KERESTE

Müfettis, üçüncü sinif teftisine girdi. Tahtaya büyük harflerle bir sözcük yazdi. Bunu okumasi için Cemil'i kaldirdi.
Cemil, uzun uzun ugrasti okumak için. Heceleri bir türlü birbirine katamiyordu
Ögretmen, müfettisin görmedigi bir sirada çocugun yanina gidip kulagina "kereste" diye fisildadi.
Çocuk, bir zaman sessizce kizarip bozardi. Hayli üzgün, biraz da öfkeli, bozum halinde hizla yürüyüp yerine oturdu.
Müfettis, bu duruma sasirdi "Ne oldu oglum? Okumadin. Kimden izin alip yerine oturuyorsun? Ayip olmuyor mu?" dedi.
Cemil, üzgün ve kararli bir sesle, "iyi de müfettisim, ben bunu pekalâ okuyacaktim. Ögretmenim sabretmiyor ki. Hep böyle sabirsizdir zaten. Hemen de azarliyor beni," dedi.
"Ögretmenin sana bir sey mi dedi oglum?"
"Dedi tabi müfettisim."
"Ne dedi?"
"Kereste!"
Meslek yillarimdan bir not çikti önüme. Okudum, gülümsedim.
Gülümseyisten sora durakaldim. Yüzümde dondu gülüs edimi. izleri kaldi matlasarak.
AB'yimizin, beyin tahtamiza yazdigi sözcük geldi bellegime. Yazdi ve sirtini döndü.
"Oku!" diyor ya. Okuyamiyoruz, heceleri çözemiyoruz, çözdüklerimizi birbirine çatamiyoruz, çatsak ta emin degiliz, söyleyemiyoruz ya bir türlü.
AB'yimizin bize bakmadigi bir anda.
Elinde cop, yanimiza hizla yaklasiyor babamiz "Demokrasi!" diyor.
Tamam da.
"Tamami mamami yok. Demokrasi iste!" derken, bir sey iniyor kafamiza.
Baka kaliyoruz bosluga. Hangisi demokrasi, hangisi cop. Coptan demokrasi olur mu? Demokrasi dedigin cop'lu mudur? Babamiz gerçekten dogru mu okuyor beyin tahtamizdakini?
su, ögrencilerin kafasinda patlayan, solcu göstericilerin, solcu protestocularin kafasina kafasina inip kalkan, kalkip inen.
Önümüze üç bes yilda gelip giden bu sandik demokrasi mi gerçekten? Yoksa "isin kandurmacasi midur?"
Okumaya ugrasiyoruz yeniden. söyle bir sey çikiyor Demo-kirat-rasi. Sanki bunu bir yerden animsiyor gibiyiz. Kirkli yillarin sonlarindan, ellili yillarin tümünden ve altmislarin baslarindan. Böyle bir sey varmis o zaman. Demo-kirat-rasi'ymis mi neymis. ABD'liymisik mi nemisik ozamanlar?
Demo-kirat-rasi.
Bir anlam veremiyorum.
Buna benzer baska bir söz geliyor aklima. O da "demo"yla basliyordu ya.
Demo derken Memo gelmis. Demek ki, "demo" tam "demo" olsaydi, "demo"luk görevini tam yapsaydi, "memo" gelmezdi. Demek ki, "demo" adam gibi yerinde durmamis. Görev mahallini terk etmis. Doga bosluk kaldirmayinca, nöbet kulübesi de kaldirmamis boslugu, agir gelmis. "Memo" gelmis boslugu ortadan kaldirmaya.
Efendim! Saçmaliyorum galiba.
Ama.
Biz bu isleri yani demo islerini kendi stüdyomuzda adam gibi yapmazsak.
Birileri basimiza üsecek. Bu AB'yimiz de olabilir, ABD'limiz de.
Bize öyle bir demo yaparlar ki! Vokali bile bize birakmazlar. "Yaylalar yaylalar" nakaratini da güney komsularimizdan birilerine söyletirler, olur geçer. Mastiri elimize tutustururlar. "Git bunu çogalttir bir yerlerde!" derler. "Çogalttirmak için dogru dürüst bir yerler bulamazsan biz çogaltiriz ama sana pahaliya patlar!" uyarisini da etiketin üstüne not ederler.
Bir zamanlar birileri demis ya hani "Bir gün bu ülkeye Komünist partisi gerekirse onu da biz kurariz. Size yok yemek düser. Oturun oturdugunuz yerde!"
Keresteligin geregi yok.
Müfettis kiziyor ha!

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol