Kırklareli CHP İl başkanlığı yeni eğitim yasası ile ilgili olarak dün il başkanlığı binasında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Kırklareli CHP il Başkanı Vecdi Gündoğdu açıklamada şunlara değindi: "20 Şubat 2012 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi, beş milletvekilinin imzası ile TBMM Başkanlığı'na eğitim sistemimizde köklü değişiklikler getirecek bir kanun teklifi sunmuştur. Bir ülkenin ve toplumun geleceği öncelikle devletin sağladığı temel eğitim hizmetiyle biçimlenir. Oysa AKP hükümeti, eğitim gibi geleceğimize yön veren bir konuda eğitim uzmanlarının görüşlerini dikkate almayan bir düzenlemeyi yangından mal kaçırır gibi yasalaştırmak istemektedir. Öğretmenin, velinin, öğrencinin görüşü alınmamıştır. Sivil toplum kuruluşları gibi paydaşlar karar sürecinden dışlanmıştır. Muhalefet partileri ve yasama organı devre dışı bırakılmaya çalışılmıştır. Eğitime başlama yaşı, meslek tercihi, örgün eğitim yerine açık öğretim gibi bir toplumu yakından ilgilendiren yaşamsal düzenlemelerin bir gün öne sürülüp ertesi gün geri çekilmesinden kamuoyunun başı dönmüş durumdadır. İyi Yurttaş ve Vasıflı İşgücüne AKP Kesintisi Kanun teklifi ile temel eğitim aşaması kademelere ayrılmaktadır. Gerekçe olarak, altı yaşındaki ve on beş yaşındaki çocukların aynı ortamda bulunmalarının getirdiği toplumsal ve ahlaki sakıncalar öne sürülmektedir. Şayet böyle bir sorun mevcut ise, çözüm için yasal düzenlemeye gerek yoktur. Bu bir uygulama sorunudur. Kaldı ki çocuklar zaten yaşlarına göre belirlenmiş farklı sınıflarda ve ortamlarda eğitim görmektedir. Gerekçede örnek gösterilen gelişmiş ülkelerin hepsinde okullar sadece yaşa göre bölünmekte, ancak eğitim müfredatı ayrıştırılmamaktadır" dedi.
Daha sonra konuşmasına Gündoğdu şöyle devam etti: "Kanun teklifi ile gündeme getirilen yeni yapıda öğrenciler 9-10 yaşından itibaren seçmeli ders modülleri aracılığı ile farklı alanlara yönlendirilmektedir. Dünyada seçmeli ders temelli sistemlerde esas olan, bu derslerin getireceği yükün, temel eğitim kapsamındaki derslerin ve içeriğin verilmesine engel olmamasıdır. Oysa bu modelle öğrenciler, kişisel, sosyal ve bilişsel gelişimleri için temel eğitim kademesinde almaları gereken derslerden yoksun olarak yetiştirilecektir. Öncelikle 9-10 yaş mesleki yönelme için çok erken bir yaştır. Erken yaşta çocuk, somut işlem dönemini henüz tamamlamamıştır. Bu nedenle, meslek eğitimine yönlendirilmesinde ne kendisi, ne ailesi, ne de uzmanların doğru karar vermesi mümkün değildir. Çünkü o yaşta bir çocuk henüz kendini tanıma dönemini tamamlamamıştır. Meslekler hakkında bilgisi ve ilgisi yeteri kadar gelişmediği gibi yeteneklerinin de farkında değildir. Kısacası bütün yaşamını etkileyecek bir kararı alma yetisi yoktur. Çocukların toplumsallaşması ailede başlar, okulda öğretmenle devam eder. Daha ileri yaşlarda ise akranlar arası ilişkiler büyük önem kazanır. Bu süreçte öğrenci bireysel ve sosyal farklılıkları algılayarak kendi kişiliğini oluşturur. Toplumsal yargı ve hoşgörüyü öğrenir. Okulda geçirilen süre öğrencinin kişiliğinin ve toplumsal kimliğinin gelişmesi için çok önemlidir. Bu sebeple eğitimde başarı için okulda geçirilen sürenin artırılması gerekmektedir. AKP ise eğitimin tam gün ve uzun süreli uygulanmasını yaygınlaştırmak yerine, ikinci eğitim kademesinin ardından açık öğretimin önünü açmaktadır. Eğitimi okul ortamından çıkarmak öğrencilerin sağlıklı sosyalleşmesinin önünde ciddi bir engeldir. Her ne kadar açık öğretim eğitim komisyonu tarafından üçüncü kademeye kaydırılmış ise de, Hükümet'in hemen her gün değiştirdiği politikaları ciddi riskler içermektedir. Örneğin, bu uygulamanın doğurabileceği önemli bir risk, erken yaşta okuldan alınan kız çocukların aileleri tarafından küçük yaşta evlenmeye zorlanabilecekleri ihtimalidir. Aynı şekilde erkek çocukların erken yaşta çalıştırılmaları ve eğitim süreci dışında kalmaları ihtimali de güçlenmektedir. Kanun teklifinin tartışılması sürecinde okula başlama yaşında birçok kez değişiklik yapılmıştır. Şayet temel eğitime başlama yaşı için hala 60 ayı doldurmuş olma kriteri getirilmek isteniyorsa, bundan çok vahim sonuçlar doğacaktır. Bu yaşta bir çocuğun bilişsel ve fiziksel gelişimi, okul eğitimi gereklerini karşılamaktan çok uzaktır. El kol kasları ve kemikler ilk atmış ayda kalem tutacak kadar dahi gelişmemektedir. Uzmanlar gelişim açısından 5 ile 6 yaş arasındaki farkın, 30 ile 40 yaş arasındakinden daha büyük olduğunu belirtmektedir. İngiltere'de uygulanan sistemde 5 yaşındaki çocuklar toplu eğitim değil, bireysel eğitim almaktadır. Çocuklar özel sınıf ortamlarında ve okul öncesi eğitim mantığı ile yetiştirilmektedir. Ülkemizde ise temel eğitim içerisinde yer alan eğiticiler, 5 yaş kategorisine eğitim vermek için yeterli bilgi ve deneyime sahip değildir. Eğitim gibi uzun vadeli planlama gerektiren bir alanda AKP'nin gündeme getirdiği kanun teklifi neredeyse yoktan var edilmiştir. Çocuklarımızın ve ülkenin geleceğini birinci derecede ilgilendiren bu konu Milli Eğitim Şurası'nda görüşülmemiştir. AKP'nin seçim bildirgesinde ve Hükümet Programı'nda da yer almamaktadır. Kalkınma planlarında ve MEB stratejik planında bahsi dahi geçmemektedir. Değişikliğin altına Bakanlar Kurulu da imza atmamıştır. Başta öğrenciler, veliler ve öğretmenler olmak üzere, STK'ların ve siyasi partilerin görüşü alınmadan hazırlanmıştır. Eğitim komisyonunda milletin seçtiği vekillere dahi söz hakkı verilmemiş, dakikada bir madde geçirilerek kabul edilmiştir. Türkiye'de nüfusun yüzde 85'inin karşı çıktığı bir uygulama, tepeden inmeci, devletçi, merkeziyetçi bir anlayışla değiştirilmek istenmektedir. AKP'nin yaklaşımı "topluma rağmen toplum için" anlayışıdır. Söz konusu düzenleme ile yapılmak istenen ancak darbe dönemlerinde örnekleri görülebilecek türde merkeziyetçi bir toplum mühendisliğidir. Bu dayatma, AKP'nin son dönemde Türkiye'de hâkim kılmaya çalıştığı otoriter yönetim anlayışının en tehlikeli iz düşümlerinden biridir. Sonuç olarak kanun teklifi belirsizliklerle doludur. İdeolojik takıntılar dışında ne araçları ne de amaçları bellidir. Ana ilke ve hedefler konularında bile iktidar partisi bir o yana bir bu yana savrulmaktadır. Ortada mevcut sistemin bir etki analizi dahi yoktur. Kesintisiz sekiz yıllık eğitim sisteminin belirgin bir yanlışı saptanmamıştır.
Aksine, okullaşma oranı bu sistem sayesinde artmıştır. Tüm bu veriler ışığında, kesintisiz temel eğitimden geri adım atılmaması gerektiği açıkça görülmektedir. Sistemin uygulamadan kaynaklanan aksaklıkları giderilmeli, kesintisiz eğitim daha nitelikli bir yönde geliştirilmelidir. AKP'nin gündeme getirdiği kanun teklifi eğitim sistemimizi, daha yüksek kalite ve daha fazla eşitlik hedeflerinden uzaklaştırmaktadır. Günlük kaygılar ve geçmişe dönük duygusal hesaplaşmalara dayanan ve eğitim sistemimizi yeni bir kaosun eşiğine getirecek bir tekliftir. İktidar partisini, eğitim sistemimizin temel sorunlarına yönelik hiçbir çözüm önerisi getirmeyen ve geri dönülmez pek çok soruna yol açacak bu teklifi geri çekmeye davet ediyoruz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol