Bergama-Ovacik Altin Madeni Isletmecisi Koza Altin Isletmeleri A.S'nin, TMMOB Baskani Mehmet Soganci’yi hedef alan basin açiklamasi üzerine geçtigimiz günlerde TMMOB'ye bagli odalar ve Il Koordinasyon Kurullari birer açiklama yapti.
Bu baglamda Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Merkez Yönetim Kurulu adina Genel Baskan Dr. Gökhan Günaydin tarafindan yapilan, "kamu yararina olmayan altin madeni arama" konusunda oda görüslerini yansitan ve söz konusu sirketi kinama amaçli basin açiklamasini, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Dr. Erol Özkan, gazetemizle paylasti.
Söz konusu açiklamada sunlar kaydedildi;
Kamu yarari kavrami, sirketlerin-kisilerin özel çikarlari yerine, toplumun uzun süreli ve ortak yararini gözeten bir anlayisi ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'si, özel mülkiyetin dahi kamu yararina aykiri olarak kullanilamayacagini hükme baglamistir.
Bu çerçevede, Türkiye'nin yeralti kaynaklarina iliskin politikalarinin ve uygulamalarinin, kamu yararina uyarli ve dogaya saygili bir anlayis içinde, koruma - kullanma dengesi gözetilerek olusturulmasi gerektigi açiktir. Bu durumu kamu adina denetleme görevi de, halkin mühendisine düser...
Bu görevin, altin madenciligi faaliyetleri ile ilgili temel sorulari basittir: Türkiye'de ve dünyada altin hangi "yasamsal hizmetlerde" kullanilmaktadir? Çikartilan altinin katma degerinin yüzde kaçi ülkede kalmaktadir? Altin madenciliginden elde edilen gelirin yüz binde kaçi ormanlari, tarim alanlari, zeytinlikleri tahrip edilen yöre halkina geri dönmektedir? Madencilik faaliyetlerinin kisa vadede yarattigi çevre kirliligi ile uzun vadede yaratabilecegi riskler kimin hesabina yazilmaktadir?
Türkiye'de yabanci sirketler tarafindan yürütülen altin madenciligi faaliyetlerinde, bu basit sorularin yanitlarini biliyoruz, halka anlatiyoruz. Topragimizin altindan çikartilan altinin katma degeri yurt disina transfer edilmekte, tarim alanlari ve tarimsal gelir olanaklari ellerinden alinan üreticimiz - köylümüz daha da yoksullasmakta; türlü yöntemlerle birbirine düsürülmektedir. Kisaca, altininin katma degeri buharlasirken; dogal - iktisadi ve sosyolojik tahribati bu topraklara "armagan" kalmaktadir.
Halkin mühendisi, kendi uzmanlik alanlari üzerinden elbette bu süreci desifre edecek, halkinin ve ülkesinin yaninda bir tutum alacaktir. Bu tutum, dogal olarak yurtseverleri yanina, rant severleri karsisina alici bir etki yaratmaktadir. Bizler, halkin mühendisi ile sermayenin hizmetkârlarini birbirinden hemen ayirabilecek deneyime sahibiz. Yurt sevmek ile rant sevmek arasinda tüm tutum ve davranislara yansiyan keskin farklar, bu ayrimi çogu zaman görünür kilmaktadir.
TMMOB ortami, bilimsel - hukuksal düzlemde yürüttügü demokratik hak arama mücadelelerinin, kabadayilikla karsilanmaya çalisilmasini da sürpriz saymaz.
Çünkü yasanan arabesk süreç, küresel güç odaklarina teslimiyetlerini arz etmis olanlarin, halka kabadayilik yapmasini "mesele-i adiye" haline getirmistir. Halkin haklarini ve ülkenin kaynaklarini her kademeden sermayeye peskes çekme sürecine yurtsever kadrosu ve üyeleriyle karsi duran TMMOB ve bagli odalar, bu emperyalist sömürüye HODRI MEYDAN dedikleri için halkin mühendislerinin kurumlaridirlar. Dolayisiyla, bir sirketin yöneticisinin söyledigi "hodri meydan" hezeyani, bizler için yeni bir durum yaratmamaktadir.
“Kamu yararina olmayan altin madeni isletmeciligi, kamu zararinadir”
Bergama-Ovacik Altin Madeni Isletmecisi Koza Altin Isletmeleri A.S'nin, TMMOB Baskani Mehmet Soganci’yi hedef alan basin açiklamasi üzerine geçtigimiz günlerde TMMOB'ye bagli odalar ve Il Koordinasyon Kurullari birer açiklama yapti.
Bu baglamda Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Merkez Yönetim Kurulu adina Genel Baskan Dr. Gökhan Günaydin tarafindan yapilan, "kamu yararina olmayan altin madeni arama" konusunda oda görüslerini yansitan ve söz konusu sirketi kinama amaçli basin açiklamasini, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Dr. Erol Özkan, gazetemizle paylasti.
Söz konusu açiklamada sunlar kaydedildi;
Kamu yarari kavrami, sirketlerin-kisilerin özel çikarlari yerine, toplumun uzun süreli ve ortak yararini gözeten bir anlayisi ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'si, özel mülkiyetin dahi kamu yararina aykiri olarak kullanilamayacagini hükme baglamistir.
Bu çerçevede, Türkiye'nin yeralti kaynaklarina iliskin politikalarinin ve uygulamalarinin, kamu yararina uyarli ve dogaya saygili bir anlayis içinde, koruma - kullanma dengesi gözetilerek olusturulmasi gerektigi açiktir. Bu durumu kamu adina denetleme görevi de, halkin mühendisine düser...
Bu görevin, altin madenciligi faaliyetleri ile ilgili temel sorulari basittir: Türkiye'de ve dünyada altin hangi "yasamsal hizmetlerde" kullanilmaktadir? Çikartilan altinin katma degerinin yüzde kaçi ülkede kalmaktadir? Altin madenciliginden elde edilen gelirin yüz binde kaçi ormanlari, tarim alanlari, zeytinlikleri tahrip edilen yöre halkina geri dönmektedir? Madencilik faaliyetlerinin kisa vadede yarattigi çevre kirliligi ile uzun vadede yaratabilecegi riskler kimin hesabina yazilmaktadir?
Türkiye'de yabanci sirketler tarafindan yürütülen altin madenciligi faaliyetlerinde, bu basit sorularin yanitlarini biliyoruz, halka anlatiyoruz. Topragimizin altindan çikartilan altinin katma degeri yurt disina transfer edilmekte, tarim alanlari ve tarimsal gelir olanaklari ellerinden alinan üreticimiz - köylümüz daha da yoksullasmakta; türlü yöntemlerle birbirine düsürülmektedir. Kisaca, altininin katma degeri buharlasirken; dogal - iktisadi ve sosyolojik tahribati bu topraklara "armagan" kalmaktadir.
Halkin mühendisi, kendi uzmanlik alanlari üzerinden elbette bu süreci desifre edecek, halkinin ve ülkesinin yaninda bir tutum alacaktir. Bu tutum, dogal olarak yurtseverleri yanina, rant severleri karsisina alici bir etki yaratmaktadir. Bizler, halkin mühendisi ile sermayenin hizmetkârlarini birbirinden hemen ayirabilecek deneyime sahibiz. Yurt sevmek ile rant sevmek arasinda tüm tutum ve davranislara yansiyan keskin farklar, bu ayrimi çogu zaman görünür kilmaktadir.
TMMOB ortami, bilimsel - hukuksal düzlemde yürüttügü demokratik hak arama mücadelelerinin, kabadayilikla karsilanmaya çalisilmasini da sürpriz saymaz.
Çünkü yasanan arabesk süreç, küresel güç odaklarina teslimiyetlerini arz etmis olanlarin, halka kabadayilik yapmasini "mesele-i adiye" haline getirmistir. Halkin haklarini ve ülkenin kaynaklarini her kademeden sermayeye peskes çekme sürecine yurtsever kadrosu ve üyeleriyle karsi duran TMMOB ve bagli odalar, bu emperyalist sömürüye HODRI MEYDAN dedikleri için halkin mühendislerinin kurumlaridirlar. Dolayisiyla, bir sirketin yöneticisinin söyledigi "hodri meydan" hezeyani, bizler için yeni bir durum yaratmamaktadir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol