KAVRAM KARGASASI

Türkiye'deki kapitalist anlayisin mantiginda mahserin su dört atlisi egemendir: Siyaset, sermaye, bürokrasi, medya. Kapitalizmin anlayisini belirleyici olanlardir bunlar. Geri yanini teferruat sayar kapitalist sistem ve temsilcileri.

Sonra döner, Türkiye'deki kapitalistlerin en yenilerinden biri, "Batinin ahlâksizligini aldik," der. Avrupa biletiyle Tahran"a gitmek ister. Ahlâktan söz eder. Oysa, ahlâkli yasamak, çalmamaktir, yalan söylememektir, aldatmamaktir.

Neler söylenmedi onlar için. Birileri: "Önce mücahittiler, sonra müteahhit oldular, simdi her seye müsaitler," dedi.

Sonra, içlerinden çikmis bir baskasi, kendini kenara attiktan sonra onlar için siki bir betimlemede bulundu: "Çaldiklarina fetva bulurlar, çapkinliklarina nikâh kiyarlar!"

Ilginç söylemler, degil mi? En azindan onlar kapitalizmin Türkiye"de bugünkü temsilcileriydi.

Sonra olay dönüp dolasacak, demokrasiye gelecek. demokratik yasam sorgulanacak. Birileri parti kapatmaya yeltenecek, birileri buna karsi mücadele kampanyasina girisecek.

Bizde sik sik parti kapatma davasi açilir, sik sik kapatilir da. Çünkü bizde anayasa ve ülke aleyhinde çalisan, ülke, Atatürkçü ve anayasal cumhuriyet aleyhine çalisma yapan partiler ve parti üyeleri hatta liderleri bir türlü son bulmaz çünkü.

Kapatma startinda bile niyetler ortadan kalkmiyor. Tüm sagci partiler, üç asagi bes yukari kendileri gibi düsündügünü, davrandigini varsaydiklari bu partinin kapatilmasina karsi çikiyor, sol yapili partiler kapatilmasindan yana görüs bildiriyor.

Su artik açiktir: Türkiye'de sag görüs mensuplari Atatürk'ü ve Atatürkçü cumhuriyeti sevmemekte, onu ortadan kaldirmak için mücadele vermektedir. Kizmayin, demokratik hakkimi insanca kullanarak görüsümü ve düsüncemi açikliyorum.

En azindan sosyal demokrat kisiler veya partiler, Atatürkçü Cumhuriyet"in yanindadir ve anayasal cumhuriyeti savunmaktadir.

Solcular nasil düsünüyor, nasil davraniyor derseniz!

"Solcu" vaaar, "Sooooolcu" var. Onu gidin "Sooooolcu"lara sorun

Son yillarda yasanan olaylar hiç te basit seyler degildir. Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açik saldiri vardir.

Sag yapili partilerdeki, garip bir batililasim anlayisidir. Sayelerinde ülkede bugün bu garabet yasanmaktadir. Bu partiler adeta güç ve para tarikati biçimine dönüsük yasamaktadir. Batili gibi her lükse sahip olarak ve yasayarak, etkisi ve yetkisi altindaki insanlari dogulu gibi ketum ve kapali yasatmak. Halki, halk tabakasini, inananlar, inanmayanlar, ibadet edenler, etmeyenler, kendileri gibi düsünenler, düsünmeyenler vs. olarak kategorilestirmektedirler. Oysa hüner, ayirmamak, bölmemektir. Halkin içine ayrilik tohumlari ekmemektir. Hüner, ayriliklari güzellik topragina ekerek oradan çikacak meyveyi paylasmaktadir. Hüner, kendisi için neleri gerekli görüyorsa, etkisi ve yetkisi altindaki insanlari da o yasam biçimine deger görmektir.

Türban konusunda sürekli erkekler çikip konusuyor, kadinlar, ellerine tutusturulan metni okuyorlar. Oysa, kapali da açik ta bizim. Yarim metre kumas ahlâki getirmez ama bunu o kapali bayanlarin babalarina, agabeylerine, nisanlilarina, eslerine kim anlatacak!

18 yas öncesinde türban yok. 22 yas sonrasi da yok. Türban serbestisi diye yirtindigimiz seye bakar misiniz. Topu topu dört yillik bir süre. Lise sonuna kadar kullanamayacaksin, üniversitede böyle bir özgürlügün olacak, üniversite bittikten sonra yine çikarmak zorundasin. Takabilmek için ancak cumhurbaskani esi, basbakan esi, bakan esi veya yüksek bürokrat esi olman gerekecek! Sonra da biz buna demokrasi filan diyecegiz.

Seriatçi, kapitalist kesim 1946'dan bu yana halka sabirla, tehditle, yalanla yaklasti. Din adina cami kapilarinda iknayla ve tehditle para topladilar.

Bu çabalar sonucunda halk, sagci partiler ve politikacilar tarafindan halkin çikarlarinin aleyhine egitildi. Halk, o denli kendi çikarinin ve kendinin düsmani veya aleyhtaridir ki çikarlarinin karsiti kesime adeta kulluk, kölelik, yalan yanlis ve zararli gelisimler için, laik ve Atatürkçü cumhuriyet aleyhine taseronluk yapmaktadir.

Tabi bunun karsisinda diri sosyal demokrat veya bilinçli ve çaliskan sol partiler olmayinca…

Sol adina kurulmus veya adi "sol"a çikmis partiler de halkla pek tebelles olmadiklarindan… Örnegin su son seçimler, 22 Temmuz seçimleri. Solcular CHP"ye oy vermedi. Çünkü CHP'yi gerçekten sol yapili bir parti olarak görmez oldu insanlar.

Ulusalci düsünenler de zaten CHP'ye oy vermeyecekti besbelli. Neden? Canim, asli varken neden bir sonraki ile ugrasacak insanlar? Zaman ve enerji yitimi olmaz mi?

Ayrica da, öncelikle, birimlerde, tepeden inme atama adaylardan dolayi zaten CHP ile kendi seçmeni arasinda bir anlasmazlik, uyusmazlik ve ilkesizlik dogdu. Onun için…

Siyasetin basindakiler adeta kaygan zemin üzerinde vals yapmaktalar. Halki da bu valsi izlemeye çagiriyorlar. Izliyor vatandas ister istemez ama heyecandan cani agzina gelerek. Çünkü, pistteki ha düstü ha düsecek derken, izleyicilere tutunuyor ve izleyicileri firlatip atiyor taslik zemine.   

Derken, ortalik, halki kasitli olarak yanlis yapilandiran, bilinçli olarak saptiran partilere kalmaktadir. Onun beterini çekmektedir Türkiye onlarca yildir. Onun beterine durma demokrasinin biçimini tartismaktayiz.

Demokrasi, her isteyenin istedigi gibi at oynatmasi ve ortaligi keyfince talan etmesidir birilerine göre.

Bunun karsiti bir sey söylendiginde de demokrasi düsmani ilan edilirsiniz.

Böyle bir kesmekes içinde deruhte ediyoruz 2008"in ilk bölümünü. Korkarim tamami buna kurban gidecek ve israf olacak.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol