Ismi gerekli degil, TV kanalinin birinde bir yarisma izliyorum iki haftadir.
"Bir Sarkisin Sen".
Çocuklar, sarkilar, türküler hatta eski pop, hatta Ayten Alpman'in caz'i andirir eserlerini, eski hafif müzik eserlerini ve hatta fantezi, arabesk eserleri söylüyorlar.
En küçügü dokuz on yaslarinda.
On alti yasinda olan da var.
Büyük bir hayretle ve çok büyük bir begeniyle izliyorum
Su ülkede meger ne büyük yetenekler var kenarda kösede kalakalmis.
Hep "damdan düsmek" gelir aklima.
Bu çocuklari da ayni duyguyla izliyorum.
Urfali çocugu izlerken babasi tribünde coskuyla göz yasi döküyordu.
Ben TV karsisinda tutamadim göz yaslarimi.
Bu ülkede kiytirik bir takim insanlarin zirvede tutulmak çabalari ugruna nice gerçek degerler gün isigina çikarilmadan, çikamadan küflenip paslanip nasil yok olmadi ki?
Bir baska ismi gerekmez TV kanalinda birkaç yildir süregelen "Pop Star" yarismasinda da mükemmel, harika sesler vardi.
Onu da izlerdik ailece.
Ama oradaki jüri üyelerinin seviye düsüklükleri, argolari, yarismaci gençlerin kisilikleri üzerindeki son derece hodbin tutumlari yarismayi öylesine çirkinlestiriyordu, öylesine izlenemez duruma getiriyordu ki…
Sözünü ettigim "Bir Sarkisin Sen" yarismasinda söz konusu çocuklar ya.
Jüri de yok zaten aslinda.
Elestirmen türünde, tarzinda insanlar var kenarda. Onlar da çocuklar için son derece yapici sözler ediyor, son derece olumlu degerlendirmelerde bulunuyorlar.
Bu müthis yetenekli ve çok yerinde kararlarla seçilerek TV ekranina ulastirilan çocuklarin emeklerini büyük övgülerle, begeni cümleleriyle destekliyorlar ki…
O insanlar bile tesekkürü, övgüyü alabildigine hak ediyorlar.
Bazen ummadigimiz yerlerde güzel seyler çikiyor ortaya.
Her dinledigim, izledigim çocuktan sonra "müthis bir sey" diyorum.
"Olamaz böyle bir sey!" diyorum.
Nerde almislar bu egitimi, nerde yetistirmisler kendilerini bu kadar?
Pek çogunun analari babalari da salondalar, tribünde, izleyici yerinde.
Çocuk yastaki evlatlarini izliyorlarken sevinenler ama sevincinden aglayanlar…
Nasil aglamasinlar ki!
TV ekraninin karsisinda benim, bizlerin bile göz yaslarimizi tutamadigimiz anlar oluyor.
On bes kadar çocuk bunlar.
Her biri su an 10 ilâ 16 yas arasinda.
Üç dört yil sonra yurdumuzun müzik evreninde bu çocuklardan birileri mutlaka çok önlerde, çok yükseklerde olacaktir.
Ne olurdu insanimiza hep önem verilseydi?
Ne olurdu gerçek degerler kullanilmadan, kesfedilmeden, erimeye, çürümeye, bozulmaya, yok olmaya terk edilmeseydi?
TV kanallarinin sayilamayacak kadar zararlarinin yaninda böylesi çok önemli yararlari da var iste.
Hani, o kumanda var ya o kumanda.
En iyisi o kumandayi yerinde kullanmak.
En iyisi, gelecek kusagi özendirerek, kutlayarak, gerekli önemi ve destegi vererek yetistirmek.
Elin yetistirdigi haltercileri, güresçileri, futbolculari çok gördük, çok kullandik, çok göklere çikardik.
Elin yetistirdigi bir popçuyla pek yakin zamanda Avrupa'nin en önemli müzik yarismalarindan birine de katilacagiz.
Birakalim elin yetistirdiklerini sahiplenip övünmeleri.
Bu çocuklara sahip çikalim.
Herkes kendi payina düseni ele alip bir gözden geçirsin bakalim.
Uzun sözün kisasi…
Kutluyorum bu çocuklari ve onlari ortaya çikaranlari.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol