Öyle kuslar vardir ki göçebe olsalar bile birbirlerini yalniz birakmazlar. Yorgun gövdelerini umursamayarak arka arkaya uçar uçar da giderler.
Çünkü hayat onlar için sonsuz degildir. Çok iyi bilirler bunu.
Gün gelir yapayalniz kaliriz. Isiklar söner. Aydinlanmak için mumlar yakariz. Her nedense yaslaninca maziye döner bakariz. Neler neler geçmistir basimizdan.
Istanbul´daydim dün. Dostlarim özlemisler, gel dediler.
Gittim. Eski günlerimi yasadim. Fatih´te, Beyazit´ta, Kumkapi´da, Ortaköy´de doyasiya gezdim. 10 yildir görmedigim Istanbul ne kadarda degismis.
Bir an kaybolacagim sandim.
Son ayagim Istiklal caddesiydi.
Rahmetli usta sair Ümit Yasar ´la çalistigim Is Bankasi Sanat Galerisinin önüne gelip diz çöktüm. Dualar okudum onun için. Biri tuttu ellerimden. Irkildim, ürktüm, hatta korktum.
Yüzü kirisiklar içinde,yorgun ve de bitkin bir bayandi..
Boynuma sarildi, aglamakli oldu.
Sen Gündüz degil misin dedi.
Saskin bakislarla çözmeye çalistim.
Yil 1965.Notre Dame Desiyon Harbiye´deki Fransiz Kiz Lisesi. Unutmamis beni veya unutamamis. Bense hiç unutamamistim.
Ertesi günü göçebe kuslar gibi bulustuk.
Piyerlotide kahve içtik.
Altinoluk´a dönüsüm çok ama çok zor olmustu..
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol