Ancak engellilerin bu sevinci doya doya yasama olanagini hala Türkiye'de bulamadigini anlatan Özeklioglu, "Özellikle Anayasa reformundan sonra engellilere yönelik düzenlemelerin haklarimizi koruyucu içerikte olmasini beklemekteydik. Iktidar ise bu beklentimizi tam anlamiyla bir hayal kirikligina dönüstüren uygulamalarla hepimizi saskina çevirmistir" dedi.
Saglik Bakanligi'nin kisa süre önce yayinladigi genelge ile geçmis yillara oranla daha da kisitlayici düzenlemeler getirdigini söyleyen Özeklioglu, 2008 yilinda çikarilan genelgede tüm engellilere saglik hizmetlerinde öncelik taninirken, 2010 yilinda "pozitif ayrimcilik" iddiasi ile bu hakkin sadece agir engellilerle sinirlandirildigina isaret etti.
Otistik engelliye bedene egitimi yerine din dersi
Anayasa'nin 10'ncu Maddesindeki degisikligin bu sekilde yorumlanmasinin bütün engellilerde sahip olduklari haklari da kaybedecekleri endisesine neden oldugunu ifade eden Özeklioglu, "Yine Sosyal Güvenlik Kurumu, trafik kazalari nedeniyle engelli olanlarin saglik giderlerini ödemeyecegine iliskin bir yazi yayinlamis, binlerce engellinin tedavisi, yasam kalitesi için gerekli tibbi destegi yok eden bir gelismeye yol açmistir. Özellikle zihinsel engelli çocuklarimizin egitimiyle ilgili müfredatta degisiklige gidilmesi, iktidarin zihniyeti ile engellilerin ihtiyaçlari ve beklentileri arasindaki uçurumu daha da derinlestirmistir. Basta otistik olmak üzere zihinsel engelli çocuklarimizin vücut fonksiyonlarini isler halde tutmak için beden egitimi bir zorunluluktur. Buna karsilik iktidar, bu derslerin sayisini azaltarak yerine din dersi koymustur" diye konustu.
Raporlarla ilgili yönetmeligin yarattigi hak kayiplarinin giderek büyük bir yaraya dönüstügünü, birçok engellinin bu nedenle egitim, istihdam, evde bakim, engelli ayligi basta olmak üzere temel haklarini kullanamaz hale geldigine deginen Özeklioglu, "Buna Maliye Bakanligi Merkez Saglik Kurulu'nun uygulamalari da eklendiginde sorunlar içinden çikilmaz bir hal almaktadir" seklinde konustu.
Sürenin sonuna geliyoruz ama gelisme yok
Referandum sirasinda yeniden gündeme gelen seçme hakkin kullaniminin önündeki engellerin kaldirilmasina yönelik hala bir gelisme saglanmadigini, binalarin, yol ve alanlarin erisilebilir olmamasinin engellilerin temel sorunlarinin basinda gelmekte oldugunu belirten Özeklioglu, eski yapi, yol ve alanlarin erisilebilir hale getirilmesi için yasanin öngördügü sürenin 2012 yilinda dolacagini ancak bu konuda hiçbir gelisme gözlemleyemediklerini aktardi.
Toplu ulasim araçlariyla ilgili olarak ta yerel yönetimlere tanitan sürenin de sonuna gelinmek üzere oldugunu animsatan Özeklioglu, "Birkaç büyüksehir belediyesinin disinda bu konuda çalisma yapan yerel yönetim bulunmamaktadir. Åzehirlerarasi ulasim ise hiç gündeme gelmemekledir. Birakalim eskilerin dönüsümünü, yeni alinan araçlarda bile Yasa'nin emrettigi niteliklere uyulmayarak, belediyeler açik biçimde hukuk disi islemler yapmakta, onlari denetlemekle görevli makamlar ise görmezden gelmektedir" ifadelerini kullandi.
Seçim sonrasi Aile Hekimligi arapsaçi
Yeni uygulamaya konulan Aile Hekimligi uygulamasinin, büyük ölçüde engelliler dikkate alinmadan tasarlandigini, bu sistemin tedavileri uzmanlik gerektiren engellilerin saglik hizmetinden yararlanmasini kisitladigi gibi, uzman olmayan hekimlerin yanlis tedavilerine, dolayisiyla engellerin telafisi mümkün olmayan magduriyetlerine de açik kapi biraktiginin söyleyen Özeklioglu, sözlerini söyle sürdürdü; "Seçim öncesi oldugu için henüz Aile Hekimligi uygulamasi esnek birakilmaktadir, ancak sonrasinda bizleri ciddi sorunlarin bekledigi ilgili mevzuatta çok açiktir.
Ayrimcilik ülkemizin her alanda yogun yasadigi bir sorun olmaya devam etmektedir. Engelliler hemen her konuda dislanan, ayri tutulan ve herkesin sahip oldugu hakkin kullanamayan bir kesim olarak yasama tutunma çabasi içindedir. Bu sorunun önde gelen muhataplarindan olan engellilerin haklarini koruyacak bir yasa düzenlemesi hala mevcut degildir.
Bizler sorunlarimiza çözüm bulunacagina iliskin umutlarimizin tükendigini her geçen gün daha fazla hissetmekteyiz. Endiselerimiz giderek öfkeye dönüsmektedir.
Bu nedenle basta iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerimize sesleniyoruz; Onaylanmis uluslararasi hukuk belgelerini temel alan ayrimcilik konusunda yeni bir yasa hemen çikarilmalidir. Ulasim araçlari, kamuya açik tüm binalar, alanlar için bütün icraci bakanliklar, yerel yönetimler bütçelerinde pay ayirmali, uygulamaya dönük, stratejik planlar gibi, belgelerde bunlar belirtilmelidir.
Erisilebilirlik konusundaki düzenlemeleri yerine getirmeyen kamu görevlileri, yerel yöneticiler hakkinda (tazminat dâhil) cezai hükümler ya ilgili yasalarin içine ya da Türk Ceza Yasasi'na konulmalidir. Saglik Kurulu Rapor yönetmeligi mutlaka degistirilmeli ve Maliye Bakanligi Merkez Saglik Kurulu kaldirilarak vergi indirimi saglik kurulu raporlarindaki oranlara göre verilmelidir. Zihinsel engellilerin beden sagliginin korunmasi için gerekli olan beden egitimi dersleriyle ilgili düzenleme eski haline getirilmelidir. Trafik kazalari nedeniyle engelli olan vatandaslarimizin saglik ve yasam kalitelerinin korunmasi için SGK'nin koydugu ve yasayi yanlis yorumlayan uygulamasina son verilmelidir. Saglik Uygulama Tebligi ile teshis, tedavi, ameliyat, yatarak tedavi, engellilerin yasamlarini sürdürmeleri için zorunlu olan protez, protezlerden istenen katki paylari kaldirilmali ve kaliteli ürünlerin alimina olanak saglanmalidir. Haziran ayinda yapilacak genel seçimler öncesinde; seçme hakkimizi her hangi bir yönlendirme ve baski altinda kalmadan özgür irademizle kullanabilmemiz için oy pusulalari görme engellilerin de okuyabilecegi formlarda düzenlenmelidir.
Engellilere verilen aylik ve evde bakim destekleri mutlaka artirilmali, evde bakim yardimi verilen ailelere psikolojik danismanlik, geçici bakim yurdu destegi verilmelidir. Büyük kismi bos tutulan kamudaki engelli kadrolarinin doldurulmasi için çalismalar hizlandirilmali, daha etkin, pratik, adil ve liyakate dayali bir alim süreci uygulanmalidir.
Türkiye Sakatlar Dernegi yillardir oldugu gibi kararlilikla; Engellilerin kendi seçimlerini yapma özgürlükleri ve bagimsizliklarini da kapsayacak sekilde, kisilerin insanlik onuru ve bireysel özerkliklerine saygi gösterilmesinin, ayrimcilik yapilmamasinin, engellilerin topluma tam ve etkin katilmasinin, farkliliklara saygi gösterilmesi ve engellilerin insan çesitliliginin ve insanligin bir parçasi olarak kabul edilmesinin, erisilebilirligin, firsat esitliginin, kadin-erkek esitliginin saglanmasinin, engelli çocuklarin gelisim kapasitesine ve kendi kimliklerini koruyabilme haklarina saygi duyulmasinin takipçisi olacaktir."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol