Her tepeye, her vadiye ruhsat

Ergene’nin kirliligine ve kirliligin ulastigi boyutlara her firsatta dikkat çeken Ergene Platformu, yakin zamanda Uzunköprü’de gerçeklestirdikleri toplantinin sonuç bilgirgesini açikladi. Oldukça sert ve bir o kadar hakli tepkilerin yeraldigi açiklamada, yasananlarin bir akil tutulmasi oldugunu söyleyen platform; birbiri ardinda açilan tas ocaklari nedeniyle esas kaynaklarin risk altina girdigini, bu önlenemezse Ergene’nin de temizlemeye gerek kalmadan tamamen yeryüzünden silinecegini belirtti. 
Geçtigimiz haftalarda Uzunköprü’de bir toplanti düzenleyen Ergene Platformu, burada Ergene için gerçeklestirilecek diger eylemleri ve hükümetin hazirladigi eylem planini masaya yatirmisti. Platform, toplantinin sonuç bildirgesini yazili bir açiklama ile kamuoyuna sundu. Açiklamada sunlar kaydedildi:
Yeterli düzeyde degerlendirilmemistir
“Ergene Havzasi Su Kaynaklari, tas ocaklarinin tehdidi altindadir. Vize ve 8 köyünün suyunun kaybolmasina neden olabilecek çalismalarindan dolayi bilirkisi heyeti raporunda, tas ocagi faaliyetlerinin su kaynaklarini olumsuz etkiledigi raporda belirtilmis olmasina ragmen, yeni tas ocagi ruhsatlari verilmektedir. Buna son örnek Kirklareli iline bagli Yenice ve Üsküp belde sinirlari içerisindedir.  
24 Eylül 2009 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzasi Revizyon Çevre Düzeni Plani’nda ‘Kullanim Sinirlamasi Getirilen Alanlar’ kategorisinde Yeralti Sulari Beslenme Alani (YAS) olarak isaretlenmistir. Bu alanlarda yeralti sularini kirletecek türde kalker ocagi ve kirma-eleme tesisinin “ÇED Gerekli Degildir” Karari verilen proje tanitim dosyalarinda, faaliyetin yörede bulunan su kaynaklarina olasi etkilerinin yeterli düzeyde veri ve bilgiye dayali, kapsamli bilimsel çalismalar sonucu degerlendirilmedigi bilirkisi raporunda açikça belirtilmistir.”
Hukuka aykiri olanlar derhal kapatilmali
Istranca’larin komsu Bulgaristan sinirlarinda kalan bölümüne bakildiginda tarim ve hayvancilik dahi yapmanin yasak oldugunun dile getirildigi açiklamada; “Flora ve fauna koruma altindadir. Bizde ise her tepeye, her vadiye bir ruhsat verilerek ormanlar ve su kaynaklari yok edilmektedir. Ergene'yi besleyen kaynaklarin tehdit altinda oldugu bilirkisi raporu ile tespit edilmistir. Bilime ve hukuka aykiri isletmeler derhal kapatilmalidir. Ormanlara tas ocagi ruhsati vererek ormanlar yok edilirken, ayni bölgeye erozyonla mücadele etmek için ‘agaç dikiyoruz’ demek akil tutulmasidir. Ormanlarda tas ocagi isletmesi için enerji nakil hatlari çekerken agaçlar kesilmekte ve bununda yasal dayanagi Izin sahasindaki agaçlarin kesilmesi gerektiginde bu agaçlar, mahalli Il Çevre ve Orman Müdürlügü elemanlarinca tespit edilerek olaganüstü hâsilat hatasi olarak degerlendirilmektedir. Olaganüstü bir durum varsa bu ormanin ortasina tas ocagi ruhsati verilmesi ve agaçlarin kesilmesidir!” ifadesine de yer verildi. Platform açiklamasina su cümlelerle devam etti:
1500’e yakin fabrika aritmasini çalistirmiyor
“Patlamali tas ocaklari Istrancalar'daki dogal yaban hayatini da tehdit etmektedir. Göçmen kuslarin göç yollari üzerindeki tas ocaklarinda patlatilan dinamitler nedeniyle yaban hayati tehdit altindadir. Dogal yasam, yaban hayati ve kus gözlemcilerini bu bölgede yapilacak eylemlere davet ediyoruz. Bilimsel çalismalar yapilmadan isletmeye açilan tas ocaklari derhal kapatilmalidir. ‘Ergene çevre felaketi, kansere ya da hastaliga ölüme yol açmaz’ demek bilimsellikten uzaktir. Ergene nehir olarak degil, zehir olarak bilinirken ve bu zehrin içerisinde tüm atiklarin, agir metallerin, radon gazinin neredeyse tamami 283 km yol kat ederken, yüz binlerce insanin yasadigi merkezlerden geçerken ‘hastalik ya da kanser yapmaz’ demek bilimsellikten uzaktir. Yetkilileri gerçekleri görmeye ve yüzlesmeye davet ediyoruz. Kamu kurumlari tarafindan belgelenmis 4. sinif su, kansere neden olmuyorsa baska hastaliklara da mi sebep olmamaktadir? Zehir akan bir nehir baliklari, kurbagalari, diger canlilari öldürürken insanlara zarar vermeden akip gitmekte midir? Kanserojen maddelerin insan sagligi üzerindeki uzun yillara yayilan, ölümcül olumsuz etkilerinin yok  sayilmaya çalisilmasinin anlami nedir ? Ergene'nin kirliligine yol açan sanayi atiklarini görmezden gelip, 1500'e yakin aritmalarini çogu zaman çalistirmayan fabrikayi yilda ancak bir kez belki de bir saat denetleyebilen iradenin; olayi çarpitarak ve yansitarak psikolojik savunma mekanizmalarina siklikla basvurmasi çok üzücüdür.”
Ergene, yasami öldürüyor
Son günlerde bazi basin yayin organlarinda basina, kamuoyuna sunulan istatistiklerin kendilerini siddetli süpheye düsürdügünü belirten platform üyeleri, “Lütfen bugüne kadar açiklanmayan ama bugünlerde açiklanan istatistikleri detayli (kadin- erkek, yas, cografi yerlesim yeri, özellikle de Ergene kiyisi yerlesimleri ne kadar kapsadigi, kanser türü verileri isiginda) bir sekilde altinda imzalarla beraber kamuoyunun bilgisine saglikli (!) bir sekilde acilen sununuz. Samimi duygularimizla belirtmek isteriz ki bizler zehir akan bir nehrin kenarinda yasayanlar olarak, Ergene Nehri'nin kirliliginin kansere yol açmiyor olmasindan sevinecek halimiz de yoktur. Çünkü bu nehir adi kanser olsun, baska ölümcül hastalik olsun yasami öldürmektedir” dediler. Sonuç bildirgesinde çarpici açiklamalarina devam eden Ergen Platformu sunlari dile getirdi:
Istranca kalp, Ergene atar damardir
“Ayrica yine psikolojik savunma mekanizmasi olarak Edirne, Türkiye'de akciger kanserinde 1. sirada oldugu ve Ergene kirliligi ile insanlari korkutulmamasi gerektigi açiklaniyor. Son zamanlarda yeni açiklamalarla karsi karsiyayiz; Edirne Türkiye'de akciger kanserinde 1. sirada ise yetkililer bu olaganüstü durumla ilgili Edirne'de rutin olmayan ne gibi önlemler almistir? Nasil çalismalar yapmistir? Çok merak ediyoruz. Tüm ülkeye sigarasiz ve zehirli Ergene'siz bir yasam dileyerek Ergene kiyisinda  yasayanlarin kanser ve diger hastalik tedavileri kirletenlerle beraber karsilanmalidir istegimizi yineliyoruz. Istrancalar Trakya'nin kalbi, Ergene Nehri de atar damaridir. Trakya'nin atar damari vahsi sanayi ve devlet ihmali, belediye ihmali ve diger etkenlerden dolayi zehir toplardamara dönüstürülmüstür. Maalesef bu yetmiyormus gibi simdi de Trakya'nin kalbi olan Istrancalar'da tas ocagi, fabrika ve nükleer gibi planlamalarla hançerlenme tehditi altindadir. Bizler ve yetkili kurumlar Ergene Havzasini koruma ile planlar yaparken ve ilgili konusurken hukuksal düzenleme gerekliligi, denetleyici personel eksikligi v.s gibi bahanelerle yer alti sularinin kullanimi ile ilgili denetimsizlik basibosluk devam etmektedir. Yer alti sulari Trakya'nin gelecegidir. Bu günden tezi yok denetimler artirilmali hukuksal mevzuat düzenlemesine gidilecekse de gidilmelidir.”
2009’dan sonra açilan tüm sondaj kuyular kapatilmalidir
Ergene Platformu, 5 Kasim 2009 tarih ve 27397 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan ‘Ergene ve Meriç Havzalari Yer alti suyu Isletme Ilani’nda Çorlu, Vize, Lüleburgaz ve Babaeski alt havzalarinda yapilmis olan yer alti suyu tahsisleri emniyetli isletme rezervine ulastigindan ötürü yeni yer alti suyu tahsisi yapilmayacaktir’ kanununu hatirlatarak; “Yürürlükte olan ilana ragmen, Alt Havzalarda Derinkuyu sondajlari yapilmaktadir. 5 Kasim 2009'dan sonra açilan tüm sondaj kuyulari derhal kapatilmalidir” dedi.
Toplantida sunulan öneriler ise açiklamada su sekilde siralandi:
1- Mayis 2011 Ergene Havzasi Koruma Eylem Plani'nda kaynaklarin korunmasi ve kirlilikten dolayi sagligini ve topragini dolayisiyla tarimsal gelirlerinde kayiplar yasayan bölge insaninin magduriyetlerinin tazmin edilmesi gündeme alinmamistir.
2- Hazirlanan planda Ergene’nin temizlenmesi için yapilan planlarda bölge insani temsil eden STK’larin görüsleri alinmamistir. Lütfen en kisa sürede bölge STK’larini içeren toplanti yapilmalidir. Ergene Havzasi Koruma Eylem Plani 2011’in basariya ulasmasi ve Ergene'nin hayata dönmesi demokratik katilimli bir planlama süreci ile gerçeklestirilebilinir. Ancak böyle bir plan Ergene'yi gerçek anlamda hayata döndürebilir.
3- Ergene'nin temizlenecekse kaynaklar mutlak, ödünsüz koruma altina alinmalidir. Kaynaklari koruyamazsak Ergeneyi temizlemeye de gerek kalmayacaktir.
4- Ergene'nin her taskininda içerisindeki zehir verimli ovaya yayilmakta ve topragi zehirlemektedir. Her taskindan sonra üreticilerin tarimsal kayiplari karsilanmalidir.
5- Ergene'ye kiyi noktasinda yasayan köy ve beldelerin bulundugu bölgeler afet bölgesi ilan edilmeli, tarimsal kredi borçlarinin ertelenmesi gibi önlemler alinmalidir.
6- Ergene platformu olarak Istrancalari korumak ve dogal hayatin devaminin saglanmasi için komsu ülkelerle ve buradaki çevre örgütleri ile isbirligi içerisinde ortak hareket edilmesi için çalismalarin baslatilacaktir.
7- Bölge Üniversitelerini ortak bir komisyon marifetiyle Ergene konusunda bilimsel çalismalar yapmaya davet ediyoruz.
8- Üç ilin Ergene Havzasi'nin vekillerine, Ankara'dan çözüm üretenlere daha içten yaklasmalari açisindan sesleniyoruz. Gelin Ergene kiyisinda bir gün yasayin. Ergene'nin üzerinize sinecek olan kokusunu Ankara'ya tasiyin.
9- Ergene havzasinda yasayan her insana sesleniyoruz. Ormanimiza, suyumuza, topragimiza ve havamiza sahip çikmak için, gelecegimiz için Istrancalar'a birlikte gidiyoruz. Yarinlarimizin yok olmasina hayir diyoruz.
10-Türkiye Barolar Birligi Çevre ve Kent Komisyonu Kurulus Deklarasyonuna Ergene Platformu olarak mücadele çagrilarina destek veriyoruz.
11-Tekrarliyoruz. Detayli saglik çalismalari Ergene Nehri'ne kiyisi olan yerlesimlerdeki insanlarla yapilmalidir. Ayrica, Saglik Bakanligi’nin çalismalarini Çevre ve Tarim Bakanligiyla birlikte yürütmesi gerekmektedir. Hükümetin kendi içindeki isleyisi koordinasyonu saglikli kurmasi halinde bölgemizde yasanan olumsuzluklar en kisa sürede yoluna girecektir. Sonuç olarak; kanser vakalarinin Ergene Nehri’nden kaynakli olmadigi ispatlanirsa bu duruma üzülmeyecegimizi bilakis sevinecegimizi ve diger hastaliklarla da mücadele edildigine inanacagimizi samimi duygularimizla belirtmek isteriz.  

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol