olan 1/100.000 ölçekli plandir diyen Hakan Dedeoglu cümlelerini devaminda “(13.07.2004 onaylanan plan) 1/25000 ölçekli planin onayi, 1/100.000 ölçekli planla uyumlu oldugu ölçüde mümkündür. Bu planlamada tüm Trakya esastir. 1980’lerde Çerkezköy’de baslayan çarpik sanayilesme sonrasinda batiya dogru genisleyerek Lüleburgaz üzerinden Edirne’ye, güneye dogru genisleyerek ise Tekirdag’a ulasmistir. Trakya’nin verimli topraklari, halkinin egitim düzeyi ile hiç ilgisi olmayan çarpik sanayilesme hamleleri sonucunda bugün bölge planli bir plansizligin kucagina itilmistir. Ve hala birilerinin bu plansizligi planlama egiliminde oldugu görülmektedir!” açiklamasini yapti.
IMP’nin bu girisiminin Trakya’ya göç olgusunu artirarak istikrarsizliktan baska bir sonuç yaratmayacagina dikkat çeken Dedeoglu basin açiklamasina söyle devam etti:
Türkiye’nin yüzde 3’ünde, yüzde 20 nüfus olur mu?
“1/25000’lik planin kabulünü dayatanlarin amaci, Trakya’yi gelecekte yasanabilir bir bölge olarak görmek degil; Istanbul’un, yeni rant sahalari yaratilmasi için, bosaltilmasini saglamaktir. Hürriyet Gazetesi yazari Yalçin Bayer’in de 26 Aralik 2010 günkü yazisinda sordugu gibi Türkiye cografyasinin % 3’ünde % 20 nüfus olur mu? Bu yetmezmis gibi yeni planlamada istenenler kabul edilip yasallasirsa Istanbul’dan Trakya’ya 4 milyon nüfus göç ettirilecektir. Böylece Istanbul’un bosalan yerlerine yüksek binalar, alisveris merkezleri vs. dikilebilecek ve buralara Türkiye’nin dogusundan yeni bir nüfus tasinacaktir. Böyle bir plansizligin planlilikmis gibi sunulmasinin sahiplenilecek hiçbir yani yoktur. Dayatilan 1/25000’lik plan Trakya’nin topragini, suyunu, havasini daha da kirletecek ve dolayisiyla insanini tehdit edecek sorunlari yaratacaktir. Bu plan, sadece Trakya’nin degil; Istanbul’un da gelecegini karartmaktadir. Son yillarda Istanbul’un her kösesine dikilen binalardan nefes alacak yer kalmamistir. Ancak birtakim çevreler bogulmus Istanbul’un yanina bogulmus Tekirdag, Çorlu, Lüleburgaz, hatta Edirne’yi eklemekte bir sakinca görmemekteler. Longozlarin kaybolacak olmasi kimsenin umrunda degil! Longozlar Trakya’nin akcigerleridir ve dünya mirasi olarak korunmasi noktasinda önemli girisimler mevcuttur. Bir yanda böylesi önemli girisimler varken diger yandan birilerinin ticari kaygilarla nükleer vb. sevdalara düsmesi ve dogayla insani hiçe saymasina ancak Trakya halki ‘dur’ diyebilir; demelidir.”
Kanser 1 insani, toprak ve su kirliligi insanligi öldürür
Hakan Dedeoglu açiklamasinin devaminda yillar önce Çerkezköy ile baslayan rant temelli uygulamalarin Trakya’da yol açtigi kirliliklerin bugün kanserli bir hücre gibi tüm Trakya’yi sardigini anlatarak, 40. MARÇEP toplantisinin da Saray’da olacagini hatirlatti ve sözlerine sunlari ekledi: “Tarim topraklariyla, suyuyla, ormanlariyla ve insaniyla son derece önemli bir ekosistem olan Trakya’nin halk için olmadigi çok açik planlarla talan edilmesi karsisinda sesimizi yükseltmemiz gelecegimize sahip çikmamiz demek olacaktir. Çünkü kanser bir insani öldürürken topragin, suyun kirlenmesi tüm insanligi ortadan kaldiracak güce sahiptir. Bu yüzden herkesi tasin altina elini koymak için, 40. MARÇEP Toplantisi için Saray’a davet ediyoruz.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol