KÜLTÜR İLE PEK ALIŞVERİŞİMİZ YOK

Ülkemizin, şehrimizin, toplumumuzun, halkımızın ve kendimizin yaşam durumu ve biçimi bizim kültürümüzün yansımasıdır. Yani nasıl yaşıyorsak, nasıl düşünüyorsak ve de nasıl çalışıyorsak ve davranışlarımız neyse tümü bilgimize ve kültürümüze göredir. Bu kültürün de daha çok GELENEK KÜLTÜRÜ, Gelenekçi Kültür olduğu bilinmemektedir. Her ne kadar Atatürk KÜLTÜR DEVRİMİ yapmış ise de Büyük Önder'in ölümü üzerine bu devrim sona ermemiş, yarım kalmıştır. Cumhuriyet Hükümetleri'nin kültürü dışlamalarından da anlaşılan budur. Kaldı ki araştırmalar da bunu göstermektedir. Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye karşılaştırıldığında ülkemizin sondan birinci olduğu ortaya çıkmıştır. Örneğin, Avrupa Birliğinin 27 ülkesi kültüre yüzde 4 oranında harcama yaparken Türkiye'nin kültür harcamaları yüzde 2'nin altındadır. Kültüre bakacak Bakanlık da 1972 yılında kurulmuştur.
Kültür bir ülkenin İNSANİ GELİŞMİŞLİĞİ ile ilgilidir. Bu nedenle ileri ülkeler gerek KÜLTÜR ALANINDA EĞİTİM gerekse KÜLTÜR ÖĞRENCİ SAYISI itibariyle 34 ülke içinde sondan üçüncü sırada yer almaktadır. Araştırmacı Yazar Şaziye Karabey bu sorunlara dikkati çekmekte, Kültür Harcamaları kadar kültür alanında eleman sayısı da azdı demektedir. Bu bilgilerin ışığında şu ortaya çıkıyor ki Türkiye bir "KÜLTÜR DEVLETİ" değildir. Kültür açığı büyüktür. Hükümet daha çok Diyanet İşleri Başkanlığı'nın faaliyet ve hizmet alanlarına kültürel harcama yapmaktadır.
Ulusların uygarlığı kültür yaratma oranı ve kabiliyeti ile orantılıdır. Ülkemizin kültür yaratıcılığı maalesef en alt düzeydedir. Kitap Kültürü'müz de öyledir. Türk insanı ortalama ve genelde 10 yılda bir kitap okumaktadır. Her on yılı kitapsız geçirmektedir. Hep söyleyip yazıyoruz ya Peygamberin Ümmeti, Mustafa Kemal Atatürk'ün ulusu kitap okumuyor. Bu durumda elbette ki KÜLTÜR AÇIĞIMIZ olacaktır. Bu açık giderek de büyümektedir. Bizim bu durumumuza karşılık Fransa'ya KÜLTÜRÜN VATANI demişlerdir.
Görülüyor ki bilgilenme gibi kültürleşme sorunumuz zamanın son sırasına düşmüştür. Bu durum bir anlamda geriliktir. Çünkü kültür bir ülkenin eğitilmişlik ölçüsüdür.
O halde KÜLTÜR NEDİR?
Mustafa Kemal 21 Aralık 1930'da Kırklareli Türk Ocağı'nda konuşurken kültürün uygarlık olduğunu söylemiştir. Uygarlık ise ilerlemişlik demektedir. Amerika "UYGAR ÜLKE" dediğimiz zaman kastettiğimiz şey budur. Kültür daha çok kitap okumak, daha çok sanat eseri yaratmak, yeni değerler ortaya koymaktır. Kültür bir incelik ve güzelliktir. Biz ulus olarak ne zaman Türkçe'yi KÜLTÜR DİLİ yapacağız o zaman uygarlaşmış, kültürleşmiş olacağız. Mustafa Kemal Atatürk, "CUMHURİYETİN TEMELİ KÜLTÜRDÜR" dediği zaman Cumhuriyetin kültürle beslenmesi, güçlendirilmesini işaret etmiştir. Tabii Cumhuriyet İdaresi bir ülkenin, bir ulusun kültür derecesinin göstergesidir. Yeryüzünde çok ulus Cumhuriyet'e kavuşma, Cumhuriyetle yönetilme olanağından, yeteneğinden yoksundur. Ona kavuşmak, onunla yönetilmek sancılı bir süreçtir. Atatürk'ün Cumhuriyeti ilanı kolay olmamıştır. Silah arkadaşları Cumhuriyetin ilanından kaçınmışlardır. Yeni bir kültür yaratma yerine gelenekçi kültüre sarılmışlardır. Fark buradadır. Kültürleşmek için daha fazla harcama yapmak zorundayız. Böyle biline.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol