HALKIN CUMHURIYETI CUMHURIYETIN HALKI NEREDE?


Dün Cumhuriyetin 83. yildönümü kutlandi. Demek oluyor ki bu halk, bu ulus 83 yildan beri Cumhuriyete kavusmanin coskusu, cumhuriyete sahip olmanin onur ve gururu ile yasayip bayram yapmaktadir.
Ama cumhuriyetin tarihini bilerek, ama bilmeyerek halk bayramlara gitmekte, törenden geçenleri ve özellikle ordu birliklerini seyretmekte, cumhuriyet için çekilen nutuklari dinlemektedir.
Artik bu bir gelenek olmustur. Türbinde atanmislar, birkaç da seçilmisler hep var olmustur. Ancak Mustafa Kemal'in Cumhuriyeti bugüne hep böyle gelmis degildir. Baslangiç ile bugün arasinda büyük farklar vardir. Aydinlar, kalabaliklar bu farkin ayridindamidirlar? Bilmiyoruz. Ancak o Büyük Ulus Bayrami artik ATATÜRK ve INÖNÜ devirlerinin coskusunda degildir. Belki halk hep ayni halktir ama Cumhuriyetin tarihi, Cumhuriyetin, Kimsesizlerin Kimsesi oldugu unutulmus, Cumhuriyet bilgisi kaybolmustur. Cumhuriyet hedeflerinden uzaklasmistir. Daha dogrusu uzaklastirilmistir. Ruhunu ve özelliklerini yitirmistir. Biri çiksin da, "Hayir, öyle degildir, Cumhuriyetin kaybettigi bir sey yoktur" desin bakalim önüne ne kayiplar, ne kazanimlarin yok olup gittigi konacaktir.
Yakin yillara kadar bu ülkenin insanlari KANDIL'i birbirlerine kutlamiyorlardi. Böyle bir gelenek, öyle bir ihtiyaç duymuyorlardi. Fakat özellikle günümüzde yalniz ben en az 8-10 dolayinda Kandil Mesaji aldim. Dostlarima buradan tesekkür ediyorum. Ama Cumhuriyet için bugüne kadar bir iki Atatürkçü'nün disinda hiç kimseden bir kutlama sözü isitmedim, bir kart almadim. Sizce bunun bir anlami yokmudur? Vardir elbet.
"Bir Fransiz dag basinda tek basina da olsa Fransiz Cumhuriyetini kutlar" derler. Bunu ben de okumustum. insanin tek basina bir ulus bayramini kutlamasi nasil seyse, nasil bir bilgi, nasil bir sevinç ve nasil bir sahiplenme ise Fransiz bayramini kutluyor. Her halde tek basina Fransiz Ulusal Marsini söylüyordur. Fransiz Cumhuriyetinin tarihini, cumhuriyet için mücadele verenleri, Cumhuriyeti ilan edenleri hatirliyordur. Onlarla onur ve gurur duydugunu mirildaniyordur.
Atatürk'ün yakin çevresi yazarlarindan Falih Rifki Atay'in bir kitabinda okumustum. Diyor ki, "Cumhuriyetçi, Atatürkçü olmak dag basinda tek basina Mustafa Kemal olmak demektir". Tek Basina Mustafa Kemal Olmak, milli mücadele tarihini, Atatürk'ü, devrimleri, Cumhuriyet Projesi'ni, Cumhuriyetin Laik Özelligini, Temel ilkelerini bilmek demektir. Baska Cumhuriyeti savunmak olmalidir.
Bunlari biliyormuyuz? Biliyorsak, biliyorsaniz korkmayin. Siz ne oldugunuzu söylemeyin, ben diyorum ki, SIZ ATATÜRKÇÜSÜNÜZ. Cumhuriyeti savunacak bilgi ve bilinç düzeyindesiniz. Tanidiginiz dostlarin Cumhuriyet Bayramini kutlamanin bir görev oldugunu bilirsiniz. Fakat ne var ki bunu ben dahil, hiçbirimiz yapmiyoruz. Belki kutlamak gerektigini düsünüyoruz da yapmiyoruz. Böyle bir aliskanligimiz yok. Ama ben bu halkin Dini Bayramlar'daki gibi Cumhuriyeti Kutlama aliskanligi olmalidir. Bu aliskanlik yaratilmalidir diye düsünüyorum. Cumhuriyetin eskiden bir gelenegi vardi. Büyük sehir ve kasabalar bayraklarla, dövizlerle, taklarla donatilirdi. Cumhuriyet Balosu, Cumhuriyet senlikleri yapilirdi. Vitrinler Mustafa Kemal'in fötr ve Kalpakli resimleri ile güzellestirilirdi. Köylüler ulam ulam, yaya yapildak kasabanin, sehrin Cumhuriyet Bayramlarini görmeye, kutlamaya gelirlerdi. Köylerine, evlerine döndüklerinde gördüklerinin, yasadiklarinin coskusunu anlatirlardi. simdi Köylüler gelmiyor, Köylerinde Ulusal Bayramlar kutlanmiyor. Çünkü Köyün okulu, Köyün ögretmeni yok. Ama imam var.
simdi birileri "Cumhuriyet Bayramini kutlamaya ödenek yok" diyor. Ya öyle mi? Cumhuriyet laikligini, ruhunu, hedeflerini, coskusunu kaybetti, simdi parasiz mi kaldi? Cumhuriyetin bu ülkeye, bu yüce halka kazandirdiklarinin birer birer satildigini, ikbal ve iktidar düskünlerinin yaptigi borçlara mahsup edildiklerini biliyoruz. Ama yine de borçlar kapanmadi, aksine daha fazlalasti, daha ödenemez düzeylere çikti.
Ben sizi bimem ama Halkin Cumhuriyeti, Atatürk'ün Cumhuriyeti kayboldu diye düsünüyorum. Cumhuriyet Halkini artik taniyamaz oldugumu söylemek istiyorum. Onlarin yüzlerinin Dogu'ya döndügünü, döndürüldügünü, bunun egitimi ve teknigi ile yetistiklerini görüyorum. Tabii ruhumuzu, hedeflerimizi, laik vasfimizi kaybettigimiz Cumhuriyete üzülüyorum. Ne yapabilirim diye düsünüyorum ve susuyorum. Aklima çok seyler geliyor, Atatürk'ün Gençlege Hitabi'ni, Onuncu Yil Nutku'nu okuyorum, Sonra Yenilikçi sair Tevfik Fikret'in, "ELBET BIR GÜN SABAH OLACAKTIR" dizesini hatirliyorum ve SUSUYORUM. Suskunlugumuza anlam kazandiriyorum. Yine de CUMHURIYET KUTLU OLSUN diyorum, inancimi, umudumu zamana birakiyorum.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol