HALK OZANI HALİL TEKİN BUCAKLI

Halil Tekin Bucaklı Cumhuriyetin yetiştirdiği ilk bürokratlarındandır. Cumhuriyet Hükümeti'nin Vize'de ilk kaymakamıdır. Kırklareli'nde "KARAHIDIRLI HALİL BEY" olarak tanınmıştır. Ancak yeni kuşaklar kendisini bilmezler, tanımazlar. Bizim yeni çıkan "KIRKLARELİ'Nİ GEÇMİŞTEN GELECEĞE TAŞIYANLAR" kitabımızı okurlarsa öğrenirler.
Halil Tekin Bucaklı seçkin bir bürokrat, seçkin bir kültür adamı ve kendine özgü bir Halk Ozanı'dır. Onu çok yakından tanıyan biri olmama rağmen kitabımda ayrıntıları ile anlatamadım. Oysa onun Halk Ozanı yanını anlatmak gerekirdi.
Halil Tekin Bucaklı Bektaşi idi. Bektaşiliği entelektüel düzeyde anlıyordu. Atatürk'ü ise sevmekten öte anlayıp anlatıyordu. Kitabımda birkaç sayfa tutan ÇAKIRIM DESTENİ Atatürk konusunda Tanrı'ya bir yakarıştır.
Halil Tekin Bucaklı bir Halk Ozanıdır ama parmakla sayılacak kadar şiir yazmıştır. Yazdığı şiirleri de bana vermiştir. Bana vermediği şiiri varmıdır bilmiyorum. Ailenin içine girmiş biri olarak kızları böyle bir durumdan söz etmemişlerdir. Tekin Bucaklı şeker hastası idi ve şeker gözlerini kapamıştı. Bu nedenle kendisine 20 yıl evinde ve dışarıda kitap okudum. Diyebilirim ki her konuda söyleyeceği vardı. Fransız kültürüne aşina idi. Bu bilgileri kitaba yazdıklarımla birleştirmeyi düşünüyorum. Tabii kitabın ikinci baskısında. Ancak bunu kitabın sayfalarını 500'e çıkarmak suretiyle yapabileceğimi sanıyorum.
Halil Tekin Bucaklı şiirlerini "TRAKYALI AŞIK MUSTAFA" adı ile yazmıştır. İşte onun "BOZKIRA ÖVGÜ" adlı şiiri:
"Bozkırım: Benim aydın, engin bozkırım
Sonsuzlukta Tanrılar dengin bozkırım,
Çiğdemle, gelincikle zengin bozkırım
Hasretin katarına kattılar beni.

Bilinmez, görünmez amansız eller
Bozkırımdan ırağa attılar beni
Sevgilisin diyerek şakıyan diller
Gurbet atlı bir güle sattılar beni.

Şu kupkuru otlarda bir garip ıslık
Ve bir ılık nefestir sende ıssızlık
Şafak rengi göğün güzel yıldızlık
Yabanlar uzağına attılar beni.

Bir eldir ki sanırsın dolmuş her yanı
Kuytularda seslenip dönmüş dumana
Gel eder hep durmadan siner cana
Hasretin kucaklarda sargılar beni.

Seher ufuklarında bir sarı kuşak
Ve yükselen güneş olgunlaşarak
Bir güzel yüz gibi dolgun, yumuşak
Rüyalar alemine attılar beni."

Trakyalı Aşık Mustafa