HIÇ KIMSE HALKA YENI BIR SEY SÖYLEMIYOR

Türk halki beklentileri, özlemleri, ihtiyaçlari ve hedefleri olan bir halktir. Osmanli’da bilmedigi seyleri cumhuriyeti kuranlar ona ögretmisler ve de vaadetmislerdir. Daha serbest ve daha rahat bir yasam söylenmistir. Ve cumhuriyeti kuranlar o yokluk ve yoksulluk sartlari içersinde halka bu umudu verebilmislerdir. Çok partili hayatin basladigi 1950’li yillarin geride biraktigi 27 yil, Türk halki için yeni bir hayat olmustur. Cumhuriyet ona bu süreçte Nazilli Basmasi’ni, Sümerbank Kumaslari’ni, Beykoz Ayakkabilarini, Alpullu Sekeri’ni, yaninda Alfabeyi, askerdeki ogluna mektup yazma imkanini getirmistir. Bu baglamda Mustafa Kemal halkina, “Sana vaadet tiklerimden hiçbirinde isabetsizlige ugradim” diyebilmistir.

1950’de kasketlilerle, çarikli ve sariklilarla Beyaz Ihtilali gerçektestiren Demokratlar, cumhuriyetin geride biraktigi 27 yilda bir çivi çakamadigini söyleyerek, halka Nurlu Ufuklar’dan, Her Mahallede Bir milyon er’den söz etmislerdir. Zaman zaman halk mahallede milyoner, Nurlu Ufuklar görür gibi olmustur. Karasaban gitmis, traktör, biçerdöver gelmisitir. Köye yol, su, elektrik gitmistir. Okuyan çogaltilmistir. Çarik kaybolmustur. Evlerde sofralarin yerini yemek masalari almistir. Halkin hayati kimildamis, halkin ruhu canlanmis ve sonuçta bu halki yönetenler KÜÇÜK AMERIKA’dan söz eder olmuslardir. Ancak ne pahasina?... Pirus Zaferi’ne benzer bir olay ortaya çikmis, halk ve Türkiye borç batagi’na saplanmistir. Hatirlatirim 1963 yilinda ilk Köy Isleri Bakanligi kuruldugunda yapilan bir arastirmada köylünün iki yillik ürününün ipotek altinda oldugu ortaya çikmistir. Türkiye’yi bu noktaya getirenler demokrasiyi kurtarmak hedef olmustur. Bugün de Basbakan ondan söz etmektedir. “Daha çok Demokrasi, Daha Çok Hürriyet” demektedir. Hatta bazen meydanlarda “Açiz” diyenlere neredeyse “Pasta Yiyin” diyecekler çikmistir.

Bugün, Türkiye demokrasinin, kalkinmanin neresindedir? Türkiye’nin parasi, serveti bir zümrenin elinde toplanmistir. Egitimsizler kadar egitilmisler de is ve as bulamaz olmustur. Bu ülkede su an 350 binin üstünde üniversiteli issizdir. Geçen yil bir milyon dolayinda çiftçi tarim kesiminin disinda kalmistir. Geçen yil 67 bin kadin isini kaybetmistir. Simdi bu kadinlar türbanlilar safina geçmisler, yeni is ve as arar duruma gelmislerdir. Kim ne derse desin Türk halki yoksullasmistir. Köylü ve esnaf bitmis, ortadirek kaybolmustur. Hükümet IMF ile yeni borç anlasmasi imzalamak üzeredir. Hükümetin geride satacagi çok sey kalmamistir.

Türkiye bir Kisir Döngü’nün içindedir. Umut aramaktadir. Basbakan dahil, ona hiç kimse yeni bir sey söylemiyor, söyleyemiyorlar. Çünkü söyleyecekleri bitmistir. “BENIM VATANDASIM” demenin bir anlama gelmedigi anlasilmistir. Daha fazla hürriyet, daha fazla ekmek, daha çok is demek olmustur. Halk bunu isitmek istemektedir. Ancak onu da söyleyen yoktur.

Insanin bir sey diyesi deliyor: “Kalk Atatürk, seni ve halkini bitirenlere yeni bir sey söyle. Memleketini, insanlarini sikintidan, umutsuzluktan kurtar.”

Tabii bizimki bir KURTARICI beklemektir. Kurtarici gelir mi? Gelmez. Kurtarici halkin kendisidir. Halk kendini kurtarmanin yolunu düsünmeli, onu bu hale getiren nedenlerin muhasebesini yapmalidir. Demirel, “Demokrasilerde çare tükenmez” demistir. Çareyi üretmek, çareyi tüketmemek gerekir. Onun için birilerinin bu halka bir sey söylemesi gerekir.

                                   nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol