HASAN HÜSEYIN ARSLAN

Kirklareli'de yasayanlar Hasan Hüseyin Arslan'i bilir, tanirlar.

Güler yüzlü, tatli dilli, tonton bir adamdir.

Is yerine her ugrayani ikramsiz birakmamaya asiri özen gösterir.

O tatli diliyle öyle bir söylem tarzi vardir ki, yüreginin sevecenligi disa tasar adeta.

Toplulukla konusurken "kardeslerim" deyisine hayrin kalirim.

Gözünün nemi hemen kirpiginin altinda gizlidir. En basit hüzünde disari firlar. Göz kenarlarindan sizim sizim dökülmeye yeltenir.

Etik kültürüne gönlünü öylesine kaptirmistir ki, konuya biraz daliverince sesi titremeye baslar hemencik ve gülümsemeyi bir zerre olsun terk etmeyen göz bebekleri nemli nemli kesilir.

Atatürk'e dair yazdigi siiri okumaya çalisirken de sesi titredi ve gözleri doldu.

Demek ki, Hz. Ali, Ehlibeyt, özellikle Hasan-Hüseyin, Oniki Imamlar askiyla, Atatürk aski onda ayni kapiya çikiyordu.   

Kerbelâ duygusunun verdigi aciyla Atatürk'ü yitirmenin acisi da birbirini karsiliyordu Hasan Hüseyin'in yüreginde.

Sehirde ne yapar Hasan Hüseyin?

Insaat malzemeleri satan bir is yerleri vardir.

Ayrica Arslan ticaret, bakkaliye isi de yapmaktadir. Sehir içinde bakkaliye dükkânlari oldugu gibi kamyonla köylere de gidilir ve bakkaliye malzemeleri insanlarin ayagina ulastirilir.

Peki, Hasan Hüseyin Arslan daha da kimdir dersek!

1938'de Kirklareli'ye bagli Kesirlik nahiyesinin Tatlipinar köyünde dogdu.

O zaman Penço mahalle olarak anilan küçük yerlesim birimi daha sonra Beyci köyü olunca Beyci nüfusuna kaydoldu.

Ilkokulu köy okulunda okuyup 3. siniftan diploma aldi.

1964'te Kirklareli merkeze göç etti. Esnafliga basladi.

Bakkaliye isine girdi.

Bu isi sürerken insaat malzemeleri ticaretine atildi.

Bunun yaninda tas ocaginda micir ocagi açip çalistirmaya basladi.

Genç yasta evlendi.

Bu evlilikten dört çocugu oldu.

Bektasi kültürüne mensup bir aileden geldigi için kendini bildi bileli özünü tasavvuf kültürünün harmaninda buldu.

16 yasinda nasip aldi.

Usta isi Bektasi nefeslerine saygi ve özenle katki verirken ustalara özenerek siirler yazip nefesler besteledi.

Ilk nefesini 1999 yilinda Kilavuzlulu Halil babaya ithafen yazdi ve besteledi.

Eserlerinin sayisi 30 dolayindadir.

Hasan Hüseyin Arslan'da siir anlayisi, meramini anlatmak anlamindadir. Süslü püslü, agir, agdali veya donanimli yazmak yerine o an içinden gelip geçenleri siir adina yakalar ve kagida döker.

Siirlerinde öncelikle Bektasi tarikatinin gereklerini konu eder. Ali askini, Hasan ile Hüseyin'e duyulan sevgiyi, aciyi ve özlemi sikça dillendirir.

Bektasilik tasavvufunun ötesinde, Atatürk'e olan saygi ve sevgisini dizelerinde her firsatta dillendirir.

Ayrica bilinçli ve kalici bir Kirklareli içtenligi, sevdasi yatar yüreginde. Bu nedenle siirlerinde daima Kirklareli sevgisi yasar. Bu da, dogdugu ve doydugu topraklara minnetini ve saygisini göstermek anlamini tasir.

Toplumumuz, her kesimde, her düzeyde böylesi insanlara gereksinim içindedir. Bu insanlar azaldikça islerimiz zorlasiyor demektir.

Bugünler Topçu Baba Semah Ekibi çalismakta. Hasan Hüseyin Arslan da bu ekibin içinde adeta moral hocaligi ve agabeylik konumunu üstlenmekte. Sevgisiyle, hosgörüsüyle, mekâniyla, gönlüyle bir misyon tasimakta.

Bu tür insanlara özenli davranmak, saygimizi sevgimizi eksiltmek yerine ilgimizi büyüterek sürdürmek zorunlulugumuz var.

Ask-i niyazla!..

 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol