Ögretmen çocuklara, "Yarin sabah gelirken herkes bir çiçek getirsin!" demis.
Sabah olmus, ögrenciler ellerinde birer çiçekle çikagelmisler.
Ellerindeki çiçekleri ögretmenin hazirladigi vazolara koymuslar.
Yalniz, bir tek ögrenci…
Aysegül, çiçek getirmemis.
Ögretmen, Aysegül'e çiçek getirmeyisinin nedenini sormus. "Bulamadin mi yoksa?" demis.
Aysegül, boynu bükük…
Ögretmenin söyledigini yapmamanin, yapamamanin sorumlu ezikligi içinde… "Ögretmenim! Buldum. Hem de çok buldum ama…"
"Eee?"
"Hiç birini dalindan koparmaya kiyamadim ögretmenim. Çünkü hepsi dalinda çok güzel duruyordu!" demis.
Onun için mi, Kirklareli gibi, batili ve uygar bir yer oldugunu israrla vurgulayan bir yerde bile, parklarda halâ o tabelâya, o uyariya rastlanir bolca: "Çiçekleri koparmayin."
Hani, günün birinde Aziz Nesin Kirklareli'ye gelmis…
Birileri, Kirklareli halkinin batili, çagdas, uygar, aydin oldugunu öne sürünce…
"Belli oluyor! Parklardaki uyari levhalarindan belli!" demis Hz. Nesin.
"Dalda çiçek ne güzel
Hayran olmadiniz mi
Kokusu bir hos
Durusu bir hos
Hele bahar gelince
Hele gönül sevince
Rengi
Åzekli
Kesmeyin dallari bahar günleri
Sevemeyen yesilligi
Güzelligi sevemeyen
Ne basarsin hoyrat
Ne ezersin topaktan özgürce fiskiran esintiyi
Irem baginin buselerini
Sevgiliyi
Sevgiyi
Çignemeyin çimenleri
Ali bir baska güzel
Moru bir ömre bedel
Su ister
Bakim ister
Gönüldür dermek ister
Gülleri demet demet
Ehline vermek ister
Kimi susuz yandirir
Kimi çigner
Ne aci
Korumali
Degil mi
Koparmayin çiçekleri"
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol