Her gün gazetelerde çarsaf çarsaf yazilar, haberler… Ülkemizde artik bir katliam boyutuna ulasmis "Trafik kazalari" haberleri, resimleri.
Aglayanlar, sizlananlar… Bir tarafta üzeri gazete kâgitlariyla örtülmüs cenazeler diger tarafta hurdaya dönmüs arabalar ve ilk yardim için yapilan kosusturmalar…
Hareketli, canli ve çok sevdiginiz bir yakininizin bir anda yok olmasi olayi… Allah vermesin bunu ancak yasayanlar bilebilir. Her gün gelmesi beklenen ama bir türlü gelmeyen yolcular gibi.
Tabii yine sapa saglam bir insanin "engelli insan haline gelmesi" ve hayatinin kalan uzun bir bölümünde baskalarina muhtaç olarak yasamasi.
Bunlari yazi ile anlatmak, dil ile söylemek belki çok kolay gelebilir ama yasayanlar bunun acisini çok uzun zaman belki de bir hayat boyunca içlerinden atamamaktadirlar.
On yillik bir zaman diliminde ülkemizde yasanan trafik kazalari sayisi 6.000.000 (alti milyon) civarinda. Bu kazalarda takriben 50.000 kisi ölmüs ve 1,5 milyon kadar insan yaralanarak sakat kalmis.
Akli basinda her insanin ve en önce ülke yöneticilerinin sormasi gereken sorular her halde sunlar olmalidir.
"Ne oluyoruz? Durun ya hu. Nedir bu katliama dönüsen kangiren olmus yaramiz? Bu kazalarin olusumundan kim veya kimler sorumludur? Bati ülkelerinde de hemen hemen ayni otomobiller kullanildigi halde oralarda kaza oranlari niçin bizimkinden çok düsüktür? Bu islerin suçlusu var midir? Varsa kim veya kimlerdir?"
ON YILLIK KAZA ISTATISTIKLERI
Emniyet genel Müdürlügünün Emniyet ve Jandarma bölgelerinde "Genel Kaza istatistikleri" basliginda yayinladigi 10 yillik liste su sekildedir.
Yili Kaza sayisi Ölü sayisi yarali sayisi
1999 465.839 6.130 125.586
2000 500.663 5.566 136.406
2001 442.960 4.386 116.202
2002 439.958 4.169 116.045
2003 455.637 3.959 117.551
2004 537.352 4.427 136.437
2005 620.789 4.505 154.086
2006 728.755 4.633 169.080
2007 825.561 5.007 189.057
2008 929.304 4.228 183.841
Toplam 5.946.818 47.010 1.444.291
Bu tablodan görünen sey trafik kazalari on yilda yüzde yüz artmis oldugudur. Ölü sayisi asagi yukari ayni kalirken yarali sayisi on sene önceye göre 60 bin artis olmasi. 2002 yilinda TBMM'sinin büyük bir kismini dolduran AKP iktidara geldigini biliyoruz. 2008'e kadar da tam 6 yil onun iktidarinda kaldigi düsünülecek olursa, trafik kazalari rakamlarin azalma gösterecegine artma göstermesi, AKP hükümetinin bu konuda hiçbir önlem almadiginin ve isi oluruna biraktiginin açik ifadesidir.
SUÇLU KIM
Adeta katliama dönüsmüs olan bu yüksek orandaki trafik kazalari karsisinda, "Ne yapalim efendim, kaderimiz buymus" dememiz mümkün degildir.
Biz gerekli tedbirleri (önlemi) aldik mi ki de isi hemen kadere havale ediveriyoruz?
Elbette isin teknik boyutu, idari boyutu, sürücü hatalari ve kusurlari boyutu bulunmaktadir. Biz konuya bastan baslayalim ve bu konuya alinmasi gereken önlemler ile yapilmasi gereken çalismalari birlikte inceleyelim.
Trafik kazalarina karisan ilk etapta üç faktör (etken) gözükmektedir. Bunlar;
1. Kaza yapan arabalar, bunlarin teknik durumlari.
2. Kazaya sebep olan sürücü veya sürücüler ile bunlarin durumlari
3. Kazanin yapildigi zaman ve yol sartlarinin durumu.
OTOMOBILLERIN DURUMU
Ben hâlâ 1995 seçimlerinde Ankara milletvekili adayi olmam münasebetiyle aldigim
bir arabayi kullanmaktayim. Araba 1,5 ton agirliginda, yani dengeli bir araba. Virajlara (dönemeçlere) hizla girilse bile araba hizindan dolayi savrulmuyor. Arabanin iskeleti yani çelik sasesi var.
Önünde ve arkasinda çelik tamponlari bulunmaktadir. Bilindigi gibi tamponlar, ön ve arkadan yapilacak çarpmalarda araci ve içindeki yolcularin zarar görmemelerini temin etmek üzere hazirlanmis çelik parçalar. Kaportasi yani dis yüzeyi kalin saçtan yapilmis çarpma ve darbelere karsi mukavemet göstermektedir.
Bir de son devirlerde yapilarak piyasaya sürülen arabalara bakalim. Önce arabalarin iskeleti yani sasesi yok. Saçlari birbirine monte etmisler. Kaportalari olusturan saç aksam ince saçtan yapilmis. Her hangi bir kimse sabit duran bir arabaya yaslansa bir de bakiyorsunuz orada göçme meydana gelivermis. Tamponlar, distan siyaha boyanmis.
Siz bir tampon var zannediyorsunuz. Hâlbuki bunlar "fiber glas" malzemeden yapilmis, çarpma ve darbelere karsi dayaniksiz bir yapidalar. Bu sekilde ki imalatin gerekçesi, "arabalarin hafif olmasi" olarak gösterilmektedir. Buna mukabil hizli ve seri arabalar olduklarini görüyoruz. En kisa zamanda en yüksek hiza ulasabilen bir ivmeyle çalismaktadirlar.
Hele bu araçlari bir de heyecanli gençler yüksek hizda kullanirlarsa ne olur?
Hizla girilen virajlarda arabalar savurabilmekte sürücü aninda "araba direksiyon hâkimiyetini" kaybedebilmektedir. Bu ise kazlara davetiye çikarmak gibidir. Iste bizim yakinlarimiz ve dostlarimizla içerisine bildigimiz, bizi bir yerden diger bir yere götüren ve bizim çok emniyetli sandigimiz otomobillerin yapisi bu sekildedir.
nleli@mynet.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol