KOMSU YAZAR HASAN ÖZTÜRK ILE KÜLTÜR ÜZERINE

Kirklareli sairlerinin aylik Siir Dinletisi'nde Firdevs Büyükates ünlü ÇAKIRIM DESTANI sairi ve kültür adami Halil Tekin Bucakli'yi tanitti. "Karahidirli Halil Bey" diye ünlenmis olan Halil Tekin Bucakli benim çok iyi tanidigim kisilerden biriydi.
Devletin çesitli kademelerinde önemli görevler yapmis, en son Basbakanlik Arsiv Genel Müdür Yardimciligindan emekli olmustu. Halil Tekin Bucakli, Fransiz diline hakimiyeti ve Fransiz Kültürü'ne vukufu dolayisiyle 1930 ve 1940'li yillarda Ankara'da bürokrasinin üst katlarinda FRANSIZ HALIL diye anilmis ve saygi görmüs biriydi. Elimize çok az geçen siirlerinde "TRAKYALI DERTLI MUSTAFA" imzasini kullanmistir. Sair Firdevs Büyükates onu tanittiktan sonra kizi Melek Ovali da babasi hakkinda, babasinin özellikleri üzerine bilgiler aktardi. Ben de onun Fransiz Kültürü'ne nüfuzu üzerinde durdum. Sair, yazar, bestekâr, saz ve söz ustasi, Halk Türküleri Derleyicisi Hasan Öztürk gazetemizin 11.04.2007 tarihli sayisinda köse yazisinda benim Fransiz Kültürü ifademi hareket noktasi yaparak, kültür üzerinde durmustur.
Hasan Öztürk aktarmaci, baskalarinin yazilarina imza atan biri degildir. Uslubü ile özgün (orjinal) bir yazardir. Popüler bir saz ve söz ustasidir. Bektasi sairidir ve Kofçaz'in Tezidere Köyü'ndendir. Bilgiye, ögrenmeye açik bir kisi olarak dikkati çekmistir. Kirklarelili olmasina karsin Kirklareli henüz onu geregince, yeterince tanimis degildir. Oysa kendisi eglence türü, sanatsal içerikli her toplantinin insanidir. Sazini ve sözünü dinlemek insana keyif vermektedir. Trakya genelini asmis bir sanatçidir. Hasan Öztürk'ün "ASLÎ KÜLTÜR" baslikli yazisina gelince
Hasan Öztürk yazisinda bir takim uluslarin adlari ile kültürlerine deginmeler yapmis, Fransa'nin Türkiye ile olan iliskilerine mizahi tarzda göndermelerde bulunmus, kültür kavramini açmadan kültürün ne menem sey oldugu yorumlarini yapmis. Iyi de etmis. Bana da bir yazi konusu çikarmistir.
Kültür, Atatürk'ün çok sevdigi, ulusun ilerlemesinde, cumhuriyetin köklesmesinde gerekli gördügü, cumhuriyeti üzerine oturttugu bir kavramdir. Ne demistir "CUMHURIYETIN TEMELI KÜLTÜRDÜR." Kültürden ne anladigini ise 21. Aralik 1930 tarihinde Kirklareli Türk Ocagi'nda açiklamis, adeta burada Kültür ve Uygarlik üzerine bir konferans vermistir.
Kültürün çok tanimi vardir. Fransiz yazarlardan Malrux onu, "ÖLÜ INSANDA DIRI KALAN SEY" diye tanimlar. Toplumlar, insanlar yasar, zaman içersinde bir seyler yaparak kaybolup giderler fakat geride bir takim izler ve eserler birakirlar ki bunlar, onlarin kültürü olmaktadir. Halkin gelenek ve görenekleri bir Halk Kültürü'dür. Ona FOLKLOR da denir. Bir ulus kültürü de vardir ki, o ulusun devlet hayatinda, ticarette, ekonomide, idarede, askerlik ve bütün faaliyet alanlarinda yaptigi, yapip da geride biraktigi seylerin tümü kültürü ifade etmektedir. Ancak kültürü halk ile birlikte sanatçilar, yazarlar, öykücüler, felsefeciler, bilim adamlari, yaratir. Bir halk, bir ulus veya bir insan, bir toplum nasil yasiyor, nasil görünüyor, ne söylüyor ve ne düsünüyorsa bunlar onun kültürünü gösterir. Kültür bizim yasayis biçimimizdir. Nasil yasiyorsak kültürümüz odur.
Sevelim sevmeyelim yeryüzünün bugün en ince kültürü Fransiz Kültürü'dür. Hatta Fransa'yi, Paris'i KÜLTÜRÜN VATANI olarak anarlar. Fransa da bu kültürü yaratanlarin, yazarlarin, düsünürlerin, sanatçilarin arkasinda oldugunu söyler. Bir ülkenin devleti, yöneticileri ve sözgelimi Türkiye, "Ben Yunus Emre'nin, Karacaoglan'in, Pir Sultan Abdal'in, Aziz Nesin'in, Nazim Hikmet'in, Sabahattin Ali'nin, Atilla Ilhan'in, Cahit Sitki Taranci'nin, Sabahattin Eyüboglu'nun, Halikarnas Balikçisi Sakir Kabaagaçli'nin, Mimar Sinan'in, Prof.Dr. Emin Onat'in (Anitkabirin mimari) arkasindayim derse bu TÜRK KÜLTÜRÜ'dür. Çünkü bunlar ve daha niceleri geride eserler, izler, bilgiler birakmislarsa bu onlarin kültürüdür ve bu eserler Türk Kültürünü olusturmaktadir.
Hasan Öztürk'ün siraladigi Yunan Kültürü, Alman Kültürü bütünü itibariyle o uluslarin yarattigi kültürün ifadesi olmaktadir.
Insanlar hayatta zenginlikleriyle, servetleriyle büyük olmazlar. Yarattiklari kültürle, insanliga, kendi halkina yaptiklari ve biraktiklari eserleriyle büyük olurlar. Kültürü dünyaca anilan, söylenen uluslar uygarlikta ileri gitmis ülkelerdir. Fransiz romanci Balzac'in Paris'teki heykelinin kaidesinde yazili olan su ifade her seyi ifade eder saniyorum.
"NAPOLYON'UN KILICI ILE YAPAMADIÄzINI BALZAC KALEMI ILE YAPTI." Bilelim ki dünya kiliçla degil, bilgi ve kültürle fethedilir. Mustafa Kemal'in Cumhuriyetin temelinde kültür oldugunu söylemesi bundandir. Türkler Islam Dünyasindaki ülkelerden daha uygar, daha kültürlü olduklari için Özgürlük ve Bagimsizlik savasi yapmislar, laik bir devlet ve cumhuriyet kurmuslar, dindaslarindan daha medeni bir konuma gelmislerdir. Bunu yapan TÜRK KÜLTÜRÜ'dür. Atatürk'ün kendisi dahi Türk Kültürü'nün ürünüdür. Büyük kültürler büyük adamlar yetistirir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol