KUTLAYIN CANDAN ERÇETİN'İ O KIRKLARELİ VE TÜRKİYE'Yİ TANITTI

Bir araştırmaya göre Türk insanında ÖZÜR DİLEME, HOŞGÖRÜ ve bir BAŞARI'yı kutlama gibi bir özellik, bir davranış yoktur. Öyle bir geleneğimiz oluşup yaygınlaşmamıştır. Oysa bu tür anlayışımız olsa, bu tür bir geleneğimiz olmuş olsaydı birçok sosyal ve insani ilişkiler çok daha güçlenebilirdi. Fakat ne yazık ki yok böyle bir özelliğimiz ve geleneğimiz. Kırklareli İnece kasabasından bir eğitimcinin kızı olarak yetişmiş olan ünlü ses sanatçısı Candan Erçetin bir hafta kadar önce Fransa Cumhurbaşkanı'ndan Devlet Nişanı aldı. Bu sevindirici, onur verici olay üzerine insanların merakla birbirlerine "Nereli bu Candan Erçetin acaba" dediklerini işitir gibi olduk. Nereli olduğunu bilenler "KIRKLARELİLİ " demişlerdir. Kırklareli'nden yetişmiş, Fransa'nın Devlet Nişanı'nı alacak bir eğitim, kültür ve yeteneğe sahip bir sanatçıyı Kırklareli adına kim kutlayacaktır? Daha doğrusu Kırklarelili olduğuna göre başarısını kutlayan olmuş mudur? Öyle ya Türkiye'yi ve yetiştiği yeri tanıtmıştır. TV'ler, gazeteler, Ajanslar bu haberi yansıtmışlardır.
Yanılmıyorsan ünlü ses sanatçısı Kırklarelili olduğu halde onu KIRKLARELİ adına kutlayan çıkmamıştır. Çünkü toplumsal anlayış ve düşünce tarzımız bireyseldir. Hemen hemen tümümüz sadece "Candan Erçetin Nişan Aldı" diye düşünmüşüzdür. Onun Kırklarelili başarılı bir Türk Yurttaşı olduğu herhangi bir kurum, herhangi bir makam sahibinin aklına gelmemiştir. Gelmiş ise seviniriz. Hollanda Kraliçesinden ŞOVELYA NİŞANI alan Vizeli Bülent Türker ile görüşmemizde kendisinin herhangi bir makam tarafından tebrik edildiğini söylememiştir. O da Şovelya Nişanı almış Vizeli bir hemşerimizdir. Oysa Fransız Cumhurbaşkanları Fransa ve dünya çapında bir sanatçı, bir yazar, bir bilim adamının başarısını Fransa'ya mal etmekte, "BIRAKIN ONU, -O FRANSA'dır" derler. Ünlü roman yazarı Balzak'ın Paris'teki heykelinin kaidesine, "NAPOLYON'UN KILIÇLA YAPAMADIĞINI BALZAK KALEMİ İLE YAPTI" diye yazmışlardır. İngiltere'nin ünlü devlet adamlarından Çörçil'e sormuşlar; "ŞEKSPR mi önemlidir İngilteremi"  Çörçil "ŞEKSPR" demiştir. Soru soranlar şaşırmışlardır. İngiltere'nin önemli olduğunu söyleyeceğini beklemişlerdir. Fakat aldanmışlardır. Çörçil, "Şekspr, İngiltere'den daha önemlidir. Çünkü İngiltere hep vardır, fakat Şekspr dünyaya bir kere gelir ve onu dünya okur, İngiltere ise hep vardır" diye yanıtlamıştır.
Görülüyor ki sanatçılar, yazarlar, ülkelerinde ve dünyada başarılı olanlar ülkeleri açısından önemli insanlardır. Onların dünyaya bir defa gelirler. Dünya onları her zaman okur. Bizde sanatçılar, yazarlar, kültür adamları, bilim adamları, bilim insanları başarılar, yarattıkları ülkelerini idare edenler iltifatına mahzar değildirler. Hangi sanatçının, hangi yazarın, hangi bilim adamının bizde heykeli vardır? Fakat politikacılara türbe yaparız, büstlerini dikeriz, Onları Demokrasi Kahramanı sayarız saygıyla anarız. İyi de bir ülkenin kültürünü, sanatını, bilimini kim yaratıyor? Unutulmasın ki kültür, sanat ve bilim yaratmak bir yılanın gömleğini değiştirmesi kadar zordur, ıstırap vericidir. Ne diyor yüceliğini kafamıza sığdıramadığımız ATATÜRK, Her şey olabilirsiniz ama sanatçı, yazar, bilim adamı olamazsınız. Bu meslekler, bu alanda başarı gösterenler istisnadır. Dünyada en çok konuşulanlar onlardır. Dünyayı, evreni yorumlayanlar, hayata, olaylara ışık tutanlar onlardır.