HERKESIN DEMOKRASI DERSI ALMAYA IHTIYACI VAR

Cumhuriyeti kuranlar yanmis yikilmis bir ülke, savaslardan, göçlerden, göçmenlikten yorgun düsmüs bir halk devralmistir. Bu olayin üzerinden bugün sadece 85 yil geçmistir ve biz ulus olarak, halk olarak bir ülke insa etmeye, ileri ülkeler gibi olmaya kalmisizdir. Bunada ihtiyacimiz vardir. “Ileri Ülke” olmaya kalkmamiz dogal olarak da siçrayarak içerlememiz, güçlükler, engeller çikinca sasirmamiz dogal olmaz mi? Mesela son 1 Mayis Kutlamalar’inda yasanan olaylar bunu göstermistir. Iktidar olaylardan korkmus, muhtemel olaylarin çikmasini önlemek için olaganüstü önemler alma yönüne gitmistir. Bu durum rahatsizlik yaratmistir. Dünya Türkiye’de hükümetle Sendikalar arasinda bir inatlasmaya, bir güç gösterisine tanik olmustur. Olaylar da Taksim Meydani’nin 1 Mayis Emekçiler Bayrami toplantilarina yasaklanmis olmasindan çikmistir. Yasaklanmasaydi ne olurdu? Her sey olabilirdi veya olmaya bilirdi. Ancak demokrasilerde su olacak bu olmayacak diyerek yasaklar getirilemez. Istanbul’un TAKSIM SEMTI çok partili hayata geçtigimizden beri bir çesit DEMOKRASI MEYDANI gibi kullanilmistir. Olaylar çikmistir, olaylarda ölenler olmustur ama Taksim demokratik bir zemin olmaya devam etmistir. Adeta Açik Hava Toplantilarinin Simge Yeri haline gelmistir.

Demokrasinin bir çok özellikleri, erdemleri (faziletleri) vardir. Uzlasmaci, hosgörülü, kadife eldiven içersinde Demir Yumruk diyalog gibi daha birçok enstürmanlari bulunan bir yöntemdir. Bunlar kullanildiginda demokrasi vardir.

Çok partili hayata geçise tanik olmus bir insanim. Demokrasilesme sürecini yasayarak bugünlere gelmisizdir. Bu süreçte sunu görmüsümdür ki Türk Demokrasisi demokrasi ile yönetilen ülkelere oranla daha olayli bir demokrasidir. Bastan beri çok partili hayat olaylarla, darbelerle, Balyoz Hareketleriye kitlesel katliamlarla, ölümlerle, öldürmelerle, cana mala kastetmelerle ve de yasaklarla, sert tartismalarla geçmistir. Geçmiste kalan olaylar, yasananlar bir taranmis olsa önümüze korkunç bir DEMOKRASI FATURASI çikar. Bu nedenle bugün demokratiklesmede geldigimiz nokta belli olmustur. Görülmüs ve anlasilmistir ki demokrasimizin alt yapisi yoktur. Biz demokrasiye rahmetli Cumhurbaskani, CUMHURIYETIN IKINICI ADAMI Ismet Inönü’nünmeshur 12 TEMMUZ BEYANNAMESI ile geçtik. O beyannamenin özetinde, Cumhuriyet Valilerine, “Ilinize muhalefet liderleri geldiginde onlara nazik davranin, kolaylik gösterin” gibi nasihatlar, teklinler vardi. Türkiye tam onbes yil güvencesiz bir demokratiklesme süreci yasamis ve bana göre Türk Demokrasisinin güvencesi, altyapisini olusturan kurumlasma, özgürlükler, güvenceler, yansizliklar 27 Mayis 1960 DEVRIMI, 1961 Anayasasi ile gelmistir. Bu süreçte kurumsallasma devam etmis, ancak ülkeyi yönetenler DEMOKRASI DERESI almayi unutmuslardir. Demokrasinin ne oldugunu bilmeyen bir toplumda YURTTASLIK BILGISI DERSI kaldirilmis, onun yerine DIN DERSI konmustur. Dini ögretelim derken bizi yöneten demokrasinin nasil bir Yönetim biçimi oldugunu ögrenmeyi unutmusuzdur. Oysa 1950-1960 arasindaki o on yillik dönem muhalefet lideri Ismet Inönü’nün yöneticilere, halka DEMOKRASI DERSLERI ile geçmistir. Sunu söylemek gerekir. Ismet Inönü tam bir demokrat liderdi. Çünkü demokrasiyi biliyordu. Demokrasiyi bilmeden de demokrat olunmayacagini iktidar olanlara gösterdi. Türk insaninin da kolay kolay DEMOKRAT olamayacagini biliyordu.

2008 yili 1 Mayis Bahar Bayrami Türkiye’yi yönetenlerin demokrasi baglaminda sinifta kaldiklarini göstermistir. Hükümet polisi korkusu için kullanmistir. Polsi bu olayda kazanmakta oldugu güzel imaja gölge düsürmüstür. Reutor Haber Ajansinin dünyaya geçtigi fotograf bunu göstermistir. Ne diyelim demokrasiyi ögrenmek için daha kimbilir kaç firin ekmek yememiz gerekecek.

                                   nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol