KESTIM SIYAH SAÇLARIMI SIMDI NE OLACAK?

Atatürk'ün, "Sen o çocuk musun" dedigi sair Behçet Kemal Çaglar, ki Karsi Devrim'e ilk direnen cumhuriyet aydini ve milletvekilidir, bir siirinde, "Zaptedilmez senin kalelerin Atam, zaptedilmez" der ve yapilan devrimlerin, yeniliklerin reformlarin eskiye dönüstürülemeyecegine isaret eder. Ancak, cumhuriyetin ilanindan 85 yil sonra görülmüstür ki Atatürk'ün zaptedilemez sanilan kaleleri birer birer düsecek hale gelmislerdir. Bu Büyük Önder'in daha 1919 da düsündügü ve yanindakilerden Mazhar Müfit Kansu'ya not ettirdigi ve kalkacagini söyledigi ve de cumhuriyetin ilanindan sonra kaldirdigi TESETTÜR, O'nun kurdugu meclis tarafindan bugün serbest birakilmis, Serbestligi için kapi açilmistir. Mustafa Kemal 7-8 Temmuz 1919 da "KALKACAKTIR" dedigi medeni olmayan kilik kiyafet, yani TESSETTÜR, CUMHURIYET KADINLARI'nin cumhuriyet aydinlarinin ve halkin büyük çogunlugunun direnisine ragmen yara almistir. Demek ki çok partili hayatta, Devr-i Demokrasi'de devrime karsi bir kültür olusmustur. Bu kültür Türk Sagi'nin içinde, onun yelpazesinde gelisme, güçlenme olanagi bulmustur.
Meclisin, türbani serbest birakma anlamina gelen Anayasa degisikligini bir gün tarih alti çizik cümlelerle yazacaktir. Çünkü 60 yilda irticai nitelikli her karar ve uygulamanin arkasindan zincire yeni halkalar eklenmistir. Ezan'in Arapça'ya çevrilmesi ile baslayan irticai süreç Halk evleri, Halkodalari ve Köy Enstitülerinin kapatilmalarini, Anayasa Dili'nin Osmanlica'ya çevrilmesi, Din Egitiminin baslamasi, yayginlastirilmasi, dinin devlet himayesine alinmasi, cumhuriyet hükümetleri içinde bir Devlet Bakaninin bu hizmeti tedvire memur edilmesi, dini imamat ve mumaletin güçlendirilmesi, Arap Kültürü'ne sicak bakilmasi, dini yayinlarin ilgi görmesi gönüllü yardimlarin dini alanlara yönlendirilmesi ve öne çikarilmasi, tesvik edilmesi, laikligin zaman içersinde sulandirilmasi ve nihayet dini ve ideolajik bir simge olan türbanin serbest birakilmasi ülkeyi bu noktaya getirmistir. Sairin dedigi gibi, "Kestim siyah saçlarimi, simdi ne olacak?"
Fazla bir sey olacagini sanmiyorum. Olay Anayasa Mahkemesinden dönmezse, "ANKARA'DA HAKIMLER VAR" denmezse bu halk türbana da alisacaktir.
Devleti sirketlestiren Turgut Özal "Alisirsiniz alisirsiniz" demisti degil mi? Alistik gittik. Ikbal ve iktidar düskünleri 60 yildan beri bu halki irticaya (gerilige), borçlanmaya alistirmislardir. Borçtan korkan bu halk simdi borcu sever olmustur. Türkiye'nin buraya gelmesinde bütün kesimlerin payi, bütün kesimlerin sorumlulugu ve vebali vardir.
Türkiye 60 yildan beri bir IRTICA SÜRECI'nde idi ve bugün bu süreç daha büyük bir hiz ve anlam kazanmistir. Irtica Türkiye'yi kusatmistir. Tarikatlar devletin ve egitimin içine girmislerdir. Artik Türkiye'nin irticanin gölgesinden kurtulmasina, tarikatlardan arindirilmasina olanak kalmamistir. Çünkü, ülkemizde irticanin da, tarikatlarin da zemini ve sartlari vardir. Ve bütün bunlar Türkiye'nin ilerlemesine, çagdaslasmasina engel olusturan olumsuzluklardir. Ülkemizin bu köhne zihniyetten kurtulmasi, kurtarilmasi gerekir. Aklin ve bilmin isiginda toplumu yönlendirmek, yeniden yapilanmasi sartlarini yaratmak lazimdir. Ancak akla ve bilme göre ülkenin yönetimini birakmis olan ikbal ve iktidar düskünleri, halka göre uygulamalarinda vazgeçecek görünmüyorlar. Türbinlere oynuyorlar. Sözgelimi Türbani Türk kadini mi istedi de meclis yasa degisikligi yapti? Hayir. Kadinin örtünmesini, çarsafa dolanmasini isteyen gelenekçi Asyatik kültür sahipleridir. Çünkü halkin dini hislerini kullanmakta, oy avciligi yapmaktadirlar. Ancak bastan beri yanlis yapmaktadirlar. Fakat yanlisin bir gün dogru olmasi için mutlaka bir seyler yapilacaktir. Bekleyelim bakalim "Mevla neyler. Neylerse Güzel Eyler" demis Erzincanli sair. nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol