KARAÇAM'DAN KONFERANS -1-

"Gömlegimin üst dügmesi açik olsa lâubalilik sayarim. Bu bende bir cumhuriyet disiplini ve ciddiyetidir," diyor Nazif Karaçam

Her sabah sakal tirasini mutlaka olur. Genelde grant tuvalettir. Yazin siddetli sicaklarinin disinda ceketsiz ve kravatsiz görmek hemen hemen olasi degildir.

Bu aralik Kakava ve Karagöz etkinlikleri hazirliklari dönemi. Bu çerçevede Açik Ögretim Fakültesi Kirklareli Sube Temsilcisi Münir Saygin, Yüksek Okul ve Kirklareli Üniversitesi ögrencilerinin, Karaçam'in engin bilgi birikiminden yararlanmalari için okullarda paneller düzenliyor. Bundan önce bir tane yapmisti. 24 Mart 2008 pazartesi günü de Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu bünyesinde Trakya üzerine bir söylesi düzenlendi. Birlikte gittik. Yüz kadar ögrenci toplanmis ve düzenli bir biçimde oturmuslardi.

Münir Saygin, Karaçam'i kisaca tanitti. "78 yasinda bir Türk genci!" oldugunu bildirdi. Kirklareli ve Trakya tarihi hakkinda duayen oldugunu söyledi.

Sira, Karaçam'a geldi. "Ben bir ögretmenim. Köyde dogdum. Otuz yedi yillik emekli bir ögretmenim. Trakya'yi,Trakya'nin kültürünü amatörce arastirdim. Zamanla profesyonellige dönüstü bu çalismalarim!" diyerek girdi söze.

"Romali sair Oratyus, 'Siz dinlemiyorsunuz ama ben sizi anlatiyorum' demis. Insanlar, yasadigi yeri arastirmiyor. Uzaklarla ugrasiyor. Oysa egitimde yakindan uzaga diye bir kural vardir. Insanlar, bildikleri seylerden baslarlarsa ögrenmede kolaylik saglanmis olurlar.

Atatürk zamaninda ülke genelinde on bin kadar okur yazar vardi. Bu oran Atatürk'ün bizzat baslattigi egitim ataklariyla hizla yükseldi.

Atatürk'ün Kirklareli'ye çok özel ilgisi vardi. 1930'da Trakya gezisine çiktigi zaman bu geziyi Kirklareli'den baslatmistir. Burada büyük bir aydinlik, zengin ve engin bir kültür bulmustur. Kirklareli insanina, 'siz çok çaliskansiniz,' demistir. Çünkü burada yobazlik, bagnazlik yok o zaman da.

Kirklarelililer yillardan beri hidrellezi kutluyor. Insanoglu, dogayi uzun yilar hayranlik ve saskinlikla izlemistir. Doganin uyanisi bayrami Mezopotamya kökenli bir kültürel etkinliktir. Bunda Samanizm'in de etkisi vardir.

Zamanla Kakava etkinlikler baslatildi. Kakava, Orta Asya kökenli bir harekettir. Roman asillidir. Çingeneler arasi bir eglence olarak baslamistir. Çikista adi "tencere-tava" senligi olarak baslamistir. "Kakava" sözcügü dirilis, var olus anlamina gelir.

Bir zamanlar Kirklareli'de tencere-tava sergileri açilirdi, açilmaz oldu. Zamanla Kakava senliklerinde 2000-3000  kadar oglak kesildigi olmustur. Düsünün bir kere. Ve bu eglencelerde kaç-göç olmamistir. Kadin erkek birlikte eglenmistir. Daima yenilige, gelismeye açik, gelenekçi kalmayan bir etkinliktir.

1990'li yillarda bu etkinligin bünyesinin gelistirilerek Kirklareli'ye mâl edilmesini önerdik. Karagözün'de Kirkkilise asilli oldugunu ögrendik. Karagöz gerçekten de Trakya, Kirklareli asilli, zeki  bir insandir. Evliya Çelebi: "Kirkkimesne'de namdar bir Kipti önderi!" diye tanimlamistir Karagöz'ü. Onun da bu etkinliklere dahil edilmesini önerdik. Kabul ettiler.

Çingeneler, kendilerini yönetecek birini seçiyor, buna da "Çeribasi" diyorlar.

Avrupa Birligini'nin bugün en fazla ilgi duydugu kültür Roman kültürüdür. Romanlar, özgürlüklerine çok düskün olduklari için devlet kurmamislardir. Sen sakrak yasarlar.

lV. Mehmet (Avci Mehmet)'in av bölgesi Kirklareli'dir. Avlanmak için Kirklareli ormanlarina gelirdi.

Kakava, ayni zamanda bir çevrecilik olayidir. Çevreye önem ve deger verir."

Özet olarak yazdim Karaçam'in gençlere aktardiklarini, anlattiklarini. Bastan sona ayakta yapti sunumunu. O sira, saatlerce ayakta baglama çalisim geldi aklima.

Bir yerde demisti ya: "Insan oglu dogayi uzun yillar hayranlik ve saskinlikla izlemistir," diye. Biz de Nazif Karaçam'i ayni hayranlik ve saskinlikla izledik. Özellikle Trakya ve Kirklareli kültürü alaninda bir derya Karaçam. Bu denli bilgi gökten zembille mi iniyor? Bazi insanlarin kapilari kapali. Yüreklerinden içeri bilgi girmiyor.

Onun bilgi birikiminin yaninda bizim bilgimizin deryada minik bir damla kadar bile etmedigini bir kez daha algiladim.

Ögrenciler, basindan sonuna kadar çit çikarmadan izlediler. Sessizligin içinde, elimdeki küçük not kâgidinin sesi bile beni zaman zaman rahatsiz etti. Çünkü, hani simdilerde gösterimde olan o çöp süpürgesinin sessizligi yaninda kedinin yalanmasinin asiri gürültülü kaldigi gibi.

Söylesinin sonu geldi. Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu müdiresi Yrd. Doç. Dr. Semiha Öztuna, Karaçam'a bir buket çiçek sundu.

Güzel bir sunuydu. Yararlandik. Yüregine, beynine, bedenine saglik Nazif Karaçam ögretmen.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol