Ergene Nehri'nin kansere yol açtığı yönündeki tartışma yeniden gündemde. Trakya'da meydana gelen kanser ölümlerinin pek çoğunda Ergene Nehri'nin parmak izinin olduğunu savunan İl Genel Meclisi'nin çevreci üyeleri, verdikleri önerge ile Ergene Nehri ve kanser arasındaki ilişkinin araştırılmasını istediler. Bölgedeki kanser vakalarının artışında Çernobil'in de sorumlu olduğunu ifade eden Meclis üyeleri kamuoyu yaratılması açısından konunun gündemine getirilmesi talebinde bulundular.
Kırklareli İl Genel Meclisi'nin Ekim Ayının 3. Birleşiminde gündeme gelen konu yakın zamanda Edirne'de de tartışma konusu olmuş, bu yönde açıklamada bulunduğu için bir doktor önce görevinden uzaklaştırılmış sonra yeniden görevine iade edilmişti
Kırklareli İl Genel Meclisi'nin Ekim ayında gündemi aldığı ve tartışma yaratacak konulardan biri de Ergene Nehri ve kanser arasındaki ilişkinin araştırılmasına yönelik verilen öneri oldu.
İl Genel Meclisi'nin Ekim ayı 3'ncü birleşiminde Meclis Üyeleri Gürcan Kırım, Yeşim Girgin ve Reşat Şükrü Saka'nın verdiği yazılı önerge yakın zamanda Edirne'de de gündem olmuş Edirne'de bir doktor Ergene Nehri'nin kansere neden olduğunu söyleyince görevinden uzaklaştırılmıştı. Söz konusu doktor daha sonra görevine iade edilirken geride yaptığı açıklamaların yankıları kalmıştı.
Kırklareli İl Genel Meclisi de Ergene Nehri ve kanser arasındaki bağın araştırılması amacıyla konuyu gündemine getirdi. İl Genel Meclis Başkanı Cavit Çağlayan'ın İl Genel Meclisinin bu konuda bir bağlayıcılığının olmaması nedeniyle soğuk yaklaştığı konu önerge sahiplerinden Gürcan Kırım'ın kamuoyu yaratılması açısından yapılacak araştırmanın önemli olduğunu belirtmesiyle gündeme alınması için tartışılmaya başlandı.
Başkan Çağlayan, yapılacak çalışmanın ciddi bir çalışma olması gerektiği ayrıca kesinlikle Üniversitelerden raporlara dayandırılmak zorunda olduğunu, kesin deliller sunulması gerektiğine işaret etti. Ancak Çağlayan, bu konuda kendi tecrübelerinden de bahsederek Belediye Başkanı olduğu dönemde katıldığı pek çok cenazede ölüm nedenini sorduğunda kanser yanıtını aldığını da sözlerine ekledi.
Çağlayan gibi bu konudaki deneyimlerini paylaşan Reşat Şükrü Saka, bölgede yalnızca Ergene'nin değil Sovyetler Birliği Döneminde şimdiki Ukrayna'nın Çernobil Kasabasında meydana gelen nükleer tesis kazasının da etkili olduğunu söyledi. Çernobil Nükleer Tesisi'nde meydana gelen kaza sonrası açığa çıkan radyasyonun bölgeye yayıldığını ve etkilerinin kazadan 10 yıl sonra çıkmaya başladığını anlattı. Saka, "Ben babamı, dayımı kanserden kaybettim. Normal bir ölüm yok. Benim çevremde normal kalp krizi ve trafik kazası geçirenlerin haricinde normal ölenler yok. Abartmıyorum. Kayınpederimi de kanserden kaybettim. Çok insan var. Normal ölüm yok gibi bir şey. Bugün mide kanseri, kolon kanseri, pankreas kanseri yediklerimizden hep başka bir şeyden değil. Türkiye genelinde böyle bir problem var" dedi.
Çernobil'in Karadeniz Bölgesini etkilediği görüşüne katılan ve en çokta Trakya'da etkili olduğunu söyleyen Gürcan Kırım ise, "Çernobil Karadeniz'i etkilemiştir ama Trakya bu konuda başı çekiyor. Karadeniz'den kat ve kat yüksek durumda. Ergenenin de bana göre bu kanserde etkisi vardır. Çünkü ağır metaller bulunan tehlikeli kimyasallar bu suda mevcut. Yapılan araştırmalarla bu ispatlanmıştır. Ergeneye uzak köyler ile Ergeneye yakın köyler arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi bir araştırma yaptı. Trakya Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz'ın bu konuda yaptığı bir araştırma da Ergene'ye yakın köylerde Ergene'deki ağır metallerin insanların parmak aralarında olduğuna rastlandı. Dolayısıyla Ergene temelli kanserin Trakya'da daha da artacağı yönünde. Biz bu bilimsel çalışmaları ortaya koymaz ve görmezden gelirsek biz gerçeklerden uzak bir tartışma içinde oluruz" diye konuştu.
Kırım'a katılan CHP Grup Başkanı Çetin Şinikoğlu, kamuoyu oluşturulması açısından konunu araştırmasının yerinde olacağını kaydetti.
2005 yılında Toprak Araştırma Müdürlüğü tarafından yapılan bir araştırmadan bahseden Meclis Üyesi Sadık Aykanat'ta "Çernobil'in bizim topraklarımıza işlediği, bundan mütevellit etkilerinin 25 yıldan daha sonra etkisini daha fazla göstereceği şeklinde. Aynı yıl yapılan bir araştırmada ölen 12 hastanın 9'unun kanserden öldüğü belirlenmiş. Trakya da en fazla bağırsak kanseri, mide kanseri var. İçtiğimiz sudan yediklerimize kadar kanser yapıcı maddeler var" şeklinde konuştu.
Araştırılması için gündeme alınması önerisi kabul edilirken İl Genel Meclisi'nin 5. birleşiminde gündem maddeleri arasında yer alan konu incelenmek üzere Çevre ve Sağlık Komisyonuna havale edildi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol