Bugün, sizlerle havadan sudan şeylerden söz edeceğim. Her ne kadar havadan sudan şeyler de olsa yine ucu bir yerlere varıyor ama, olsun olmalı diye düşünüyorum.
Örneğin; zaman zaman sürprizler yaşasakta, bunaltıcı yaz sıcaklarına karşı bir çoğumuz kendimizi deniz kenarlarında bir yerlere atmış olup, mavi serin suların bizi rahatlatması çabası içindeyiz. Zira, tabiatın tüm canlılarına bahşettiği doğal güzelliklerden biri olan güneş, hava ve su monoton bir yaşamı renklendiren, güzelleştiren ve yoğun çalışma tempolarına karşı dinlendiren bir önemli olanaktır.
Bunları biliyoruz ve yaşam içinde var olan herşeyi olduğu gibi kabul ediyoruz. Ancak, şunu da bildiğimiz halde, önemsemiyor ya da gözardı ediyoruz.
Bu güneşin, havanın ve de suyun da birgün bu gerekli, faydalı ve zorunlu gereksinimlerimizi karşılayamayacak duruma gelebileceğine karşı gerekli önlemleri almayı ne yazık ki ihmal ediyoruz. İşte, tam bu noktada, gezegenimizin tüm paydaşlarının geleceğini ipotek altına alma yolundaki faaliyetlere yönelik gelişmeleri izleyip, 'hayır, bu çalışmalar dünyamızı yaşanamaz duruma getirecektir' diye mücadele veren 'Doğa Savaşçılarına' hiç olmazsa durduğumuz yerden de olsa destek vermiyoruz.
Hepimiz de az çok şunu iyi biliyoruz; her geçen gün havamız daha da kirleniyor… Yer altı ve yer üstü kaynaklı içme ve kullanma suyumuz hem kirleniyor, hem de giderek azalıyor… Ormanlar öyle veya böyle yok ediliyor… Topraklar erozyon veya çarpık sanayileşme nedeniyle ya kirletiliyor ya da elden çıkarılıyor… Ve, bütün bunlar aynı gezegeni paylaşmamıza karşın bir avuç acımasız, duyarsız, hain tarafından yapılıyor, biz de sadece onları izliyor, çocuklarımızın emanetine hiyanet ediyoruz.
Tabii ki yine bir avuç insan örgütleri aracılığı ile geleceğimize sahip çıkma mücadelesini sürdürmekte. Bunların kim olduğunu kısaca özetlersek; ekonomik-demokratik-sosyal hak mücadelesi veren emek örgütleri… Meslek örgütleri… Emek-Barış-Özgürlük-Demokrasi mücadelesi veren bazı siyasi partiler… Ülke ve kamu çıkarlarını öncelik olarak kabul eden sivil toplum örgütleri… Vb.
İşte bunlardan birisi de Tüketici Hakları Derneği'dir. Birçoğumuzun bu sıcak yaz günlerinde koşullarına uygun yerlerde en doğal hakları olan tatillerini yaparken, onlar bizim geleceğimizle ilgili mücadelelerini veriyorlar.
Örneğin; geçtiğimiz günlerde 'BAZ İSTASYONLARI' ile ilgili ulusal basında da yer alan şu kararın takipçisi oldular.
Yargıtay: Baz istasyonu, sadece psikolojik olarak rahatsızlık verse bile kaldırılma kararı verilebilir
Yargıtay, yaklaşık 3 yıldır devam eden baz istasyonu davasında kararı verdi. Bir vatandaşın evinin bitişiğinde bulunan binaya kurulan baz istasyonunun kaldırılması için açtığı davayı karara bağlayan Yargıtay, yerel mahkemenin aldığı "baz istasyonu kaldırılsın" kararını onadı. Baz istasyonunu yargıya taşıyan Cemil Demirbaş, "Baz istasyonu yüzünden taşınmak zorunda kaldım. Anlaşılmaması için baz istasyonunu baca şeklinde yapmışlar" dedi. Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği gerekçeli kararda özetle şöyle denildi: "Dava konusu baz istasyonunun davacıya ait binaya yakın olduğu, davacının kızının ibraz ettiği sağlık raporları da nazara alındığında çevre binalarda ve davacının oturduğu binada, yaşayanlar için sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı, bu yerlerde oturanların psikolojik olarak yaşamını olumsuz biçimde etkilemekte ve bununla psikolojik yapılarında tedirginlik ve ümitsizlik yaşatacağı bu haliyle de yaşamdaki sağlık değerleri düşünüldüğünde ve bu yerde oturmanın olumsuz hale geleceği de göz önünde tutulduğunda davacının zarar gördüğü kabul edilmesi gerektiğinden dava konusu baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir" denildi. Yargıtay, İstanbul'daki mahkemenin verdiği kararı oy birliğiyle onadı.
Yine, geçtiğimiz günlerde 'İZİNSİZ GIDALAR' ile ilgili ulusal basında da yer alan şu uygulamanın takipçisi oldular.
Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Ankara Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekipleri, alışveriş merkezlerine yaptıkları operasyonda 150 bin lira değerindeki bin adet kaçak çay ve cinsel içerikli ürün ele geçirdi.
Başkent'in önde gelen birçok alışveriş merkezine yapılan eş zamanlı operasyonlarda, izinsiz olarak satışı yapılan 150 bin TL değerindeki yaklaşık 500 farklı çeşit bin adet gıda takviyesi, yabancı menşeli çay ve cinsel içerikli ürüne el koyuldu. Olayla ilgili kişilere ise Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet etmek suçundan işlem başlatıldı.
TÜRKÇE İBARE YOK
Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Mustafa Işık, ekipler tarafından yapılan istihbarat ve izleme çalışmaları sonucunda üzerinde hiçbir Türkçe ibare bulunmayan, Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı izni ve ithalat izni olmadan satıldığı tespit edilen ürünleri ele geçirdiklerini kaydetti. Işık, satılan bu ürünlerin sadece halkın değil, performansını arttırmak isteyen sporcuların da rağbet ettiğini belirtti.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
Karaumur Caddesi Coştur İş Merkezi Kat: 3 No: 68 KIRKLARELİ
Tel: 0288 2141182 Faks: 0288 2147006
GSM: 0532 4752460
e-mail: huseyinkahraman@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol