Bu aralar Kirklareli'de hayli etkinlikler göze ilismeye basladi.
1960'li-70'li yillarda daha bir ileriymis bu etkinlik anlayisi.
Simdilerde yine gözlemleniyor.
Yalnizca 30 ekim günü iki etkinlik yasadik. Biri KIRKSEDER'in düzenlemis oldugu "1908 Mesrutiyeti'nden 1923 Cumhuriyeti'ne" konulu konferans idi.
Takdimi Erman Ulusoy yapti, açis konusmasini Münir Saygin, konferansi da Nazif Karaçam verdi. Son degerlendirmeyi Savas Erdem yapti, kisa bir konusmayla.
Böylesi duyarli konularin islendigi ortamlarda her zaman görmeye alistigimiz çok degerli insanlar yine en önde yerlerini almislardi. En basta Kirklareli Il Jandarma Asayis Komutani Yarbay Hürol Erbay… Hemen yani basinda Kirklareli Agir Ceza Yargici Hasan Altun.
Il Milli Egitim Müdürü Halil Ecevit, bastan sona ilgiyle izledi etkinligi.
Trakya Üniversitesi Tip Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dali kurucusu ve eski baskani Prof. Dr. Gültaç Özbay da etkinligin izleyicilerindendi.
Kirklareli Belediye Baskani Cavit Çaglayan da en basta geldi ama çok fazla kalamadi. Islerinin yogunlugu nedeniyle kalkmak durumunda kaldi.
Nazif Karaçam, her satiri dolu dolu bir sunum yapti.
Sonunda ben de baglamamla sahnedeydim. Yalniz durmadim sahnede. Öncelikle, Zühre abladan yeni ögrendigim "Budaksiz agaçta tukkuk öter mi" türküsünü yalniz söyledikten sonra, izleyiciler arasinda bulunan çok degerli iki insani, güzel iki sesi yanima çagirdim. Ilimizin, sehrimizin güzide sesi Seval Koba hanimefendi ve kizi ki ayni zamanda ikisi de KHD-THM grubunun üyesidirler, Bahar hanimi da yanima çagirdim.
Böylesi hassas bir konuda, Cumhuriyet ilkelerinin fazlaca tarumar edilmekte oldugu bir zamanda, ulusal içerikli, insanlari 1900'lü yillarin acili günlerine götürdük. Duygu seli yasandi salonda.
Etkinligin son asamasi, Kirklareli'nin 1930'lu hatta 1920'lerin sonlarina dayanan görüntülerini yansitan, Nazif Karaçam'in albümünden fotograf sergisiydi. Görülmeye degerdi.
Yani, o gün Il Halk Kütüphanesi'ndeki bu etkinlikte bulunmak en güzeliydi.
Katilimlar az Kirklareli'de. Ne hikmetse insanlar kültürel etkinliklere gereken önemi ve özeni göstermiyor. Katilimin azligi yaralayici.
Hemen ertesinde, ayni günün gecesinde bu kez KHD'de "Seyfioglu Tabyasi" konulu bir söylesi, bir forum vardi. Üç konusmaci bereketlendirdi geceyi. Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Kurucusu Prof. Dr. Engin Beksaç, Kirklareli Üniversitesi Arastirma Görevlisi Soner Yeler, 55. Tugay Ikmal Astegmeni Tarihçi Mehmet Ibis, bilgilerini toplumla paylastilar.
Söylesinin ardindan KHD-THM korosu sahne aldi. Etkinligin anlamina uygun türküler sunduk insanlara.
Bir gün sonrasinda bu kez Kirklareli Ticaret Borsasi ve yine Münir Saygin etiketli bir konferans vardi Kirklareli Borsa binasinin konferans salonunda. Konusmaci Prof. Dr. Sudi Apak, Dünya'da ve Türkiye'de yasanan güncel krizi ve dünya üzerinde dönen para trafigini uzun uzun anlatti anlayanlara.
Ben pek bir sey anlamadim.
Emekli ögretmen Hasan Öztürk, aydan aya eline 1000 lira veriyorlar, üç ayda bir 3000 lira. Alti ayda, alti aylik bir çoban parasi eder.
Çobanlar ekonomik açidan benden daha iyiler. Çünkü onlarin parasal gelirlerinin disinda anlasmaya konan baska maddeleri var. Günlük sigara istihkaki, yemegi, suyu, anlasmaya bagli bir takim elbise, sag salim biten islerin ardindan birkaç koyun kuzu vs…
Prof. Dr. Sudi Apak, bunlara deginecek degil tabi. O, dünyadaki para trafigini ve güncel krize karsi insanlarin neler yapmasi gerektigini, neler yapabileceklerini anlatti.
Ben pek bir sey anlamadim.
Bana düsen, sonunda yine türkülerdi. Bu kez biraz çereze girdi gerçi bizim türküler. Olur. papaz her zaman pilav yemezmis. Bazen kuru pasta arasi ayranla, meyve suyuyla da idare eder. Türküler o arada sokusturulur.
Bazen kim kime dum duma olabilir.
Ama bu söyleside de yeterli insan yoktu iste. Yine azdi, yine azlikti, azinlikti. Bu tür etkinliklerde çogalmak nasil saglanabilir, bunun hesabinin iyi yapilmasi gerekir her halde.
Tabi bunlarin disinda da bir takim etkinlikle sürüp gitmekte.
Bir de…
Bu etkinliklerin düzenli duyurulabilmesi için saglikli bir yöntem gerekir. Bunu valilik makami mi üstlenir, belediye mi, il kültür müdürlügü mü, baska bir kurum, kurulus, bu konuda kendini sorumlu, yükümlü mü sayar bilemem ama bu etkinliklerin güme gitmemesi, etkinligi hazirlayanlarin ve etkinlige katki sunanlarin emeklerinin, çabalarinin zayi olmamasi için mutlaka daha organize davranmak, daha bilinçli ve donanimli olmak gerekir.
Kirklareli bu soruna çare bulmak zorunda…
Ki, Kirklareli gerçekten "Kültür Kenti" olabilsin.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol