TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), TTB (Türk Tabipleri Birliği), KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu), DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) genel merkez yönetim kurullarının "1 Eylül Dünya Barış Günü" nedeniyle yaptıkları müşterek basın açıklamasını TMMOB Kırklareli İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Dr. Erol Özkan kamuoyu ile paylaştı.
Açıklamada şunlar kaydedildi;
"54 milyon insanın öldüğü II. Dünya Savaşı'nın ardından Hitler ordularının Polonya'yı işgal ederek savaşı başlattığı gün olan 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak ilan edilmişti.
Bugün, o savaşın üzerinden neredeyse 70 yıl geçti. Biz dünya halkları, emekçiler olarak barış gününü kutlarken dünyayı yöneten güçler savaştan, kan dökmekten, barbarlıktan vazgeçmedi.
Başta bölgemiz olmak üzere tüm dünyada silahlar konuştukça kadınlar, gençler, çocuklar ve yoksullar başta olmak üzere bütün insanlık ağır bedeller ödüyor.
Emperyalizmin bölgemizdeki hegemonya projeleri insanlığın üzerine çöküyor. Etnik ve dini farklılıkların, bir zenginlik değil bir çatışma nedeni haline getirilmesi üzerine kurulu emperyalist hegemonya projelerinin sonucu olarak, halkların bugünleri, gelecekleri ve bir arada yaşama umutları yok ediliyor.
Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta, Rojava'da, Şengal'de, tüm Ortadoğu'da insanlık kitlesel biçimlerde katledilirken, bizlerin kanın kırmızısını gördüğü yerde, birileri petrolün siyahını, doların yeşilini görüyor. Bölge halklarının insan onuruna yakışır biçimde yaşatabilecek kaynaklar insanların kanını oluk oluk akıtmak için harcanıyor.
Emperyalist güç odaklarının emellerini hayata geçirmek için kullandıkları işbirlikçileri, kukla çeteleri, önce Suriye'de, sonra Irak ve Rojava'da ve en son Şengal'de eşit, özgür ve kardeşçe bir geleceğin önüne savaştan kalın bir duvar örmeyi hedefliyor. Ezidilerin kutsal topraklarında, Şengal'de kanlı katliamlar, özellikle de kadın kırımı yapılıyor. IŞİD çetesi tarafından "savaş ganimeti" olarak görülen kadınlar, Ortaçağ gericiliği ve zulmü ile karşı karşıya kalıyor. Şiddetin en ağır biçimlerine maruz kalıyor, pazarlarda satılan kölelere dönüştürülüyor. Yerinde yurdundan edilerek göçe zorlanan yüz binler adeta soykırımla yok edilmek isteniyor.
Bizler hiçbir zaman, hiçbir yerde katledilenin kimliğine, inancına, diline, milliyetine, derisinin rengine bakmayanlar olarak bu barbarlığa meydan okuyoruz.
Bizim için Filistin Rojava'dır. Rojava Gazze'dir. Gazze Şengal'dir. Hepsinin acısı topraklarından sürülüp gelen Ezidilerin, Türkmenlerin, Arapların, Alevilerin, Şiilerin, Hıristiyanların gözlerindeki acıdır.
Çünkü biz öldürülenleriz, sürgün edilenleriz, işkenceden geçirilenleriz, tecavüz edilenleriz. Çünkü biz savaşlarda bedel ödeyenleriz. Biz Ortadoğu'nun yoksul, emekçi halkları olarak ırkçı/mezhepçi savaşlarda ölüme yazgılı olmadığımızı, savaşlarda bedel ödeyenler olarak halkların kardeşçe yaşayacağı, geleceğini özgürce belirleyeceği bir ülke, bir coğrafya, hatta bir dünya yaratabileceğimizi biliyoruz.
Biz işçiler, biz emekçiler, biz bu coğrafyada yakıp yıkılan tüm değerleri yaratırken savaşta ve barışta ölenler/öldürülenler olarak, iktidardan ve sermayeden barış, özgürlük, eşitlik beklenmeyeceğinin farkındayız.
Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kuracağız!
Gelin insanlık büyük bir sınavdan geçerken barış için, kardeşlik için, özgürlük için, eşitlik için ele ele verelim!"
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol