Ekonomik krizle birlikte herkesin önüne gelen en önemli sorun kaynak sorunudur. Türkiye’yi yönetme iddiasinda olan herkes bu soruya ikna edici bir cevap bulmak zorundadir. Tayyip Erdoganlar iktidarda olduklari 6 yil boyunca bu soruya cevap verebildikleri için iktidarda kaldilar. AKP 2002 yilinda iktidara geldigi zaman Türkiye’nin iç ve dis toplam borcu 240 milyar dolardi. 6 yilin sonunda bugün 500 milyar dolari asmis bulunuyor. Bu tablo AK döneminde yilda ekonomiye ortalama 50 milyar dolarlik bir kaynak girisi anlamina gelir. Disardan olan bu para girisine bir de 2002 yilindan sonra yailan özellestirmeleri eklemek gerekir. AKP, Cumhuriyetin yarattigi ne varsa hepsine, ideolojik ve sinifsal açidan düsman oldugu için, büyük bir hirsla özellestirme isine giristi. Son derece stratejik ve kârli olan kuruluslar elden çikarildi. Bu yolla da hatiri sayilir bir kaynak elde edildi. Bu kadar kaynak girisinin oldugu Türkiye ölçegindeki bir ekonomide çarklar rahatlikla döner.
Nitekim öyle oldu.
Krizin kapitalist Dünya ekonomilerini iyice vurdugu 2008 sonu ve 2009 baslarinda ise (6 aylik dönem) Türkiye ekonomisine Merkez Bankasi verilerine göre 17 milyar dolarlik bir kaynagi belirsiz bir para girisi olmustur. Bu para girisi, Bati’da birbirinin pesisira bankalar batarken Türkiye’de mali sektörün krizin disinda kalmasini sagladi. Döviz fiyatlarinda çok büyük oynamalar olmadi. Ve böylece Türkiye için (hem kamu ve hem de özel sektör açisindan) en büyük sorun olan borçlarin çevrilmesi simdilik mümkün oldu. Ama Tayyipler açisindan deniz bitti. Ülke kaynaklarini tükettiler. Kayiklarini bagladiklari Bati gemisi durmadan su aliyor. Kendilerine hayirlari yok.
Kaynagi belirsiz para girisi de devamliligi olan bir kaynak olmasi mümkün degil.
DISA AKAN KAYNAKLARIMIZ
AKP cephesinde durum böyle. Ama AKP’ye alternatif olduklarini söyleyenler bu tabloya ragmen eger kaynak sorununa ikna edici cevaplar vermezlerse iktidar olamazlar. Oysa AKP’nin bütün yikiciligina ragmen Türkiye’nin büyük kaynaklari vardir. Bütün sorun bu kaynaklari Türkiye için kullanacak bir Milli Hükümet’in kurulmasindadir.
Iste kaynaklar:
1. Türkiye, 2008 yilinda toplam olarak 360 milyar Tl’yi bulan iç borcuna karsilik faiz ödemelerine 58 milyar Tl ödedi. Bir avuç tefeciye aktarilan bu kaynak Türkiye’nin yilik bütçesinin üçte birine yaklasmaktadir. Iç borç anapara ve faiz ödemeleri 10 yillik takside baglanmalidir.
2. Toplam olarak 300 milyar dolari bulan dis borç, ilgili ülkelerle görüsülerek yeniden yapilandirilmalidir.
3. Son otuz yil içinde hortumlanan kamu kaynagi 600 milyar dolar civarindadir. Bir nereden buldun yasasi çikarilmali, Hortumcunun malina el konulmali, kamu kaynagi kamuya geri alinmalidir.
4. Türkiye’de yabanci para kullanimina son verilmelidir. Ülke içindeki yabanci paralar rayiç bedel üzerinden Türk lirasina çevrilmelidir.
5. Istanbul Menkul Kiymetler Borsasi mevcut Kambiyo Yasasi yüzünden bir uluslar arasi kumarhane gibi çalismakta, ülke kaynaklarinin disa akmasina neden olmaktadir. Yillik 200 milyar dolari asan islem hacmi sömürünün boyutu hakkinda bir fikir vermektedir. Sabit kambiyo rejimine geçilerek ülke kaynaklarinin yurt içinde kalmasi saglanmalidir.
6. Lüks ithalat yasaklanmalidir. 200 milyar dolarlik ithalatimiz içinde hatiri sayilir bir kalem olan lüks ithalata harcanan kaynaklar ülke kalkinmasinin hizmetine sunulmalidir.
7. Türkiye’de üretilebilen her türlü malin (sanayi ve tarim) ithalati yüksek gümrük vergilerine baglanmalidir. Böylece kaynaklar iç üretimin tüketilmesine yöneltilmelidir.
8. Türkiye’nin ilaç piyasasi tamamen yabancilarin elindedir. Ilaç zorunlu tüketim malidir. Milyarlarca dolarimiz ilaç üzerinden yabanciya akiyor.
Ayni sekilde çok önemli bir tüketim mali tekel ürünlerinde de piyasanin neredeyse tamami yabancilarin eline geçti. Bütün bu kalemlere daha da eklenecekler vardir. Sigorta sirketlerinin tamami, Bankalarin ise yarisi yabancilarin elindedir. Dünya tekelini elimizde bulundurdugumuz Bor madenini hammadde olarak ihraç ediyoruz. Yillik 80 – 90 milyar dolarlik Dünya Bor piyasasindan Türkiye yararlanamamaktadir vb. vb.
MILLI HÜKÜMET
Bütün bu kalemlerden Türkiye’nin ugradigi kayiplari üst üste ekleyin. En insafli hesaplamayla, en az 100 milyar dolarlik bir kaynagin varligina ulasirsiniz. Elbette bu yagmalanan kaynaklara Türkiye’nin su anda da kullanmakta oldugu kaynaklari eklemek gerekir. Tarim ve sanayi üretimini, turizm gelirlerini vb. Türkiye Cumhuriyet Devriminin yarattigi son derece elverisli kosullar içinde büyük bir gelisme gösterdi. Sanayi alt yapisini kurdu. Yetismis bir insan kaynagina sahip oldu. Kisacasi Türkiye’de un var, seker var, su var. Eksi olan helvayi yapacak olan usta. Usta Türkiye’nin kaynaklarini Türkiye için kullanacak olan Milli Hükümettir. mbgultekin@ip.org.tr
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol