Dünya her alanda öylesine gelisiyor ki artik hersey bilimin getirdigi yöntemlerle idare edilmeye basladi.
Geç kalsak da Türkiye buna ayak uyduruyor.
Ancak yapilan yanlisliklar yok degil.
Örnegin Halkla Iliskiler tüm kurumlarda özen gösterilmeye baslanan bir sektör haline geldi.
Yani halkla iliskiler basari saglamak için ayri bir önem kazandi. Bu konuda üniversiteler egitim veriyor.
Bu egitimi yeteri kadar ciddiye alip kendisini yetistirenlerde ekmek yiyorlar.
Söyle bir arastirmam var. Bir çok kurum halkla iliskilerin ne oldugunu bilmiyorlar.
Egitimsiz ama güzel ve alimli olanlar is basina getiriliyor. Saniyorlar ki fiziksel güzellikler müsteri celbetmeye yeterli olacak.
Tabii bu dalda sadece bayanlara yer verilmiyor.
Örnegin halkla iliskilerden bihaber olan nice beyler de göreve getiriliyorlar. Hemde kendilerine uzman veya sorumlu diye nitelikler veriliyor.
Oysa kazin ayagi öyle degil. Bu isi yapmak için uzman olmak, gerekli egitimi almak lazim.
Öyleki halkla iliskilerde görevli olan kisi yönetimin kararlarini dahi etkileyebilecek kapasitede olmali.
Çünkü halkla iliskiler bir yönetim fonksiyonudur.
Kapinin önüne çikip gelenleri gülümseyerek karsilamak halkla iliski kurmak degildir. Kitapçik, brosür, gazete dagitmakla bir iki baglama sözler söyleyip yakinlasmakla halkla iliskiler uzmani olamazsiniz.
Ne yazik ki böyle kapasitesiz insanlari çevremizde dahi görebiliyoruz. Her çesit kurulus ve isletmelerin halkla iliskiler departmanlarinda görev verecekleri kisileri iyi bir analizden geçirmeleri kaçinilmazdir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol