Karadeniz köylüsüne çayda ve findikta dayatma yapilir.
Tütün üreticisine aynen.
Çünkü, birilerinin disardan baglantisi vardir. Içerde ürettirmeyecek, içerdeki çiftçisini çalismamaya itecek, disaridaki baglantilarindan "Femily Finans" elde edecek. Familya finansi, yani aile sirketi geliri.
Hani, kota koymak denirmis buna.
Köylüye, yetmis dörtlü yillarda hashas ektirilmemek istenmisti de, zamanin basbakani bu emir karsisinda restini çekmis, hashas ekimini yasaklamamis, köylüyü ekmeginden, ekmek parasindan etmemisti de…
ABD'yle aramiz bozulmustu. Kibris binmisti bir de üstüne. Türkiye'ye ambargo uygulamisti ebedî stratejik dostumuz!
O zaman zorla yapamadigini…
Günümüzde öpe oksaya yapiyor, yaptiriyor. Ülkemizde artik pek çok ürün ekilmez, üretilmez oldu.
Simdi sira pirinçte.
Zaten bugday yeterince ekilmez oldu. Bugday üretim alanlari hizla fabrika sahasina, turizm için betonlasmaya dönüsüyor. Simdi basimiza bir de Istanbul Büyüksehir Belediyesi üstünden oynanan TRAKAP oyunu çikti.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ekonomisini artik Dünya Bankasi emri ve yönlendirmesiyle IMF yönetiyor ya. Bizimkilere, sunu ektirme diyorlar, bizimkiler de ektirmiyor.
Yöntem nedir?
Köylüye diyorlar ki, "Sunu ekme. Ben bunun yerine sana Dünya Bankasi'ndan gelen parayi ulufe olarak dagitacagim, sen de bunu yattigin yerden alacaksin. Simdilik bu para varsayalim yirmi lira. Bunu da sana hemen, pesinen eline sayacagim." Göbek atiyor köylü. Yasasin, yattigi yerde birileri para verecek.
Tamam, basliyorlar vermeye. Iki yil sonra bunu on bes liraya indiriyorlar.
Üç yil sonra on liraya indirip yilda üç takside bagliyorlar. Derken alti ay sonra yeni çikan bir kararla bes liraya indirdik filan derken… "Kaldirdik abi. Destekleme mestekleme yok. Bitti o."
Ne oldu bu arada?
Köylünün bir zamanlar içtenlikle ekip biçtigi, ürettigi o mahsul artik yok, tarihe karisti.
Neler mi? Ben ne bileyim. Gidin sorun köylüye, bir zamanlar neler ekiyordu da, simdi adini bile unuttu.
Örnegin, seker kamisi. Çocukluk yillarimizda seker kamisi köyümüzde üst düzeyde revaçtaydi. Dünyalar kadar pekmez yapilirdi seker kamisindan. Simdilerde seker kamisinin adi bile geçmez köylerde.
Pancar da ekilmez oldu artik. Özendirilmiyor ki. Bu konuda Poyrali alabildigine direngen davrandi ve kazandi. Günümüzde Poyrali pekmezi genisleyen bir halka biçiminde isim yapmaya basladi. Kutluyorum Poyrali'nin bilinçli ve direngen insanlarini. Onlarin bir esi benzeri de gelmiyor aklima dogrusu. Bir Poyrali. Baskasi yok.
Köylülük, üretici köylülük, hayvancilik ve tarim alaninda moralli, istekli köylülük bitirildi ülkemizde. O güzelim köy yasami ve üretken köylü felsefesi bile bile yok edildi.
Yalan mi? Yalansa, gidin köylüye sorun. Onlar aynen böyle anlatiyor.
Bugdayin kilosu üç lira. Harman sonu köylüden bugday alinirken birazi çürüge, birazi nemliye, birazi kesmige, birazi karamiga, birazi tüccarin keyfiyetine filan derken, vergisi görgüsü susu busu… üç liralik bugday iniyor iki liraya.
Ya gübre?
Bu yil üç lira. Borca aliniyor ya. Zaten dörtten ödeniyor. Alti ay sonra bes lira. Katma deger vergisi filan…
Bes kilo bugdaya bir kilo gübre zor aliniyor.
Ya mazot? Ayni kisir döngü.
Çiftçinin girdileri fahis fiyat. Ürettigi yok pahasi.
Çiftçinin elinden alinan bugday yok fiyatina giderken, sanayicinin eline geçen un, ekmek gibi un ürünleri, baldan bahali. Bir bakin, balin kilosu kaça gidiyor, bir kilo kuru pasta kaça, bir kilo baklava hele?..
Bir kilo balin on lira ettigi bir ülkede kiytirik bir yas pastanin kilosuna bakar misiniz ey insanlar?
Bu konuda ne kadar yazilsa, ne kadar anlatilsa yetmez.
Iyisi mi, aydin havasi olsun.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol