KADIN KADIN SENIN NE BÜYÜK ÇILEN VARMIS

Ünlü yazar Duygu Asena "KADININ ADI YOK" dese de Türkiye'de oldugu gibi dünyada da kadinin adi vardir. Bu nedenle onun da bir öyküsü, bir romani ve yasam biçimi olmasi dogaldir.
Kadin yeryüzünde hangi durumlarda ve sartlarda yasar?
Bir defa, hayatta kadinin yasamini en çok etkileyen faktörlerin basinda yoksulluk, savas ve depremler gelmektedir. Yoksulluk öncelikle ve özellikle kadini evin mutfaginda vurur. "Mutfakta Yangin" varsa kadinin yasaminda istirap vardir. Bu nedenle hükümetler, iktidarlar hayat pahaliliginin mutfakta yol açtigi tahribata bakmak, kadinin feryadina kulak vermek zorundadirlar. Bunu yapabilen hükümetler de zaten basarili hükümetlerdir. Bu açidan bakildiginda su 8-10 yilin hükümetleri Türkiye'de basarili degildirler. Basarili olmalari söyle dursun, bir gecede halki yüzde on fakirlestirmislerdir. Bu yüzde on fakirlesmeyi Türkiye uzun yillar kapatamayacaktir. Türk Ailesi'nin mutfagi bu fakirligin yol açtigi yanginin yüksek harareti ile isinmaya devam edecektir. Çaresizlikleri gidermek için öncelikle kadinin nasil bir faturayi ödeyecegini tahminde zorluk yoktur. Türkiye'de geçen yil 184 bin bosanma davasinin yüzde ellisinin yoksulluktan ileri geldigini söylemek öncelikle kadinin yasadigi sartlar itibariyle önemsenecek bir olaydir.
Kadini yoksullugun, fukaraligin, mutfak yangininin disinda en çok zor sartlara düsüren olay savaslar ve depremlerdir. Yeryüzünde kadinlar savaslarin magdurlaridir. Bu süreçte en çok siddete, tacize ve tecavüze maruz kalan onlardir. Deprem sonralarinda da kadinlar için sartlar agirdir. Savasta ve depremde eslerini, yakinlarini yitirmis kadinlar tek basina ya da çocuklari ile ne tür bir hayata maruzdur? Dünya basini Güney Asya depremi sonrasi Endonezya ve Sri Lanka'da kadinlarin büyük ölçüde cinsel taciz yasadiklarini, Birlesmis Milletler Teskilati yetkililerinin bu baglamda önlem alinmasini, kadin ve çocuklar için barinaklar meydana getirilmesini istediklerini yazmaktadir. Bu depremden sonra Sri Lanka'dan 650 bin dolayinda kadinin çalismak için baska ülkelere gittigi, fakat buralarda bir çogunun fuhusa sürüklendigi basinda yer alan bilgiler arasinda bulunmaktadir. Bir Birlesmis Milletler yetkilisi, "Sonuç olarak herhangi bir afetin ilk kurbanlari kadinlar oluyor" demek suretiyle her olaganüstü doga ve savas olayinda, ekonomik kriz ortaminda kadin ve çocuklarin korunmaya muhtaç olduklarina dikkat çekmistir. Su an Güney Asya'nin Müslüman ülkelerinde bu yasanmaktadir.
Su an Londra'da yabanci hayranligi çeken "Türklerin Bin yillik Yolculugu Sergisi" Türklerin bin yillik tarihini bilenler için aci-tatli olaylarin çagrisimini yapmaktadir. Siz zannediyor musunuz Türkler bu bin yilda Orta Asya'dan Orta Avrupa'ya ellerini kollarini sallayarak gelmislerdir. Türklerin bu bin yillik yolculukta ne savaslar, ne olaylar ve afetler yasadiklarini tarih yazmaktadir. Savaslarda, depremlerde iyi yasanmayacagina göre, bu bin yillik süreçte kadinlar ve çocuklar nasil bir yasam sürdürmüslerdir? Kadinlarin yasadiklari olaylar düsünüldügünde korkunç manzaralar, deger kayiplari gözler önüne gelmektedir.
Bazi tarihçiler ve düsünürler bazi savaslarin kadin yüzünden çiktigini söyleseler de ben bu nedenin fazla bir rolü oldugu kanaatinde degilim. Kadin yüzünden savas çiktigi ne kadar dogru ise, kadinlarin savas durdurduklari da o kadar dogrudur. Eski Yunan'da iki sehir halki arasinda yillarca süren savasi kadinlar, kocalari ile seks yapmayacaklarini bildirmeleri üzerine durdurmus, taraflar baris konusunda anlasmislardir.
Görülüyor ki kadinin yeryüzündeki acisi ve rolü çok büyüktür.
Çilesi mutlulugundan da daha büyüktür. Bu nedenle herkes kadina saygili ve yardimci olmak, onun önünde hürmetle egilmek zorundadir. Bu erkek için kibarlik ve centilmenliktir. Ah bunu bir bilebilsek.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol