HARF DEVRIMI BIR KAFA VE DÜSÜNCE DEVRIMI IDI

Bir Kasim HARF DEVRIMI'nin 79. yildönümü idi. Türk Devrimi'nin en önemli bölümünü olusturan Harf Devrimi (Alfabe yada Yazi Devrimi) üzerinden yillar geçtikten sonra geriye dönüp bakiyoruz ki yüzde 92'si okuma yazma bilmeyen ulusun %90 â?~ni okur-yazar hale gelmistir. Ancak Atatürk'ün yaptigi Harf Devrimi sadece okuma yazmayi kolaylastirmak degildir. Onunla beraber ulusun kafa ve düsünce yönünü, yörüngesini degistirmekti. Arap'in yazisi dedigimiz Eski Türkçe ile bir yere varamadigi görülen Osmanli Halki'nin yerini alan Cumhuriyet Halki bu sayede Dogu'ya bakisini Bati'ya çevirecek, eski düsünce kaliplarini kiracak, dünyayi, dünyadaki degisimi ve gelisimi anlayacak, buna adim uyduracakti. Bu, egitim ile beraber yürüyecekti. Ancak sunca yil sonra bakiyoruz ki Harf Devrimi okuma yazmayi kolaylastirmis fakat ne egitim ve ne de yeni yazi (Harf Devrimi) ile amaçlanan YÖN ve YÖRÜNGE ve DÜSÜNCE DEÄzISIKLIÄzI istenilen biçim ve düzeyde (seviyede) gerçeklesmistir. Halk bütünüyle Asyatik gelenek ve göreneklerden, Dogulu gibi yasama biçiminden kurtulamamistir.
Atatürk Yazi Degisikligi'ni yani Harf Devrimi'ni IÇTIMAI bir DARBE gibi algilayip görmüstür. Yabanci gazeteciler kendisine Cumhurbaskanligi'ndan emekli olduktan sonra ne yapacagini sorduklarinda KÜLTÜR BAKANI olacagini söylemis ve bu sifatla IÇTIMAI DARBE yapacagini, yani ulusun sosyal ve düsünce hayatini degistirip, çagdaslastiracagini söylemek istemistir. Fakat ne varki Atatürk'ün hayati buna yetmemistir. Ulusla olan beraberliginden erken ayrilmistir. Belki de Tanri ölüsünden sonra bazi geri kafalilarin kendisine yaptiklari hakareti sagliginda görmesini önlemek için O'nu ulusundan erken ayirmayi uygun bulmustur. Ondan geriye kalan en yakin silah arkadasi, Devrim Yoldasi, Cumhuriyet'in IKINCI ADAM'i Ismet Inönü'yü Topkapi'da linç etmek istemedik mi? Usak'ta kafasina tas atmadik mi? Yesilhisar'da yolunu kesmedik mi? Hepsini yaptik ve bugünlere geldik. Hatta daha bile ötelere gittik. KARSI DEVRIM sürecini baslattik. Ve ATATÜRK'ÜN MIRASI'ni bitirmek için epey mesafe aldik.
Tarihçiler, arastirmacilar Türk ulusunun bir talihsizliginden söz ederler ve derlerki "Türkler Alfabelerini (yazilarini) Ortaasya'da birakmamis, Arap Yazisi'ni almamis olsalardi bugün dünyanin en uygar halki olurlardi." Tabii bugün varsayim üzerine konusmanin hiçbir anlami yoktur. Ortaasya'dan Bati'ya dogru gelirlerken karsilarina çikan bu Arap Alfabesi'ni yani Arap yazisini almakta bir sakinca görmemislerdir. Türk halki Osmanlilar Dönemi'nde 600 yil bu yaziyi (Eski Türkçe'yi) ögrenmeden Cumhuriyet ve Harf Devrimi'ne gelmistir. Tabii bu yüzden Avrupa ülkeleri ile aramizda büyük bir bilgi ve kültür açigi meydana gelmistir.
Dogalki (tabiiki) bir ulusun Alfabesi'nin degistirmek kolay bir devrim degildir. Bunu yabanci gazeteciler Atatürk'e sormuslar "Siz halkin yazisini, Alfabesini nasil degistirirsiniz" demislerdir. O da kendilerine "Benim halkimin Alfabesi (yazisi) yoktur ki.." diye yanit vermistir. Yani Atatürk yabanci gazetecilere Türk halki Arap Yazisi'ni sevmis ögrenilmesini kolay görüp bulmus olsaydi halkin tümü bu yaziyi ögrenmis, bilgisiz kalmazdi demek istemistir.
Arap Yazisi'ni 600 yil ögrenemeyen Türk halki Yeni Yazi'yi üç ayda ögrenmistir. Atatürk bu Düsünce Devrimi'nin Basögretmenligini üstlenmis, kara tahtanin basina geçerek halkina yeni yaziyi ögretmede öncülük etmistir. Yediden yetmise millet, Millet Mektepleri'ne, okuma dershanelerine kosmustur. Bu durum tam bir Aydinlanma ve Bilgilenme yolunun açilmasi olmustur. Bugün onmilyonun üstünde okuma yazma bilmeyen varsa da genelde Türk halki yazmayi, okumayi ögrenmis, Yeni Alfabe sahibi olmustur. Herkes biliyorki insanligin tarihi yazinin bulunmasi ile baslamistir. Türklesme de, çagdaslasmada da yeni yazi ile olusmus, Türk halkinin hedefi olmustur.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol