KÜÇÜK ADAM DÜNYAYI KURTARMIS HABERIMIZ YOK

Bilgi Üniversitesi Uluslararasi Iliskiler ve Uluslararasi Hukuk Dallarinda Ögretim Üyesi olan Prof.Dr. Ömer Madra'nin SALOM (Selam) gazetesinde yayimlanan Persembe Sohbetleri'ni ilgiyle izliyorum.
Ömer Madra son sohbetinde "DÜNYA NEREYE GIDIYOR" sorusuna yanit arayan bir konusma yapmis ve "Dünya Disinda Zekâ ve Hayat Var mi" sorusuna yanit aramistir. Harwad Üniversitesinde dünya çapinda bir bilim adami olan Emst Mayr'in da görüslerini aktaran Ömer Madra söyle demistir
"Dünya disi bir zeka bulunmasi sifirdan da öte sifirdir. Dünya disinda evrende (Kainatta) yüksek zekâ bulmak mümkün degildir. Insanlarin yaptigi zihni organizasyon açisindan, uygarlik açisindan bakildiginda evrende baska medeniyet (Uygarlik) kuracak zekâ yoktur."
"Dünyada üç milyar 600 milyon yildan beri hayat bulundugu tespit edilmistir. Evrenin ise yaratilisi 12 milyar yildir. Bu 12 milyarlik evrende dünyanin yeri (yasi) 4.5 milyar küsürdür. Ancak dünyada hayat bir milyar yildan sonra baslamistir ki buna göre dünyada üçbuçuk milyar yildan biraz fazla hayat vardir.
Emst Mayr'in arastirmasina göre dünyada bugüne kadar 50 milyar kadar tür (çesit) tespit edilmistir. Iste bu elli milyar türden sadece biri zekâ özelligi göstererek medeniyet kurmustur ki o da INSAN'dir. Yani elli milyar yilda sadece bir türün medeniyet kurmasi, zekâ kabiliyeti göstermesi sasirtici olmustur."
Ünlü bilim adami bir sey daha söylüyor ki, bilgi çok sasirticidir. Dünyada insanin da dahil oldugu bu 50 milyarlik türün yani çesitli varliklarin ortalama yasam süreleri yüzbin yildir ki bu sürenin sonuna gelinmis gibidir. Yani yeryüzünde insana tahsis edilen yüzbin yil bitmek, insan neslinin sonu gelmek üzeredir. Aslinda insanoglu kendi neslini yok edecek bir uygarlasma göstermis ve bugün dünyamizdaki doga ile savas, nükleer silahlanma ve diger insanliga zarar veren gelismeler isin sonunu getirmistir. Ayni bilim adaminin arastirmalarina göre insanoglu son bin yilda sadece onbir günü savasmadan, çatismadan geçirmistir. Düsünsenize Osmanli Devleti bile 618 yillik ömründe 323 yil savasmistir.
Hayat dedigimiz seyin anlamini dogadan aldigini ileri süren bilim adami, buna karsilik insanoglunun dogaya karsi olaganüstü bir savas açtigini, insanin dogada var olan her seyle savastigini, yok etmek için çalistigini ve hatta kendi türüne karsi bile savas verdigini belirtmektedir. Ayrica insanligin ve doganin son 60 yildan beri her alanda tehdit ve tehlike altinda bulundugunun altini çizmektedir. Muhtemel bir Nükleer Savas'in dünya için felaket olacagani belirten bilim adami, 1962 yilinda meydana gelen KÜBA FÜZE KRIZI'nde dünyanin direkten döndügünü, bir Sovyet albayinin ordu komutanlarindan gelen "FÜZELERI ATESLE" emrine "HAYIR" demesi ile 1962'de bir korkunç olay önlemistir. Simdiki kusaklar bu olayi hatirlamazlar. O zaman Amerika, Türkiye'deki Sovyet Rusya'ya yönelik füzeleri geri çekmekle Küba, Rusya füzelerinden ve dolayisiyle dünya bir nükleer savas tehlikesinden kurtulmustur.
Ayni sohbette Ömer Madra, Amerika'nin bugün dünyadaki silahlarin yüzde 60'ini ürettigini açiklamakta ve bugün itibariyle dünyada Amerikan silahlari ve uçaklari ile mücadele etmenin, karsi koymanin imkani olmadigini söylemektedir. Amerika'nin, Afganistan'i Tas Devri'ne çevirdigini de açiklayan Ömer Madra, bugün Irak'in terör ve intihar komandolarinin yeri haline geldigini söylemistir. Madra, küresellesmenin de büyük bir tehlike yarattigini, bu tehlikeler karsisinda insanligi zor zamanlarin bekledigini ileri sürmüstür.
Türkiye gerek nükleer ve gerekse küresellesme tehlikelerine açik bir hedef konumundadir. Kaldiki bizim dünya meseleleri ve insanlik sorunlari ile fazla bir ilgimiz, yakinligimiz yoktur. Kadere razi olmus bir halimiz vardir. Zaten KADERCI bir toplumuz. Biz de kendi kendimizi yiyip bitirmekteyiz. Bir toplumun kendisi ile bu kadar ugrasmasi olagan bir sey degildir. Bunu aylakliktan mi yoksa düsünmeden yasadigimiz için mi yapiyoruz bilmiyorum. Ancak ülkemizin büyüklügü kadar büyük düsüncelerin insanlari degiliz. Ufkumuzu açamiyoruz, gelecegimizi göremiyoruz. El yordami ile bir yere gidiyoruz ki Tanri encamimizi korusun.
nazifkaracam@gazetetrakya.com