HIÇBIR ARTILARI OLMAYAN INSANLAR

Osmanlilardan kalma bir sözdür. “Padisahin sözü, sözün padisahi” kabul edilirmis. Yani Padisah Hazretleri bos da konussa, çocuk yastayken de konussa konusan padisah oldugu için sözler de padisah gibi olurmus. Tartismasiz kabul edilirmis. Aksi takdirde kullarin, vezirlerin kellesi gidermis. Böyle bir yönetimden cumhuriyete gelmisiz.

Cumhuriyetten de demokrasiye geçis yapmisiz. Elli yildan beri Demokrat’iz, 200 yildan beri de Batili’yiz. Ancak demokratligimiz da, baticiligimiz da bize göre. Nitekim Süleyman Demirel emekliliginin ilk gününde Galatasaray’in sampiyonlugu üzerine, “Biz artik Avrupaliyiz” deyiverdi. Oysa bizim Galatasaray’in sampiyonlugu ile Avrupali olacak halimiz yoktur. Avrupali olmak o kadar kolay degildir. Atatürk Devrim yaptigi halde hâlâ Avrupa’nin kapisindayiz. Avrupalilar “Esikten içeri giremezsiniz” diyorlar. Niçin? Avrupa ölçülerinin altindayiz da ondan.

Çünkü Türkiye’de artilari olanlar düzeyinde degil, artilari olmayan insanlar düzeyine indirgenmis bir yönetim var. Halki entelektüel bir düzeye çeken degil, halkin düzeyine inen, Kara Karabalik’la ikbal ve iktidar arayan siyasi kadrolar is basindadir. Bunlarla Türkiye bir açmazin içine düsmüstür.

Halk bunalima sürüklenmistir. Türkiye’yi bu hale getirenler bugün onu kurtaracak insanlar konumundadir. Oysa tarihte bir ülkeyi batiranlar, o ülkeyi kurtaranlar olmamislardir. 20. yüzyilin ilk onbes yilinda Enverli, Talat Pasali, Cemal Pasali Ittihat ve Terakki Yönetimi ülkeyi felaketin içine düsürüp kaçmis, sonunda vatani kurtaran Mustafa Kemal ve Ekibi olmustur. 1960 da 27 Mayis Devrimi’ne neden olanlarin liderleri siyaset sahnesinden inmisler, onlarin yerine gelenler ve devami olduklarini söyleyenler, tarihin gidisine ters olarak, yaptiklari büyük yanlislari düzeltmek için halktan üç yil bir zaman istemislerdir. Halk onlara bu zamani vermismidir, bilmiyoruz.

Ingiliz yazari Oscar Wilde “Dorian Gray’in Potresi” adini tasiyan kitabinda, “Her seyin fiyatinin bilinip, hiçbir seyin degerinin bilinmedigi bir çagda yasiyoruz” der.

Dünyada degerin bilinmedigi, bilinmek istenmedigi yer Türkiye’dir. Firsatini bulan zekâsini, bilgisini bir baska ülkenin hizmetine sunmak için gitmektedir. Ya da ülkenin içinde çesitli Bizans oyunlari ile harcanmaktadir. “Efendimcinler”, “Yalakalar”, “Çikarcilar”, “Köse Dönmeciler”, “Dini siyaset ve ticaret için kullananlar”, “Halk Dalkavuklugu, Oy Avciligi” yapanlar hiçbir artilari olmadigi halde ülkede söz sahibi olmuslardir. Bunlar Türkiye’de en büyük Dalkavuk Sektörü’nü olusturmuslardir. Bundan dolayi da partiler, liderler halktan kopmuslardir. Halk da kendi içine kapanmistir.

Enflasyonu halk mi istemistir? Irtica halkin mi eseridir? Siyaseti halk mi kirletmistir? Köseyi halk mi dönmüstür? Yok canim sen de. Halki aldatmayin ve de bizi güldürmeyin. Halk da, ülke de bir kisir döngünün içindedir. Tanri yardim ederse önümüz aydinlik olacaktir.

Görelim Mevla neyler/Neylerse güzel eyler.

                                          nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol