KÖYLÜYÜ BILMEYENLER KÖYLÜLÜKTEN BAHSEDINCE NE OLUR

Türkiye'de köylü- Çiftçi Mustafa Kemal zamaninda gündeme gelmistir. Osmanliar zamaninda sadece topragi isleyen insandi. O ayni zamanda koyun, sigir çobani, hayvan bakimi yapandi. Kirlar, bayirlar, çayirlar, ormanlar, baglar, bahçeler onun çalisma alaniydi. Isine "Rençperlik" deniyordu. Askere alinacagi, vergi verecegi zaman araniyordu.
Osmanli'yi ayakta tutan, devleti besleyen onlardi. Padisayhin Kullari'nin bir bölümünü köylüler, çiftçiler olusturuyordu. Yani halkin Asli Unsuru köyde, kasabada yasayanlardi. Ona, "Memleketin Hakiki Sahibi ve Efendisi.." diyen Mustafa Kemal'di.
"Mustafa Kemal'in Köylüsü" için bu memleket yakin zaman o kadar TOPRAK BAYRAMI yapardi. Onurlanmasi, gururlanmasi, bilinçlenmesi için ZIRAAT MARSI söylenirdi. Daha iyi çiftçilik, daha iyi hayvancilik ve daha fazla üretim yapmasi amaciyla Ziraat Mektepleri, Teknik Bahçivenlik Okullari, Çiftçi Egitim Merkezleri (Devlet Üretim Çiftlikleri) açiliyor, tesis ediliyordu.
1945 yilinda Çok Partili Hayat'a geçildikten sonra köylülerin yukardaki özellikleri, nitelikleri islevleri geri itilmis, onlara OY DEPOSU gözüyle bakilmistir. Gazeteci yazar Çetin Altan'in oglu Prof. Dr. Mehmet Altan'in ifadesiyle gazetelerde ilk defa MANSET'e çikmislar ve onlara KASKETLILER denmistir. Köy Enstitülü Mahmut Makal, "BIZIM KÖY" kitabi ile ilk defa Türk köyü ve köylüsü tüm çiplakligi ile ortaya çikmistir. Görülmüstür ki köy ve köylü bir baska dünyadir. Mallarindan, ürettiklerinden baska dinleri, dilleri kültürleri de baskadir. Onlar ayri bir uygarligin insanlaridir.
Bugün Türk köyünü ve köylüsünü, çiftçisini anlatmak için ondan olmak gerekir. "Gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüzdür" desek bile artik o köy bizim zannettigimiz köy degildir. Köylü sehirli, çiftçi sehirde olmak istemektedir. Uygarligin dogal gelismesine Türk köyü, Türk çiftçisi de girmistir. Yeterli olmasa da bakisi degismis, düsüncesi aydinlanmis, konusmasi incelmistir. Bugün kirsal kesimde yasayanlarin köyden, köylülükten kurtulma mücadelesi vardir. Kentte yasayip köyde çiftçilik, hayvancilik yapan köylüler giderek çogalmaktadir. Bunlar bir DEÄzISIM'in göstergesidir. Süphesiz Türkiye'nin bugün için köy ve köylülükten kurtuldugunu söylemek mümkün degildir. Sehirli ve sehirlesmis olmak için Türk toplumunun önünde uzun bir yol vardir. Bu bir degisim ve uygarlasma sürecidir. Türkiye, Osmanli'dan devren gelen ihmaller yüzünden geri kalmistir. Cumhuriyet henüz bu açigi kapatamamistir. Aksine 1950'den itibaren politika sahnesine çikanlar KÖYÜN ve KÖYLÜ'nün DEÄzISIMI sorununu yeterince ve geregince ele almamislardir. Köylünün hayatini degistirecek seyler olmustur ama kafayi degistirecek seylerin, hizmetlerin yapildigini söylemek mümkün degildir.
Son zamanlarda ülkemizde bazi anli sanli yazarlar Türkiye'nin açmazini köy ve köylüde aramaya baslamislardir. Turgut Serdar, Çetin Altan, oglu Mehmet Altan bunlarin basinda gelmektedir. Bunlar SEHIRLI AYDIN'lardir. Sehirli Aydin'in köy ve köylüyü anlatmasi, çiftçinin sorunlarini bilmesi ne kadar mümkündür? Köylü Degismelidir, Köylülükten Kurtulmalidir demek köylünün iç dünyasinin bilindigi anlamina gelmez. Bal yememis adama balin tadi sorulmaz. Bu aydinlar bilmeliler ki karsilarinda "Çarikli Erken harp" dedikleri son derece zeki, gerçekçi ve faydaci bir kesim vardir. "Çagdaslik köylülükten, köylerden kurtulma ve modern üretim isidir." Ama Köylü, çiftçi nasil kurtulacaktir? Bugün Avrupa'da köylü yoktur. Fakat çiftçilik yapan, bag-bahçe isleri ile ugrasip ülkelerini doyuran insanlar vardir. Türkiye de birgün böyle olacaktir. Bu, köylüyü asaglayarak, horlayarak, ezerek degil, elinden tutarak, egiterek olacaktir. Unutmayalim ki köylü tarlada çalisan ögretmen görmüstür ama köyde oturan bir ziraatçi görmemistir. Bugdayin agaçta yetistigini söyleyenler bugün yoksa da, köyün ve köylünün uygarlik için nasil fethedilecegini bilenler de yoktur. Bilmem anlatabildik mi?
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol