Çalisarak yasamak ve hatta okumak zorunda olan çocuklarin hatirina o animi ve siirsel duygularimi aktarmak geregi duydum.
Okudugunuzda, açiklama yapmam gerekmedigini anlayacaksiniz.
Yine de…
Ulusal egemenlik haftasinda tek tip insanimiz olmadigini, çocuklarimizin öyle güllük gülistanlik bir ülkede, ekmek teknede, su çesmede yasamadigini birlikte algilayarak, olaylara bir de bu pencereden bakarak yaklasmak geregini duyuyorum.
Bir büyügümüzün çok eski tarihlerde, "Benzin vaadi da biz mi içtik!" diye manidarlasmasi gibi…
Çocugun biri çikar simdi, "Yeterli park vardi da biz mi oynamadik!" diye çikisabilir.
Bir baskasi, "Oynamaya mecalim vardi da oynamadik mi?" da diyebilir.
Hele de hele, günümüzde dershanelerden, özel kurslardan basini mi alabiliyor çocuklar da, bilmem neredeki parkta kendini oyuna verebilecek kadar oyuna katilacak, oynayabilecek?
Günümüzde çocuklarin isi zor.
Evet, ana babalarin, ebeveynlerin isi de belki daha zor ama…
Çocuklari dershanelere, özel kurslara hapseden zihniyete piyon olan, konu mankenligi yapanlar da ana babalar degil midir?
"Günes çarigi, çarik ayagi…" teranesini yineleyebilirsiniz tam da yeri gelmisken…
"Aksaray'da bulusalim" dedi
"Aksaray'da
Hani
Minibüslerin kalktigi durakta
Duragin arka tarafinda bir park var ya
Parkta çocuklar oynar ya
Parkin hemen yaninda bir kahve
Bir degil
Yanyana iki kahve
Kapilari birbirine yakindir"
Minibüsleri gördüm
Duragi da
Parki da
Çocuklari da
Kahveleri de
Yanyana iki kahve
Bir degil iki kahve
Kahvenin penceresi dibinde
Kara kara
Kuru kuru
Elleri tenlerinden kara
Bahtlari ellerinden kara
Alaca bulaca
Kahvenin penceresi dibinde
Çalisan çocuklar
Oynayan çocuklari göremedim parkta
Gene de
Burasidir Hasan Basri'nin kahvesi
Geçip oturdum
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol