KÖYLÜ KIPIRDANIRSA

2006'nin 7 eylül'üydü. Terzidere'deydik. Konuklarimiz vardi. Tüm Köy-Sen Genel Baskani Sevki Konur basta olmak üzere. Sendikayin Lüleburgaz sube sekreteri Taner Günerbüyük, EMEP Kirklareli sorumlusu, emekli ögretmen Aytekin Bulut ve yine emekli ögretmen, Kaynarcali Nesat Yaman.
Terzidere'den kimler vardi toplantida?
Köyün önceki muhtarlarindan Ali Özcan, iyi ve bilinçli bir üretici olan Ömer Bayrak, bu konularda her zaman büyük bir duyarlilik ve siyasal bilinç tasiyan ve sergileyen, CHP ilçe ve il delegelikleri yapmis Ahmet Mâlik, köyün önde gelen ve babadan-çekirdekten çiftçi ve üretici yetisen (K.) Rüstem Gönüleri, tek basina yasam mücadelesi vererek hem çiftçilik, hem hayvancilik yapmaya çabalayan Nihat Demirkes, kardesi Ferhat. Ayrica Tamer Üstünalp, Sebahattin Bastürk, Serkan Malkoç, Yilmaz Can.
Ve efendim, yillar öncesin isçi sendikasini çalistigi fabrikaya getirmek mücadelesi verdiginden dolayi isinden atilan ve köye gelip büyük bir azimle hayvancilik ve tarim alanina, çiftçilige atilan, bu alanda alabildigine, olabildigince basarili olan, hatiri sayilir sürü düzen, inek edinen ve süt üreten, önce traktörünü edinen, sonra da geçen yaz köyümüze ilk biçerdöveri kazandiran, nam-i diger Marmara Agasi veya Hüseyin Aktas veya kendi deyimiyle Hüseyin Aksaç.
Ayrica da köy kahvesini çalistiran Ilkan Topçu.
Su an unutulanlar vardir mutlaka. Onlardan özür dileyerek.
Büyük bir ilgiyle katilim gösterdiler, Terzidere tarihinde ilk kez yasanan "sendikal toplanti"ya.
Arastirmaci-yazar Nazif Karaçam, bir ay kadar önceki yazisinda, "Sahipsiz kalan köylüye kim sahip çikacak?" diye sormustu. Hani, bir asir küsur önce de Namik Kemal sormustu "Vatanin bagrina düsman dayamis hançerini. Yok mudur kurtaracak bahti kara maderini?"
Mustafa Kemal de buna yanit vermisti "Vatanin bagrina düsman dayasin hançerini. Bulunur kurtaracak bahti kara maderini."
Bulunur elbet.
"Denizler durulmaz dalgalanmadan" mi demisti sarkiyin biri.
O yapmaz, bu yapmaz.
Sonunda bir Sevki ve arkadaslari çikar, bu ise el atar.
Öncelikle onlara bu ugurda basarilar diliyorum. Bu denli sahipsiz kalmis, sahipsiz ve çaresiz, kimsesiz birakilmis köylüyü birilerinin animsayisi iyi oldu.
Baskan Semsi Konur, öncelikle çarpici örneklerle fiyat karsilastirmalari yapti
300 gr.lik pet sisedeki su, ortalama 50 kurus.
200 gr.lik maden suyu yine ortalama 50 kurus.
200 gr.lik kokakola da ha keza.
Peki, köylüyün bin bir türlü mesakkatle elde ettigi helalinden ak sütün litresi, grami filan degil, litresi ne kadar? 40 kurus. Bir de vergi keserler öderken, gelir vergisi, ne menem biseyse. 40 kurustan bir de vergi kesilince elde kalir 38 kurus. Peki bunun 300 gr.i kaça gelir? 12 kurusa. Pet sisedeki suyun litresi kaça gelir? 1100 kurusa. Maden suyunun veya kokakolayin litresi? Tam tamina 2 liraya.
Iyi mi? Hak adalet buluyor mu yerini? Yani bu sonucu tanri da, kul da begenir mi? Vicdanlara sigar mi?
Sonuçta, köylüyün ürettigi ürünlerin ucuza gittigini, bunun baslica nedeninin de yurt disindan ayni ürünlerin çesitli biçimlerde getirildigini ve bunun da iç üreticiye darbe vurdugunu anlatti.
Sendikayin yurt genelinde hizla örgütlenmeye basladigini, su ana kadar 74 sube açtigini, yurt genelinde 100 bin üyeye ulastigini, Kirklareli merkez köylerde bu sayinin 500 dolayinda oldugunu dile getirdi.
Sevki Konur, Terzidere halkinin toplumsal, ekinsel, kitlesel, kavimsel temel yapisindan girdi öncelikle. Bu yapilanisin, edingen-etkin baskici tavirlar karsisinda potansiyel karsi durus kültürüne yatkin olusundan. Öyleyse, kitlesel edilgenlik ve sömürülmüslük karsisinda bu tür temel ve toplumsal yapilarin daha bilinçli, daha öncelikli tepki verisinden söz ederek. Haksizliga karsi birlik olmakta, direnebilmekte daha öncelikli harekete geçebildigini vurgulayarak girdi söze.
Türk halki ve Türk köylüsü olarak üretimden gelen gücü harekete geçirmek gerektigini dile getirdi.
2-B projesiyle, kullanilabilir meralara ve orman arazilerine devlet tarafindan önce el konulacagini, sonra da buralarin orman vasfini yitirdigini dile getirerek arzu ettigi kisilere satacagini, rant elde edecegini veya diledigi birilerine peskes çekecegini ve sonuçta köylüyün bu durumdan zararli çikacagini. Buna karsi simdiden alinabilecek önlemleri anlatti.
2 temmuz selinden zarar görenlerin sendikaya basvurarak, dilekçe vererek sendika kanaliyla haklarini arayabileceklerini dile getirdi.
Katilimcilar sirayla söz alarak görüslerini belirttiler. Hüseyin Aktas sorgulayici, Ahmet Malik bilgilendirici sözleriyle öne çiktilar. Öteki katilimcilar gerek yerinde sorular sorarak, gerekse de endiselerini dile getirerek toplantiyin olumlu bir hava içinde sürmesine katki sundular.
Köylü sorunlarinin çözümünün birlesmekten ve örgütlü olmaktan geçtigi bilinci ortaya serildi. Toplanti sonunda Ömer Bayrak hemen sendikaya üye olup, Terzidere'deki sendikal hareketin sorumlulugunu seve seve üzerine aldigini söyledi.
Terzidere'de sahipsizlik duygulariyla bunalan bir halk, arastirmaci-yazar Nazif Karaçam'a böylece uygulamali, etkin bir selâm oldu.
Denizler dalgalanir, sular bulanir, direnç gün olur dibe vurur. Vatanin bagrina düsman hançer dayar. Bir gün birileri çikar ortaya ve derman olmaya aday olur. Denizleri durgunlastirip sulari durultur ve düsmanin dayadigi hançeri bagirdan çeker alir, çözüme dogru dörtnala bir kosu baslatir.
Kolay gelensin, emekten ve haktan yana, güzel insanlar.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol