Hatice Opak Bilgin'de bu ara gözüm kulagim.
Öykülerinden olusan "Hayatin Içindekiler"i okuyorum.
Gerçekten "Hayatin Içinden" yazmis Hatice.
Bu kadar da basarmis.
Unutmadan sunu söyleyeyim hemen.
Bir insan bu kadar vefakâr olur, bu kadar kadirsinas olur.
Not almadim ama aklima gelenleri hemen yazayim.
Keske not alsaydim, keske hepsini not etseydim öykülerinde adini geçirdigi insanlari ve eserleri.
En basta Nazif Karaçam'dan sikça söz ediyor.
Karaçam'in bu sehrin ve yörenin kültürüne, edebiyatina, kültürel yasamina verdigi emekten ve hizmetten…
Mülâyim Tirfil'in siirlerinden, kitabindan…
Alâeddin Ikican'dan…
Manolya'dan, Suya- Sabuna siir kitabimdan ve daha nicelerinden…
Vefa örnegi, dayanisim ve dostluk örnegi veriyor Hatice.
Herkes basaramaz bu denli engin gönüllülügü.
"Sevgiden Ötesi Yok!" adli öyküsünde su satirlar öylesine içimi oksadi ki.
Tabi, "Sevgiden Ötesi Yok!" ayni zamanda Alâeddin Ikican'in siir kitabinin adi da.
Ne güzel seyler yazmis Hatice, bu isim altinda:
"Sevmek, keman çalmak gibidir. Bilmeyen, kötü sesler çikarir. Insan sevince, deniz hiç olmadigi kadar dingin olur. Kuslar daha yakin durur insana. Intikam ya da nefret olmaz düsüncelerinde. Rihtima vuran kipir kipir bogaz akintisina, gökyüzünün rengine bakmakla bile içgüdüleri sahlanir sevmesini bilenin. Sevmesini bilemeyenin de kurak ve karanliktir yasami," diyor Hatice Opak Bilgin.
Özdeyis bu.
Gibi, diyecektim, diyemem. Tami tamina özdeyis.
Bir daha okuyun. Hatta birkaç kere…
Sessiz, sakin, içe dönük, serin iliskiler kurar Hatice, çevresiyle. Sicak demiyorum, serin.
Ama, serin diyorum iste. Soguk degil.
Bir insanin toplum içindeki durusunun, çevresiyle iliskilerinin serin olmasi da ayrica begenilesi özelliklerdir. Iliskilerini asiri sicak veya öylesine soguklastirmak yerine serin sürdürebilmesi…
Ilkbahar gibi…
Eylül gibi.
Düsünsenize, yakici temmuzdan sonra, terletici agustostan sonra…
Eylül ne kadar da sevilesidir, ne kadar da kahri çekilesidir.
Ben, Hatice Opak'i öyle tanidim.
Tanidigimda Hatice Opak Bilgin olmustu.
Arkadaslar arasinda "Bilgin" pek kullanilmiyordu ama o çoktan "Bilgin" ekini takinmisti adinin ve soyadinin pesine.
Istanbul'da bazi etkinliklerin içinde birlikte olabiliyoruz Hatice'yle.
Katilimci, yapici, iliski içinde olmaktan ve katki sunmaktan hoslanan bir insan olusu benim bakis açimda en belirgin özelligi.
Rumeli TV'deki "Sairane Ezgiler"de birlikte olmustuk.
Dilerim, toplumu, kisileri, içinde bulundugu kitleyi bu denli dikkate alan, önemseyen, özümseyen insanlar hep beynen ve bedenen saglikli olurlar.
Hep yakinimizda olurlar.
Elimizi uzattigimizda elini tutabilir, gönlümüzü uzattigimizda yüregine dokunabiliriz.
Evet, klasik sözlerle bitireyim yazimi: "Gönlüne, kalemine saglik Hatice Opak Bilgin."
Nice yeni siir ve öykü kitaplarina.
Nice yeni eserlere ve güzelliklere.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol