Bu görevi de Kirklareli hakkinda arsiv ve kaynak niteliginde 4 kitabi bulunan egitimci-arastirmaci yazar Nazif Karaçam’a vermisti. Nazif Karaçam Kirklareli, Kakava ve Karagöz Kültürü ile ilgili konferanslarindan üçüncüsünün sunumunu dün gerçeklestirdi. Kirklareli Üniversitesi Teknik Egitim Fakültesi’nde verdigi konferans saat 14:30’da basladi. Ögrenciler arastirmaci-yazar Nazif Karaçam’in anlattiklarini can kulagiyla dinleyerek sik sik not aldilar. Ögrenciler anlatilanlarin bir çogunu yeni yeni duyduklarini ve çok etkilendiklerini belirttiler.
Ögrenciler, Kirklareli’nin tarihini anlatan Nazif Karaçam’i keyif alarak dinlediler
Arastirmaci-yazar Nazif Karaçam sunumuna, su anda Kirklareli Üniversitesi Teknik Egitim Fakültesi olarak hizmet veren binanin tarihsel sürecini anlatarak basladi. Bu binanin Cumhuriyet hükümetlerince Trakya’yi ikinci bir Çukurova yapmak hedefleri olmasi nedeniyle ilk olarak Tarim Alet Makina Binalari olarak insaatina baslandigini, Trakya’nin vasfinin degismesiyle de fabrikanin kurulamadigini belirtti. Sonra ayni binalara Zirai Ilaçlar Fabrikasi kurulmak istendigini fakat bu projeninde gerçeklesmedigini ve en sonunda bu binalarin üniversiteye tahsis edildigini söyledi.
Karaçam “Insanlar bulunduklari yerin öz tarihini bilmelidir”
Kisa girisinin ardindan Kirklareli Kültürü’nde önemli bir yer tutan Karagöz ve Kakava Senlikleri’ne konuyu getiren Nazif Karaçam ögrencilere konu ile ilgili su bilgileri verdi. “Insanlar bulunduklari yerin öz tarihini bilirlerse daha ekonomik olurlar. Su arkanizda bulunan demiryolunu aranizda bilen var mi?” diyerek demiryolu’nun yapim öyküsüyle Kirklareli için öneminden bahsetti. Nazif Karaçam üniversite ögrencilerine “Ileride buradan ayrildiginizda, Kirklareli’de okudugunuzu, Kirklareli’nin kendine özgü bir sinir kenti oldugunu unutmayin. Kirklareli’nin tarihte 19 ismi vardir. Eski Grek dilinde “Meyve Cenneti”, ve “Üzüm-bag Kasabasi” bu isimlerden bazilaridir. Oysa simdi meyve cenneti Kirklareli’de meyve agaçlari tahrip edilmistir. Kirklareli bir dönem Avrupa’ya en kaliteli saraplarin ihraç edildigi bölge imis. Yine Avrupa’ya Kirklareli’den badem meyvesi ihraç ediliyormus. Simdi ise sadece Bademlik Mahallesi kaldi. M. Kemal Atatürk, Kirklareli’de üretilen “Hardaliye’nin” milli bir içecek olmasini istemistir. Simdi ise yeni yetisen nesiller hardaliyeyi tanimiyorlar bile” diyerek Kirklareli’nin geçmisinde ilklere öncelik eden tarihi birçok degerinin bugün yok oldugunu ve bunun çok aci oldugunu vurguladi.
Karaçam ögrencilere arastirmaci olmalari gerektigini söyledi
Nazif Karaçam konusmasinda üniversite ögrencilerine “Gençler, arastirmaci olun, bulundugunuz yerin, gittiginiz yerin tarihini ve sosyal yapisini arastirin. Mutlaka kültür ve bilgi sahibi olmalisiniz. Artik Türkiye’de is bulmak bir rekabet haline gelmistir” dedi.
Nazif Karaçam anlattikça, ögrencilerin dikkatleri tamamen onun üstünde yogunlasti ve hayranlikla Nazif Karaçam’i dinlediler. Karaçam sözlerine Karagöz ve Kakava Kültürü’nü anlatarak devam etti. “Kakava Kirklareli’nin yerel kültüründendir. Kakava, Çingene yada Tencere Bayrami anlamina gelmektedir. Kakava altibin yillik geçmisi olan dinamik bir kültürdür. Asagi Misir’in Nil boylarindan Anadoluya, oradan da Trakya’ya gelmistir. Kakava Kirklareli’ne özgü yerel bir kültür hareketidir. Fakat buna tam anlamiyla sahip çikilamiyor ve baskalari tarafindan sahiplenilmeye çalisiliyor. Bu da biraz kültür açigimizdan kaynaklaniyor. Bizim Avrupa ülkelerinden 300 yil, ABD’den ise yaklasik ikibin yillik bir kültür açigimiz var. Onlar uzayda biz ise trafik kazalariyla ugrasiyoruz.
Karagöz agzi laf yapan bir Kirklarelilidir
Gelelim Karagöz’e. Karagöz Kirklarelilidir. Evliya Çelebi 1660’li yillarda Kirklareli’ne geldiginde Karagöz’ün adina rastliyor. Karagöz agzi laf yapan bir Osmanli kiptisidir. Demirköy madenlerinde çalisan sanatçi ruhlu, halktan bir adamdir. Elestirel ve mizahi yönü kuvvetlidir. Bursa’da onun gibi birisi oldugunu duyarak Bursa’ya gitmistir. Sultan Orhan tarafindan Bursa’da yaptirilan bir cami insaatinda çalismaya baslamis, fakat isçileri islerinden alikoydugu ve insaat çalismalarini yavaslattigi için 1326 yilinda idam edilmistir” dedi.
Nazif Karaçam, daha sonra kültüre bilgiye uzak kaldigimiz sürece kendimizi gelistirmemiz, kisilik sahibi olmamiz zordur diyerek ögrencilere yararli bazi açiklamalarda bulundu. “Nedenleri arastirmiyoruz, tartisma yapmiyoruz, yorum yapmiyoruz, yanlislar içinde dogrular da kaybolup gidiyor” diyerek ögrencilere bilgi vermeye devam etti. Nazif Karaçam sunumuna devam ederek yine Kakava Kültürü’ne degindi. “Kakava, Çingenelerin paskalyasidir. Kakava ve Hidrellez’in birlesmesi, her ikiside Mezopotamya kökenli kültürden geldigi içindir. Insanlik tabiat olaylarini anlamakta zorluklar çekmistir. Tabiatin dogusu Hidrellez ve Kakava ile bayram haline getirilmistir. Her tarafta bu inanç vardir. Her kasabanin, her köyün bir masali vardir. Kirklareli’nin de bir masali vardir. Burada yasadiginiza göre, burada oldugunuza göre bunlari göreceksiniz. 26 Mayis’ta senlikler oluyor. Kirklareli insanlari Kakava eglencelerine gider. Buralarda insanlar eglenirler, biraz da içki içerler. Fakat hiçbir zaman asayis sorunu ortaya çikmamaktadir. Kirklareli’nin en büyük özelligi insanlarinin serbest düsünceli, laik, ilerici insanlar olmalaridir. Bir noksan tarafimiz ise kalkinmak için girisim yapilmamasidir” dedi.
Avrupa Birligi’ne Karagöz’le, Roman Kültürüyle ve Atatürk’çü Düsünce ile girecegiz
Nazif Karaçam sunumunun son bölümünde ise Pinarhisar kaynaklarindan bahsederek, bu güzelliklerin artik olmadigini ve gelecegin üniversite ögrencisi gençlerin bugünkü güzelliklere sahip çikmalarinin önemini belirterek, eger Avrupa Birligi’ne gireceksek Karagöz’le, Roman Kültürü’yle ve Atatürkçü Düsünce ile bu hedefi gerçeklestirebilicegimizi ifade etti.
Sunumu sonunda ögrencilerin sorularini da yanitlayan Nazif Karaçam, ayakta alkislandi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol