Herkes ayri telden çaliyor

Geçtigimiz Persembe günü Kirklareli’ne bagli ilçe ve belde belediye baskanlarinin katilimiyla gerçeklestirilen 1/25 binlik planlari degerlendirme toplantisi, hemen her baskanin yöresine yönelik olarak aktardigi sikintilara sahne oldu. Özellikle Lüleburgaz, Babaeski ve Vize Belediye konusmalari çarpici ifadeler ve uzun yorumlara sahne oldu. Lüleburgaz Belediye Baskani Emin Halebak, 1/25 binlik planlara yönelik olarak gündemde olusturulan olumsuz öngörülerin gerçeklesmedigini savunurken, Trakya’da tarim ve hayvanciligin bittigini, sürekli beyin göçü yasandigini ve öncelikli olarak yöre insaninin yasam standartlarini yükseltecek taleplerin gerçeklesmesinin daha dogru olacagini ifade etti. Babaeski Belediye Baskani Abdullah Haci’da IMP’nin imar planlarina müdahale etmesine kizarak, vatandaslarin kazanilmis haklarini kullanamadiklarini dile getirdi. Haci, doganin her halükarda korunacagini ama yok yere hukuki sorunlarin da çikarilmamasi gerektigini söyledi. Vize Belediye Baskani Selçuk Yilmaz’da IMP’nin ilçenin fiziki gelisimine engel oldugunu belirtti. Toplantinin en ilginç yorumu da Evrensekiz Belediye Baskani Halil Abanoz’dan geldi. Abanoz, planlarda beldesi için sanayi ile TAB ve TOB alani islenmemis olmasina tepkiliydi. 
Lüleburgaz Belediye Baskani Emin Halebak:  “Bu çok uzun zamandan beri gelen bir süreç. Bugün artik somut noktalari tartismak için biraraya toplandik. Ama hafizalarimizi biraz tazelersek sunu görüyoruz. 5 yildan beri Trakya’nin her yerinde resmi ve sivil toplum örgütleri, odalar ve siyasi partiler tarafindan onlarca toplanti yapildi. Bunlarin büyük çogunlugunda ise Trakya’nin Istanbul’un arka bahçesi olacagi, 5 milyon insanin Trakya’ya transfer edilecegi, burasinin çöplük haline getirilecegi, Trakya’nin verimli topraklarinin yok olacagi gibi toplum üzerinde birtakim gündem olusturulmaya çalisildi ve olusturulduda. 5 yil sonra dönüp bakiyoruz. 
2010 nüfus sayimini TÜIK açikladi. Edirne ve Kirklareli’nin nüfusu azaldi. Edirne 1 milletvekili kaybetti. 2009 yilinda hükümet tesvik yasasini çikardiginda fabrikalara para ödüyor. Ne gelen, ne giden, ne milyonlarca insan, ne su kadar sanayi tesisi. ‘Insanlara gelin buralarda yatirim yapin’ deniliyor. Nüfus azaliyor. Okumus, egitilmis insanimiz kent disina çikiyor. Aileler çocuklarindan ayri yasamaya çalisiyor. Ve 5 yil sonra bu kadar öngörüsüz, isabetsiz kararin sonucunda somut bir seyle karsi kasiyayiz. 
Bunlarin hepsi teknik konulardir. Burada siyasi bir toplanti yapiliyor. Teknik konular ayri, siyasi kararlar ayridir. Hep bugüne kadar teknik konunun üstüne siyaset bulastirilmaya çalisildi ama, artik bunun teknik tarafini tartisalim. Siyasi olarak da bir karar vereceksek, gerçekleri görerek karar vermeye çalisalim. Çocuklarimiz artik bizim yasadigimiz yerde aldigi egitimle is imkani bulamiyor. Tek gerçegimiz bu. Bulamayacakta. Balkan köylerini dolasin. Köylerde insan kalmadi. 3-5 bin koyunun oldugu yerde simdi bakiyorsunuz ki 200 tane koyun kalmis. Ne hayvancilik, ne tarim, ne tarim topraklarini isleyecek insan hiç biri yok. ‘Türkiye’de et sorunu var, hayvancilik geriye gidiyor’ dendi, tesvik uygulandi. Kirklareli Türkiye’de en büyük tesvigi alan yerlerden birisi. 1 buçuk milyar lira gibi bir tesvikle 70-80 tane çiftlik kuruldu. 
Bu çitfligi kuran yine bizler degiliz. Trakya’lilardan 3-5 tane var. ‘Bu köyün yaninda olsun mu olmasin mi, kokuyodu kokmuyordu’ tartismasi var. Artik bizim Trakya’nin gelecegini ciddi olarak tartismamiz gerekiyor. Tüm siyasiler olarak. Hepimizin sorunu bu. Söylentiler oluyor. ‘Birileri Istanbul’u oraya pas etti, 3 milyon insan geldi, çöplük oldu olmadi’, yok böyle birsey. 
Hiç bir ülkede bunu kimsenin yapabilme sansi yok. 3-5 milyon insani oraya gönderebiliyorsa kendisine gelmesini engeller. Gerçeklerin disinda seyleri konusarak bunu yapmamiz mümkün degil. Åzimdi hep birlikte Kirklareli’nin sorunlari nelerdir, bu plan buna cevap veriyor mu, bizim istemedigimiz bir sey var mi? Plani bugüne kadar inceledigimiz sekliyle baktigimda, bu plan tamamiyla tarim ve hayvanciligin tesvigini öngörmüstür. Çevreyi koruma amaçlidir. Olaganüstü toprak yararlari vardir.”
Babaeski Belediye Baskani Abdullah Haci: “IMP bütün toplantilarinda bölgede daha önce belediyeler ve valilikler tarafindan onaylanarak kesinlemis olan ve uygulanan imar planlarinin dikkate alinacagini ve haklarinin korunacagini ifade etmisti. Fakat bu son geldigimiz noktada birakin haklari korumayi, IMP su anda bir çevre düzeni plani yapmiyor. Bu planlar bizim Imar planlarimiza müdahale eder hale geldi. Elinde balyoz, istedigi belediyenin kafasina vuruyor. Bizim Edirne yolu üzerinde 194 hektar sanayi ve depolama alani var. Bunun 65 hektarini plan disi birakti. Elimizi kolumuzu bagladi. Biz kendilerine bunu bildirdik. Tamam. Dogayi koruyalim, topragi koruyalim ama, bunlari koruyalim derken bir takim hukuki problemleri de kendimizden yaratmayalim. 
Babaeski Belediye Meclisi burasini 1986-1996 ve 97 yillarinda aldigi kararlarla imar planina dahil etmis. Biz kendilerine belediye olarak ‘Burasini tekrar imar plani dahiline alin’ demisiz. Fakat onlardan bize gelen yazida tarimsal amaç disinda kullanilamaz’ denilmis. Bu alanda arazi alan vatandaslar belediyemize gelerek imar çapi istemisler. Biz de onlara demisiz ki ‘Burasi sanayi ve depolama alani’. Bu insanlar sanayi ve depolama alani olarak vergilerini ödemisler. Dogayi, topragi koruyalim ama, insanlarin kazanilmis haklari ne olacak. Ben Babaeski Belediyesi olarak Il Genel Meclisi’nin bu problemler düzeltilmeden 1/25 binlik plana onay vermemesini istiyorum.”
Vize Belediye Baskani Selçuk Yilmaz: “Biz burada toplantilar yapiyoruz ama, IMP’ye gittigimiz zaman sadece 1 kisiyle muhatap olabiliyoruz. Oradaki bir sehir plancisi, benim ilçemin herseyine o karar veriyor. Sanki benim ilçemi benden daha iyi biliyor. Diyorki ‘Ben tarim alanlarini imara açmiyorum’. Iyi de sen Vize’nin her tarafindaki tas ocaklarini engelleyebiliyor musun? Hayir. Benim ilçemin büyük bir kismi SIT alaninda olan bir yer. 
Ben SIT alani olan bir yere insaat izni veremedigime göre artan nüfusa oranla bu insanlari bir yere yerlestirmem lazim. IMP diyorki ‘Burasi tarim alani ben sana veremem’. Bu alanlarda mevzi imarla yapilan bir sürü yerler var. Artik ne tarimi kalmis ne bir seyi kalmis. Ama sonuçta orada ne gözüküyor, tarla gözüküyor. Öyle gözüktügü için IMP diyorki ‘Burasi tarim alani, açamam.’ Peki ben ilçede yasayan insanlari nereye yerlestirecegim. Bunu soruyorum, ona da cevap verilmiyor. Ben ilçemin nüfusu büyüyorsa insanlarin ikamet edebilecegi alanlar yaratmak zorundayim. Kararlara sadece Gülay Çevik karar verebiliyor. Baska kimse karar veremiyor. Bana, ‘Bana, bazi seyleri kendin alt ölçekli planlarda çözebilirsin’. diyor. Ben çözebiliyorsam sen neden çözemiyorsun? Benim ilçemde mevzi imarla yapilan birçok yer var. Åzimdi adam mevzi imara koskoca fabrika yapmis. Ya da geliyor ‘Ben buraya ev yapmak istiyorum’ diyors. Ben de ‘Yapamazsin çünkü 1/25 binlik planlar onaylanmamis.’ cevabini veriyorum. 
Ama etrafi, her tarafi dolmus. Vatandasin yeri ortada kalmis. Sadece tarla vasfina kalmis. Ama etrafi mevzi imarla yapilmis, arsa özelligi kazanmis. Ben ‘plan onaylanmasin’ demiyorum. Ama bunlarin da dikkate alinmasini istiyorum.”
Pinarhisar Belediye Baskani Mustafa Cingöz: “Bizim imar planlarimizda sanayi alani olarak gözüken ilçemizin kuzey kesimleri, tarima elverissiz bir arazi oldugu halde korunacak bölge kapsamina alinmis. Åzimgi genel olarak düsünürsek. Pinarhisar’in gelismesinin onlarin öngördügü yöne dogru olmasi mümkün degil. Bir de imara açabilecegimiz bölgeler ilçemizin güney bölgeleridir. Fakat buralari da planlarda dogal kriteri korunacak bölge alanina sokulmus.”
Pehlivanköy Belediye Baskani Hüseyin Açikel: “Biz sanayi alaninin parça parça degilde tek alanda toplanmasini istedik.”
Evrensekiz Belediye Baskani Halil Abanoz: “Bu planda benim bölgemde sanayi yok, TAB ve TOB yok. Niye yok? Bunun talebini de bildirecegim. Bunlar da olmali. Niye? Bir bölge ekonomik olarak kalkinmali.
Inece Belediye Baskani Ilyas Yilmam: “Kullanilabilir arazilerimizin bir çogu gidiyor. Evlatlarimiz bu çiftliklerde çobanlik yapmasin. Sanayi olsun. Sanayinin oldugu yerde ticaret vardir. Ticaretin oldugu yerde de sanayiyle, tarimla geçinen insanlarin yasam hakki vardir.”
Kaynarca Belediye Baskani Sayit Uçan: “Planin genel tespiti Trakya’da genel bir nüfus azalmasi oldugunu gözlemlemesidir. Sonra da süreçle birlikte Kirklareli’nde nüfusu çogaltmayi öngörüyor. Yani benim görebildigim bu. Eger Kirklareli’nde nüfus azaliyorsa çogaltmanin bir yöntemi var. Disardan transfer! Bunun anlami da birilerinin buraya gelmesi demektir. Çünkü nüfus egrilerine baktigimizda Trakya’nin nüfusu Türkiye’deki çogalmanin altinda bir katsayiya sahip. O zaman normal sartlarda Trakya ve Kirklareli daha az nüfus üretecek ama, plana baktiginizda demekki birileri buraya gelecek. 
Birileri buraya geliyorsa demografik yapinin bozulmasi da sözkonusu. Yani bunda bir sikinti yasamamiz gündeme gelecek. Birinci tereddütüm bu. Ikincisi özellikle bu planin bir bütünsel anlamda degerlendirilmesi gerekmektedir. Bu isin içerisine Istanbul’da giriyor. Zaten en çok tereddüte düstügümüz konuda Istanbul. Istanbul plan üstünde nasil bir baski yaratiyor? Çünkü Istanbul’un çevre düzeni planiyla ilgili hiç bir bilgimiz yok. Sadece bize sunulan Kirklareli’yle ilgili bir plan var. IMP’nin Istanbul için yaptigi planin bu plan üzerindeki baskilari nelerdir ya da neler olacaktir bunu da bilmiyoruz? Üçüncü konu. 
Üst bölgeler çok hassas bir sekilde korunmus. Alttaki sanayi tesislerine su temini ile ilgili tüm yükümlülük üst bölgelere verilmis. Nereye? Kirklareli, Vize. Peki aradaki bölgesel gelismislik farkliliklari nasil tolere edilecek? Ayrica sunu belirtmeliyim. Zamaninda cazibe bölgeleri yaratildi. Çorlu, Büyükkaristiran, Lüleburgaz. Insanlar buraya gitmeye çalisiyorlar. Bize de diyorlar ki. ‘Sizin göreviniz buralara yeralti suyu temin etmek.” 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol