HÜSEYİN ÇAVUŞ GÜNGÖR'ÜN TARİHSEL ÖYKÜSÜ

1 Eylül 2014 günü balıkçılar ağlarından çektiği balıkları tezgâhlarda satılmak için piyasaya sundular. Kasaplar Arası'ndayım. İki balıkçı arkadaşın balıkçı tezgâhlarında balık satılıyor. Hamsi, palamut, somon... Halk sırasını bekliyor. Müşteriye balıklar temizlenip veriliyor.
Balıkçı tekneleri denize ağlarını bırakıyorlar. Balık insan vücudu için çok yararlıdır. Yıllar önce İğneada balıkçılarının yırtık ağları tamir edişini limanda izlemiştim. Kahvedeki balıkçılarla sohbet etmiştim. Bir balıkçı yunan işgal yıllarındaki zulümden söz etmişti. "Yunan jandarması yakaladığı Kuva-i Millicileri ayaklarından ağaca asıp altında kuru otları yakıp dumanla işkence yapmışlar. Atatürk Büyük zaferi kazanınca Yunan askeri buralardan çekip gitmiş" demişti.
Araştırmacı yazar Nazif Karaçam "Ulusal Kurtuluş Savaşında Trakya" kitabında yakın tarihi olaylarını anlatır. Türk çetelerinin Yunan zulmüne olan direnişin destanını anlatır. Türk Çetecisi Hüseyin Çavuşun (Güngör) hikâyesini oğlu İsa Güngör iki saat anlatmıştı. Güzel bir şiirle Hüseyin Güngör ağabeyin hikâyesini şiirleştirmiştim. İneceli Hurşit Çavuş (Tekcanlı), Kaynarcalı Hamit Yen, Koyunbaba'da öğretmenlik yapmış olan Yakup Çankaya Keşirlik (Kofçaz) tarafında çetecilik yapmışlar. Yunan karakollarına baskınlar düzenlemişler. İSA GÜNGÖR: "Babam İsa Güngör Makedonya İştip'te, Pirlepe'de Müslümanlara kötü davranan, zulmeden Sırplar'la dövüşmüş. Bir sokak kapışmasında bir Sırp gencini bıçaklamış. İstanbul'a giden bir gemiye binerek İstanbul'a gelmiş. İnzibatlar onu hemen Kafkas Cephesine asker olarak göndermişler.
Kafkas Cephesinde Ruslara esir düşmüş. Sonra esirler takas edilince kendisini İstanbul'a göndermişler. İstanbul'da arkadaşlarıyla beraber bir gemiye binip Tekirdağ'a gelmişler. Tekirdağ'da asker toplayan yüzbaşı gençlere seslenmiş:
"Gençler Tekirdağ, Malkara civarında Rum Karabıyık çetesi Müslüman köyleri basıp halka zulmediyorlar. Yerli Rum çetesi çok kötülük yapıyor. Onları durdurmak için çalışmalıyız" demiş. Türk birliği Karabıyık Rum çetesinin peşine düşmüş. Gerekeni yapmış. Sonra da kahraman Türk askerleri evlerine gönderilmiş. Babam Kırklareli'de çarşıda bir kahveyi işletmiş. Yunan askeri Trakya'yı işgal etmiş (26.7.1920)
Kırklareli'ne gelen Yunan askerleri Kuva-i Millicileri yakalayıp hapse atmış. Babam Hüseyin Güngör Çavuşu da ispiyonlamışlar. Kahveden alınıp Gerdanlı Çeşmesi civarında esir olarak götürülürken babamın çayını içip onu seven iki üç Yunan askeri "Bu bizim kahveci Hüseyin Çavuş. Bizden çay parası bile almıyordu" diyerek babamın kaçmasını sağlamışlar. Kırklareli Söğütçük kahvesi yanında babamın evi varmış. Evdeyken baskına uğramış. Karanlıkta Yunan askerinin elinden kaçmış. Keşirlik tarafındaki Türk çetelerine karışmış. Türk ordusu Kırklareli'yi teslim alırken Kafkas cephesinden arkadaşı Hasan babamı yol boyunda görünce atından inip babamla kucaklaşmışlar." dedi. Hüseyin Çavuş'un torunu Özhan Toker'in oğlu Gürhan Toker'le dedesini konuşmuştuk. GÜRHAN TOKER: "Annemin babası Hüseyin Güngör'ün savaşta kullandığı bir kılıcını görmüştüm." dedi. Babamın yakını Hamza Yanardağ'ın ablası Hüseyin Güngör'le evliydi. Dini bayramlarda babamla Hüseyin Çavuş tarihten çok söz ederlerdi. Ben küçüktüm.
Tarihin giz dolu öyküleri vardır. Tarihçiler yurdunu seven insanlardır. Dünya barışından yanadırlar. Atatürk ve silah arkadaşlarının Türkiye'yi düşmandan kurtarma hikâyeleri destansı öykülerle doludur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol