"Güvenli, yeterli ve sürdürülebilir gıda arzı bir insanlık hakkıdır"

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Kırklareli İl Temsilcisi Erol Özkan, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Güvenli, yeterli ve sürdürülebilir gıda arzı bir insanlık hakkıdır" dedi

"Dünya Gıda Günü" dolayısıyla bir açıklama yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Kırklareli İl Temsilcisi Erol Özkan, dünyanın geri kalmış coğrafyalarında 

açlığın kronikleşmesi ve insanların açlıktan ölmesinin bu yeryüzünün ve bütün insanlığın en önemli sorunu olduğunu belirtti.
Verilere göre dünyada yaklaşık 900 milyon insanın aç olduğunu, bunun ise bir insanlık ayıbı olduğunu vurgulayan Özkan, dünyadaki açların yaklaşık yüzde 62'sinin Güney Asya ve Sahra Altı Afrika'sında, yaklaşık yüzde 27'sinin ise Doğu ve Güneydoğu Asya'da yaşıyor olmasının bu çelişkiyi bütün netliği ile ortaya koyduğunu kaydetti.
Tarımsal üretimin aynı zamanda ticari bir faaliyet olarak görülmesi nedeniyle gıda güvencesi kadar önemli olan gıdanın sağlıklı olma zorunluluğunun ekonomik kaygılar öne alınarak göz ardı edilebildiğini vurgulayan Özkan, bu ve diğer bazı sorunların tartışmaya açılması amaçlanarak Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'nün bu yıl "Dünya Gıda Günü" kutlamalarının ana temasını "Aile Çiftçiliği", kampanyanın sloganını ise "Dünyayı besle, yeryüzünü önemse" olarak belirlendiğini belirtti.
Özkan, açıklamasının devamında şunları kaydetti;
"Bu tema çerçevesinde düzenlenecek olan etkinlikler ile çiftçi aileleri ve küçük ölçekli çiftçiliğe dikkat çekilerek, aile çiftçiliğinin sürdürülebilirlik ve kırsal kalkınmanın etkin bir parçası olduğunun gösterilmesi amaçlanmaktadır. Bilinmelidir ki; dünyada ve ülkemizde bu yaklaşımı temel alacak politikaların ortaya konulması, açlık ve yoksullukla mücadelede önemli bir adım olacaktır.
Aile çiftçiliği, bir aile tarafından yönetilen ve gerçekleştirilen, kadınlar ve erkekler dahil olmak üzere, ağırlıklı olarak ailesel işgücüne dayalı tarım, ormancılık, balıkçılık, meracılık ve su ürünlerine yönelik üretim faaliyetlerini kapsamaktadır. Aile çiftçiliği hem gelişen, hem de gelişmekte olan ülkelerde gıda üretimi sektöründe tarımın en etkin unsurlarından biridir.
Ulusal düzeyde aile çiftçiliğinin başarılı bir şekilde geliştirilmesi, tarımsal ve ekolojik koşullar ve bölgesel özellikler; çevre politikaları; pazarlara erişim; arazi ve doğal kaynaklara erişim; teknoloji ve yayım hizmetlerine erişim; finansman olanaklarına erişim; demografik, ekonomik ve sosyo-kültürel koşullar; uzmanlık alanlarında eğitim olanaklarına erişim gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
Tarım ve gıda ile ilgili hususlar uluslar arası ilişkilerde gittikçe daha stratejik bir hale gelmektedir. Gıda ve suyun gelecekte ülkelerin dünya üzerindeki önemini belirleyeceğini öngörülmektedir.
Türkiye gibi tarımsal potansiyeli yüksek bir ülkede üretimin bu gerçeğin göz önünde bulundurularak planlanması, güvenli gıda arzının ve bunun sürdürülebilirliğinin sağlanması için oldukça önemlidir.
Ülkemizde uygulanan gıda ve tarım politikaları, açlık ve yoksulluğu ortadan kaldırmada yetersiz kalmıştır. Üretim yetersizliği ithalat ile kapatılmaya çalışılmış, ancak bu seçenek sektörde bir rahatlama sağlamadığı gibi gıda fiyatlarındaki artışı da durduramamıştır. 2014 yılında gıda fiyatlarının ortalama enflasyonun üzerinde, %15,19 olarak gerçekleşmesi uygulanan politikaların yanlışlığını bir kez daha ortaya koymaktadır.
Tüketicinin gıdaya erişimi giderek zorlaşırken, gıda güvenilirliğini tehdit eden uygulamalar ve ilgili meslek örgütleri, kurum ve kuruluşların görüşü alınmadan yapılan hukuki düzenlemeler yaşanan sıkıntıları daha da artırmaktadır.
Tarladan çatala kadar tüm aşamalarda gıda güvenliğinin, gıda güvencesinin sağlanması ile halkın hem ucuz gıdaya hem de sağlıklı gıdaya ulaşabilmesi sağlanmalıdır. Güvenli, yeterli ve sürdürülebilir gıda arzı bir insanlık hakkıdır.
Unutulmamalıdır ki; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde de belirtildiği gibi insanların temel gereksinimi olan gıdanın eşit ve adil dağıtılmadığı bir dünya güvenli değildir. Açlığın ve yetersiz beslenmenin gündemde olmadığı, güvenli gıdalar tüketebildiğimiz bir dünya ve Türkiye için başta politika oluşturucular ve yöneticiler olmak üzere, hep birlikte çaba sarf etmek bir görev olarak değerlendirilmelidir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol