Birçok erişkinin aşıyla kolaylıkla önlenebilen hastalıklar nedeniyle sakat kaldığı yada öldüğü belirterek bu nedenle her genç, yetişkin ve yaşlı kimsenin bağışıklamadan yararlanması gerektiği bildirildi. Kırklareli Halk Sağlığı Müdürlüğü'nden yalpan açıklamada, "Bu nedenle sadece çocuklar değil bağışık olmayan tüm yetişkinler yaşlarına uygun olarak tetanoz, difteri, grip, pnömokok hastalıklarına karşı aşılanmalıdır" denildi.
Kırklareli Halk Sağlığı Müdürlüğü'nden aşının önemine ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklamada herkesin bağışık olmadığı hastalıklara karşı aşılanarak bağışıklandırılması gerektiği vurgulandı.
Kırklareli Halk Sağlığı Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi;
"İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri v.b. mikropların hastalık yapma karakterlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin (toksinler) etkilerinin ortadan kaldırılarak, geliştirilen biyolojik maddelere aşı denir.
Aşı, insanları hastalıklardan ve onun kötü sonuçlarından koruyabilmek için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanır. Aşılar, belirli bir hastalığa yakalanmadan önce kişilere ulaşıp onların bağışıklanmalarını sağlamak amacıyla verilir. Vücutta savunma mekanizmasını uyararak hastalık etkenini tanıyan ve bu etkenle karşılaşıldığında onu yakalayıp yok eden koruyucu maddelerin (antikorlar) oluşmasını sağlarlar. Bu şekilde aşılanan kişi aşılandığı hastalıklara karşı bağışık yani dirençli olur. Oluşan direnç genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeni ile karşılaşınca onu etkisiz kılmak için savaşır. Bağışıklama, aşıyla korunulabilir hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi açısından en önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer almaktadır.
Aşı hangi hastalıklardan korur?
DaBT (karma aşı) difteri, boğmaca ve tetanozdan, Polio aşısı çocuk felcinden, Hep-B aşısı Hepatit B'ye bağlı B tipi sarılık, siroz ve karaciğer kanserinden, Hib aşısı H. influenza tip b'ye bağlı menenjit, zatürre ve orta kulak iltihaplarından, BCG aşısı veremden, KKK (Kızamık-kabakulak-kızamıkçık ) aşısı kızamığa bağlı zatürree, orta kulak iltihabı ve SSPE (subakut sklerozan panensefalit) hastalığından, doğumsal kızamıkçık sendromu ve kabakulaktan, KPA aşısı ise zatürree, beyin iltihabı ve kan zehirlenmesinden, Hepatit A aşısı Hepatit A'ya bağlı A tipi sarılıktan, Suçiçeği aşısı suçiçeği hastalığından ve yıllar sonra ona bağlı gelişen Zona'dan korur.
Ülkemizde 2005 yılı sonuna kadar 7 hastalığa (difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, kızamık, hepatit-B, verem) karşı aşılama yapılıyordu. 2008 yılı itibariyle aşı ile koruma sağlanan hastalık sayısı 11'e yükselmiştir. Çocukluk dönemi aşı takvimine 2012 yılında Hepatit A aşısının 1 Mart 2011 den itibaren doğanlara uygulanmak üzere ve 2013 yılında da Suçiçeği aşısının 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren doğanlara uygulanmak üzere takvime eklenmesiyle, aşısı yapılan hastalık sayısı 13' e yükselmiştir.
Çocuklarımızı 13 farklı hastalığa karşı koruma sağlayan aşıların mutlaka zamanında ve uygun aralıklarla uygulanması çok önemlidir. Ancak aşı takviminde belirtilen aralıklara göre aşıları tamamlanamamış çocuklarda önceki aşı dozlarının tekrar yapılmasına gerek yoktur. Aradan uzun bir süre geçmiş olsa bile, aşılamaya bırakılan yerden devam edilir, eksik aşılı çocuk belirlendiğinde yaşına uygun olarak aşıları tamamlanır. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerin oluşturduğu toplumlar, hastalıkların yayılmasına karşı direnç gösterirler. Bu yolla henüz aşılanmamış, aşılanmaya engel oluşturan bir hastalığı olanlar da korunmuş olur.
Bütün çocuklar doğar doğmaz takvime uygun bir şekilde aşılanmaya başlanmalıdır. Aşılar sadece çocuklar için değildir. Birçok erişkin aşıyla kolaylıkla önlenebilen hastalıklar nedeniyle sakat kalmakta yada ölmektedir. Bu nedenle her genç, yetişkin ve yaşlı kimse bağışıklamadan yararlanmalıdır. Bu nedenle sadece çocuklar değil bağışık olmayan tüm yetişkinler yaşlarına uygun olarak tetanoz, difteri, grip, pnömokok hastalıklarına karşı aşılanmalıdır. Bazı hastalıklar için risk grubunda kabul edilen erişkinlerde sağlık kuruluşlarına başvurarak yapılması gereken aşılar konusunda bilgi edinmeli ve aşılanmalıdır. Sağlık personeli de kendi durumlarına uygun olan aşıları olmalıdırlar. Hastalıklar açısından riskli ülkelere seyahat edecekler ise bölgenin özelliğine göre gerekli aşıları yaptırmalıdırlar.
Ülkemizde yaşlı nüfusun giderek artmasıyla, kronik hastalıklarda da ( kalp, akciğer, böbrek hastalıkları, şeker vb.) buna bağlı bir artış meydana gelmekte olup bu durum erişkin bağışıklamasının giderek daha da ön plana çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle erişkinlerde kendileri için uygun aşılama şeması konusunda mutlaka bir hekime danışmalıdır.
Daha önce büyük salgınlar ve ölümlere yol açan çiçek hastalığı 1977 yılından itibaren tamamen yok edilmiştir. Hastalık etkeni yok edildiğinden çiçek aşısı uygulamalarına ihtiyaç kalmamış ve aşılama durdurulmuştur.
Yine çok önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan poliomiyelit (çocuk felci) hastalığına karşı dünya genelinde yaygın aşılama çalışmaları yapılmış ve hastalık yok edilme aşamasına getirilmiştir. Dünyada 1988 yılında 350.000 olan vaka sayısı 2012 yılında 223 vaka olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde son polio vakası 26 Kasım 1998 tarihinde görülmüştür. Ancak halen dünyada vakaların görülmesi nedeniyle program ve aşılama çalışmalarına devam edilmektedir. Polio Eradikasyon Programı çalışmaları ile Ülkemizin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi 21 Haziran 2002'de "Poliodan Arındırılmış Bölge" Sertifikası ile belgelendirmiştir.
Metarnal Neonetal Tetanoz (MNT) Eliminasyonu Programı, 1994 yılında başlatılmış; Nisan 2009 da Türkiye'nin yenidoğan tetanozu elimine etmiş ülkeler arasına girdiği belgelenmiştir.
Ülkemizde, 2002 yılından bu yana yürütülmekte olan Eliminasyon Programı kapsamında gerçekleştirilen yoğun aşılama kampanyaları ve yüksek rutin aşılama oranları ile kızamık vaka sayılarında çok büyük düşüşler kaydedilmiştir. Yılda 30.000 üzerinde vaka görülürken 2008-2012 yıllarında görülen az sayıdaki vakaların tamamı yurtdışı kaynaklı veya yurtdışı kaynaklı vaka ile ilişkili vakalardır. Nitekim bir süredir, Ülkemizde de yurtdışı kaynaklı vakalarla ilişkili kızamık vakaları görülmektedir."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol